4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

EĞİTİMDE YÖNETİCİ ATAMALARI

Okulları açılması ile birlikte, okul yöneticilerinden şikâyetler geliyor. Verilen sözlerin yerine getirilmediği, kayıtlarda para unsurunun ön planda tutulduğu, bazı okul müdürlerinin, iyi öğrencileri almak için reklam yaptığı, Bazılarının da arandıkları zaman bulunmadıkları genellikle de sürekli il ve İlçe milli eğitim Müdürlüklerinde oldukları söylediği gibi, pek çok şikâyet geldi. Hala da geliyor. Ancak Eskişehir' de, çok başarılı performans sergileyen, veli ve öğrencilerin övgüsünü de alan örnek müdürler de var.
Elbette bu şikâyetlerin, ne kadarı doğru bilinmez ama bu tablo da bir gerçek payı olduğu da ortada. Şikâyetler üzerine, merkezde bir Meslek Lisesi Müdürünü ziyaret ettik. Yoksul ve işsiz, bir velinin şikâyetinin, doğru olup olmadığını araştırmak için bir de istek de bulunduk. Kayıt için, söz verdiği halde, veli gittiğinde, "kayıt yapamam" diyerek geri gönderdi. Hem kendisini, hem bizi veli karşısından, güç durumda bıraktı.
Yine 16 Mayıs 2009 tarihinde, 1960- 1961 mezunları ile Yunus Emre Öğretmen Anadolu Lisesi'ne ulaştık. Okul açık olmasına ve okulda bir saat binaları gezmemize rağmen, Okulun sessizliği, hiçbir ilgiliye, bekçiye, hatta tek bir öğrenciye rastlamadık Okul adeta terk edilmiş bir mekân görünümde idi. Durumu, hem köşemizde, hem de bizzat bir ilgiliye ilettik. Ne gibi işlem yapıldı; bugüne kadar da öğrenemedik.
Aslında bu tabloyu, yadırgamadık. Son yıllarda idareci atamalarında söylenenler ve yaşananlar ortadadır. Hata işleyenler hakkında işlem yapılmaması, ehliyetsiz insanları idareci olarak atanması, çocuklarımız, veli ve öğretmenlerimiz özellikle de ülkemizin geleceği açısından büyük talihsizliktir.
Maalesef Milli Eğitimde, yönetici seçme konusundaki olumlu tutum, çok partili dönemde, özellikle de son 30 yıldan beri, politik düşüncelerle bozuldu. Siyasi partiler, kendi siyasi görüşlerini, Milli Eğitim vasıtasıyla yaygınlaştırmada adeta birbiriyle yarışa girdiler. Meslek yerine, partiler, ideolojilere ve politikacılara hizmeti tercih eden tecrübesiz Kişi/kişileri " ÖĞRETMEN OLAN HERKES YÖNETİCİ DE OLUR" kanaati ile iktidara gelen partiler, tarafından seçime tabi tutulmadan, politik baskı ile yöneticilik görevine getirildiler. Her iktidar değişikliğinde, Milli Eğitimde, Genel Müdürlüklerden, okul müdürlerine kadar, bütün yöneticilere değiştirilmeye başlandı. İktidara ve politikacılara karşı çıkan başarılı yöneticiler ise soruşturmalarla görevlerinden alındı. Böylece Mili Eğitimde, mevcut hiyerarşi bozuldu.
Bu tür gelişmeler karşısında, mesleğinde gösterdiği başarı ile yükselmek isteyen öğretmenler ve yöneticiler, geleceklerinde endişe eder duruma geldiler. Mesleğine hizmetten başka bir şey düşünmeyen, başarılı ve tecrübeli eğitimciler de bu tutumdan dolayı önce bir kenara çekildiler, sonra da kurtuluş çaresini emekli olmakta buldular.
Bu tablo velileri ve öğretmeleri üzdüğü gibi, Milli Eğitim Teşkilatı' nın havasına bozmakta, öğretmenlik mesleğinde başarılı hizmetleriyle yükselmek isteyen öğretmen ve yöneticileri de son derce rahatsız etmekte ve eğitim teşkilatında verimin gün geçtikçe daha da düşmesine sebep olmaktadır. Aslında geçmişte Mili Eğitimin, bu acıklı durumu XIV. Milli Eğitim Şurası' da ele alında ama düşünülen ve alınan kararlara hayata geçirilemedi.
Milli Eğitim Bakanlığı, bir ana önce bu soruna el koymalı, Atama Yönetmeliği bir an önce çıkartılmalı, mevcut okul müdürleri çok iyi denetlenmeli, Yeni atanacak olanlarda da "YETENEK", "BAŞARI" ve "TECRÜBE" aranmalıdır. SINAVLA YÖNETİCİ ATANMAMALIDIR." Yani yöneticilik görevi, EN YETENEKLİ, EN BAŞARILI VE TECRÜBELİ OLAN VE MESLEKTAŞLARI ARASINDA ÖRNEK DURUMDA BULUNAN VE HERKESE DE HAKKANİYET VE EŞİTLİK İÇİNDE DAVRANAN, YÖNETMELİKLERİ, ÖN PLANDA TUTAN, EĞİTİMCİLERE VERİLMELİDİR. Kesinlikle de ideoloji ve siyasi düşünce, yönetici seçiminde ön planda tutulmamalıdır.
Geçmişte, meslekte yükselme, bugünkü gibi, politik ve ideolojik etkenlerle olmazdı. En yetenekli, en başarılı ve tecrübeli olan ve meslektaşları arasında örnek durumda bulunan eğitimciler, yönetici olarak atanırdı. Yine en yetenekli ve başarılı olan öğretmen, müdür yardımcısı, okul müdürü ve İlköğretim Müdürleri, pedagoji bölümüne alınırdı.
TÜRKİYE, yıllardır bir türlü çözülemeyen, her geçen yılda kötüye giden, sorunların nedeni de olan, Milli Eğitimdeki yönetim bozukluğu ve yetersizliğini, daha fazla zaman kaybetmeden, çözmek zorundadır. Ayrıca eğitim alanında, yöneticiler, hiçbir politik ve ideolojik düşünce etkisi altında kalınmadan, özenle seçilmesi, yetiştirilmesi ve atanması gerekir. Aksi halde, Milli Eğitimde, Fatura, veli, öğretmen ve öğrenciler yanında, ülkemizin geleceğine çıkartılacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi