
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ECEVİT, DÜRÜSTLÜĞÜN SİMGESİYDİ
Eskişehir'de, Hoşnudiye Mahallesi, Şahin Caddesi'nin Kütahya Yolu Ayşen Sokak arasında kalan kısmının, isminin Aliya İzzetbegoviç Caddesi olarak, Batıkent Mahallesi, Civanmert Sokağın isminin, Bülent Ecevit Bulvarı olarak ve Şeker Mahallesi, 212. Cadde isminin ise Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi olarak değiştirilmesi gündeme geldi.
Diğer bir gelişme de, Facebok' ta da "ECEVİT' le ilgili kampanyada Eskişehir'de, demiryolunun yeraltına alınma çalışmaları bittikten sonra oluşacak, 1400 metre bulvara Rahmetli "BÜLENT ECEVİT" in, adının verilmesi isteniyor.
Bülent ECEVİT, ülkemiz meydanlarında, "Halkçı Ecevit" ve "Karaoğlan" sloganları ile alkışlanmayacak veya "Umudumuz Karaoğlan" sloganı, dağlara taşlara yazılmayacak ama geride bıraktığı manevi mirası ile hep anılacak. Eskişehir'de, bir cadde veya bulvara isminin verilmesi, kent açısında, bir onur olacaktır.
O, etik değerleri, ön planda tutan, Türk Siyaset hayatına, 50 yıldır damgasını vuran, bir devlet adamdır. Yaşamı boyunca, laik ve demokratik çizgisinden ve bildiği doğrulardan asla taviz vermedi.
Yaşamı boyunca, kim olduğunu ve nereden geldiğini, hiç aklından çıkarmadı. Ailesini ve geçmişini, en büyük hazine olarak gördü. Ülkenin çıkarlarını, hep savundu. Bu uğurda, her türlü fedakârlığı yapmaktan da çekinmedi. Kendisi gibi, ülkesine sahip çıkanlara da saygı duydu. Ülkemizdeki, dinsel, etnik, ideolojik önyargı ve nefretle, mücadele etti.
Bülent ECEVİT, içindeki, nükte duygularını kaybetmedi. Sözü senet oldu. Tutamayacağı sözü de vermedi. Ülkesini sevdi ve ona hizmet etme yolları aradı. Namuslu, titiz ve kararlı oldu. İçli bir şair, hassas bir insandı. Türkçeyi, çok iyi kullanırdı. Güçlü hitabeti vardı. İşçi ve köylü dostu idi. Grev ve Lokavt kanunu, Ecevit' in, Çalışma Bakanlığın da çıkmıştı.
Bülent ECEVİT için, her alanda, doğru işlerin yapılması, onun için yeterli değildi. Aynı zaman, kişi/kişilerin doğru işleri yapıyor olması gerekirdi. Yönetirken yenilik yapar, rakiplerine meydan da okurdu. Kendine özgü, bir kişiliği vardı. Hayatı boyunca özgürlüğün savunucusu oldu. İnsan ve toplumun, ancak özgür bir ortamda gelişebileceğine ve ilerleyeceğine inanırdı. Ona göre, özgürlük hem devlet, hem de yurttaşlar için söz konusu idi.
Bülent ECEVİT, iyi bir Atatürkçü idi. Atatürkçülüğün, Atatürk'ü aşmak olduğunu hem bilir, hem de söylerdi. Hayatı boyunca, ulusçuluktan yana taraf oldu. Milletini sevdi. Halkın ve ulusun yücelmesi, yükselmesi için çalıştı. Ulusal çıkarları, kişi, zümre, sınıf ve yabancı çıkarlarının üstünde tuttu.
Halkın çıkarları ve halkın devlet yönetimine katılması, olmazsa olmazları arasında idi. Türk halkını sevdi ve sevildi. Halka rağmen, bir şeylerin yapılamayacağını da hep söylerdi. Halkla birlikte, olmaktan da büyük zevk ve haz alırdı.
Hayatı boyunca, laik, sosyal, üniter, hukuk devletini ve ülke bütünlüğünü savunmakla kalmadı; taraf oldu. İnsan düşüncesinin akla, bilime ve deneye dayanması gerektiğini de hep söyledi. En büyük ideali, " Türkiye'yi, dünyanın en ileri ve uygar ülkesi olarak görmekti
Akılcı ve bilimsel düşünmeyi, toplumun her alanına, devlete ve toplum yaşamına, uygulamaya, egemen kılmaya çalıştı. Akla ve bilime aykırı olan, her şeye de karşı çıktı. Hayatı boyunca, savaşa ve şiddete karşı çıktı. Barıştan ve barışçılıktan yana taraf oldu.
Batı taraftarı idi. Ancak bazılarının sandığı gibi batının uşağı ve uydusu olmadı. Bilakis iktidarda olduğu süre içinde, kişilikli dış politikalar izledi. Batlılaşmanın da, bilim ve teknik yanında akılıcı ve bilimsel düşünce, sanat, çok partili demokrasi, düşünce ve örgütlenme özgürlüğü olduğunu da sıkça vurgulardı.
Bülent ECEVİT, hayatı boyunca kalkınmış, uygarlık düzeyine ulaşmış yepyeni bir Türkiye düşledi. Ülkemizde, işsiz, aşsız, eğitimsiz, okulsuz, öğretmensiz, ışıksız, hastanesiz, doktorsuz, evsiz ve yolsuz, tek bir yurttaş kalması içinde gayret ve caba gösterdi.
Türkiye'de, demokrasi mücadelesi verdi. Eğitim düzeyi bizden çok daha düşük olan Hindistan'da, Kuzey Kutbu'ndaki Grönland Eskimoları, Batıdaki demokrasinin tıpkısını başarı ile uyguladığını Ancak böyle bir dünyada Türkiye'nin, başında bulunanlardan toplumun üst tabakalarında olanlardan, bazılarının, kendi halkımızı tam demokrasiye layık görmemeleri karşısında hep üzüldü.
Bülent ECEVİT, ülkemizdeki, ağa, şeyh, bey, aracı, tefeci, soyguncu, vurguncu ve sömürücü takıma hep karşı çıktı. Ulusal gelirin, adil dağıtılarak zenginlerle, fakirlerin arasındaki uçurumun, giderilmesi için sürekli mücadele etti. Torpile, rüşvete, haksız kazanca karşı çıktı. Hülasa O, bu dünyada, dürüst ve sade bir yaşam sürdü. Çalmadı, çaldırmadı, yakınlarını zengin etmedi. Dürüstlüğün de simgesi oldu.
Mekânı Cennet, Ruhu, şad olsun...