
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
EDEPLİ OL!
Söylenecek sözün ve yazılacak yazının, insanları incitmemesine özen göstermek gerçekten önemli bir özellik olmaya başladı. Bu, insan olmanın da gereğidir. Çünkü insanları incitmemek, yani edepli olmak, insanların temel hak ve özgürlüklerine saygılı olmakla eşdeğerdir.
Ayrıca edepli olmak, kolay değildir. Çünkü güzel huy ve terbiye, haya, terbiye, iffet, zarafet, utanma, ağırbaşlılık, gibi kavramlar, en büyük şeref ve edeptir. Edep, insan olmanın da gereğidir. Bunları taşımayan insanların, aksi davranışları ise densizlik ve edepsizliktir.
Toplumda, öyle insanlar var ki, ne zaman, nerede ve ne konuşması gerektiğini bilmezler. Gereksiz konuşurlar, art niyetlidirler. Kendi düşünceleri ile değil başkanlarının gizli hedefleri ve düşünceleri ile konuşurlar. Başkalarını kötüleyerek amaçlarına ulaşmak veya başkalarının hedeflerine ulaşmalarını sağlamak isterler. Bu tür insanlar gündemde ise durum daha da vahimdir.
Bu tür insanlar, geri kafalıdır. O nedenle de geri kafalıları ''hidayete'' erdirmeye çalışmak boşunadır. Çünkü düşünceleri sabit, geçmişte talkı, geleceği düşünmeyen, yeniliklere kapalı, mevcut düzene de karşı insanlardır. Bu insanlar, çıkar sağlayan insanların da maşası durumundadır.
Bilimsel düşünmeyen, geleceği geçmişte arayan, kemikleşmiş önyargılarda bulan, akla, dayalı düzeni yıkıp, kafalarındaki bir düzen kurmaya çalışan, İnsanlar, dün oldu, bugünde var.
Öyle insanlar var ki, ne haddini bilir, ne de hesabını. Ortam buldu mu çıkarları ve hedefleri doğrultusunda konuşur da konuşur. Sadece, kendi yaptığı iyidir. Başkalarının yaptığına bakmadan, incelemeden kararını verir, yargısız infaz ederler.
Nitekim Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı ve köşe yazarı Yusuf Ziya Cömert, Odunpazarı Belediye Başkanı, Emniyet müdür yardımcısı, milli Eğitim ve Turizm müdürleri ile AKP nin ilçe Başkan ve yöneticileri huzurunda, Eskişehir'in, fuhuş kentine döndüğünü ve bu durumun düzeltilmesi gerektiği söyledi.
Oysa Eskişehir'e, gelmişsin, edebinle misafirliğini bil, densizlik etme.
Panelde bulunan, ne amaçla katıldığı belli olmayan, ilde görevli yöneticilerin tepki göstermemesi ve susku kalmaları, dikkat çekici olduğu kadar düşündürücüdür de.
Yusuf Ziya Cömert, Eskişehirlilerden, özür diler mi veya hatasını kabul edip, açıkça özeleştirisini yaparak ve bunu da köşesinde yazarak, kamuoyu ile paylaşır mı bilinmez. Ancak kişisel hırslarına, yenik düşen, birilerine yaranmak isteyen, "insana kul olma" niteliğini taşıyanlarda, edep ve erdemin kırıntısı olmaz. Tabii ki bu türden gazetecilerin, "DENSİZLİĞİ" de kaçınılmazdır.
Bu densizlik ve maksadını aşan, sözler karşısında, niçin anında müdahale edilmedi bilinmez ama ili yönetenler, Yusuf Ziya Cömert' e müdahale etmemesi, en azında sözlerini düzeltmesi ve Eskişehirlilerden özür dilemesi istenebilirdi. O nedenle de arzu edilmeyen gelişmelerden, Yusuf Ziya Cömert kadar, paneli düzenleyenlerin ve izleyicilerin de az veya çok sorumlulukları vardır.
Yusuf Ziya Cömert' in, binlerce insanın yaşadığı kentte, nerede gördü veya nasıl tespit etmişse, bir veya iki travestili var diye, bütün Eskişehir' i, Fuhuş kenti olarak tanımlaması, haksızlık olduğu kadar densizlik, kendini bilmezlik olduğu kadar, kent insanına ve kenti yönetenlere de hakarettir.
Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilen bir şehrin, kamuoyuna, "fuhuş merkezi" olarak lanse edilmesi, kent insanını rencide etmiştir. Çağ dışı bir kafanın ürünü bu sözler, edepsizlikte başka bir şey değildir.
Panel'in konusu, "Ortadoğu, Suriye İç Savaşı ve Türkiye" iken Yusuf Ziya Cömert' in, Eskişehir'i fuhuş kenti olarak gösterip, Odunpazarı Belediye Başkanı Sayın SAKALLI' yı, övmesi, geliş amacını da ortaya koydu. Oysa bu sözleri ile Sayın SAKALLI' ya, yarar değil, zarar vermiştir.
Sayın SAKALLI, Yusuf Ziya Cömert'in, sözlerinin, kastı aşan bir ifade olduğunu ve dil sürçmesi olduğunu kendisine söylediğini belirterek, savunma yaptı.
Oysa söylenen sözler, "DİL SÜRÇMESİ" değildir. Çünkü adı geçen şahıs, panelde sarf ettiği sözlerini, köşesinde de kamuoyu ile paylaştığı söyleniyor. Bu sözler, yargıya taşınır mı bekleyip göreceğiz. Ancak iddialar, mutlaka yargıya taşınmalıdır. Çünkü bu tür insanlara, haddini bildirmek gerekir. Bildirmezsek, densizliğini devam ettirir gider.
Ayrıca herkes edepli olmalı, haddini bilmeli. Haddini bilmeyene de haddini bildirmeli...