4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

EĞİTİMİN İSİMSİZ KAHRAMANLARI

Eskişehir, "Eğitim ve Öğretimi Destekleme Derneği" yöneticileri ile dernek merkezi olan, tarihi ahşap Sardunyalı Konak' ta, tanışma fırsatı bulduk. Konak ve Odunpazarı evlerinin içi, insana büyük haz veriyor. Tavan ve dolaplar, Ocak başı kandillik, raf ve sergenler, özel tarzda ahşaplarla süslenmiştir. Ahşap süslemeli, cumbalı evlerde, kalem işçiliği ve oyma sanatının, en güzel örnekleri vardır. Merdivenlerden çıkınca, odaların açıldığı üst hanaya girilir. Genellikle de Hanayın bir başında abdestlik, öbür başında balkon yer alır. Balkonların bazıları bahçeye, bazıları da cadde ve sokağa bakar. Bunların cumbalı ve kafesli olanları da var. Bu nostalji duyguları içinde, Dernek Başkan, Sayın Berrin TEKİN, dernek ile ilgili bilgileri ve gerçekleştirdikleri etkinlikleri, kendine özgü üslupla bizimle paylaştı.
Eskişehir , "Eğitim ve Öğretimi Destekleme Derneği", Mart 1993 yılında Eskişehir Milli Eğitim Müdürlüğü Koruma Derneği olarak kuruldu. 1993' den 2004'e kadar Korum Derneği olarak çalıştı. Bir müddet sonra, yasa gereği ESKİŞEHİR, "EĞİTİM VE ÖĞRETİMİ DESTEKLEME DERNEĞİ" olarak değiştirildi. .
Dikkat ettik; derneğin, tüm üyeleri ve yönetimi kadınlardan oluşuyor. Bu durum ülkemizin ve kadınların geleceği açısından, umut vericidir. Özellikle de kadınların, eğitim gibi bir alanda, örgütlenmesi, çocuklarımız açısından, önemli bir avantajdır. Çünkü derneğin, çocuklarla yapacağı tüm temaslarda diyalog, daha çabuk kurulacak, her iki taraf içinde rehberlikte de yabancılık çekmeyeceklerdir.
Dernekte, görev alan kadınların, başarılı çalışmaları gösteriyor ki, Türk kadını, iş yaşamının her kademesinde, aktif olarak çalışıyorlar. Pek çoğu başarılı kariyer çizgisine sahiptir. Yine kadınlar, başarılı olmak için, erkeklerin kuralları gibi oynamak, ya da erkek gibi kadın olmak gerekmediğini de çok iyi biliyorlar.
Öte yandan, Türk kadınının, sahip olduğu haklar, asla küçümsenmemelidir. Ülkemizde, kadınlara fırsat eşitliği sadece, Medeni Kanun açısından değil, siyasal, iş ve her alanda sağlanmıştır. Türk kadını, hak bakımdan Avrupalı kadınlara oranla, daha şanslıdır. çünkü siyaset alanında, mesela İsviçreli kadınlardan çok daha önce Atatürk, bu imkânı Türk kadınına tanımıştır. Bugün Türk kadını, Yargıtay ve Danıştay Başkanı olabilirler. Anayasa Mahkemesi Başkanı, Cumhurbaşkanı olabilirler.
Şu bir gerçek ki ülkemizde, ciddi anlamda kadınlara tanınan fırsat eşitliği politikaları, Cumhuriyet döneminde, Atatürk'le başlamaktadır. Çünkü 1922 ve 1934 yılları arasında yapılan devrimlerle ki, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, kadını, vatandaş statüsüne eriştiren, Medeni Kanun ve daha sonra siyasal hakların tanınması, son derece önemlidir. Türk kadını, elde ettiği bu hakları, daha da geliştirilesi için mücadele etmelidir. Derneğin, Eskişehir Kadın Platformuna, Kent Kadın Meclisi' ne, ESYO ve KALDER' üye olması, kadın hakları ile ilgili mücadelede aktif görev aldığının tescilidir.
Dernek üyeleri, gerçek yaşamın içinden ve farklı mesleklerden kadınlar... Ayrıca kadınlar geliyor. Hem de oldukça donanımlı, hazırlıklı ve bilinçli ve kadın olarak geliyorlar. Yaşadıklarını ve yaşananları sorgulayarak, bunlardan ders çıkartarak, en önemlisi çocuklarımızı, bu bilinçte yetiştirerek, toplumsal kuralları, bilgiyle yıkarak geliyorlar.
Öte yanda Dernek yönetim ve üyeleri, Milli Eğitim Müdürlüğü yararına yapılan etkinliklere katılıyor. Milli Eğitim Müdürlüğü ve okul müdürleri ile işbirliği yaparak, yetişkinlere, okuma yazma kursları, bilgisayar, meslek edindirme kursları açıyor.
Dernek, okul aile işbirlikleriyle, veliler ve öğrencilere, yönelik konferanslar, paneller, eğitim gezileri, belediye ve muhtarlıkların işbirliğiyle öğrenci ve velilere yardımlar, faaliyetlerden elde edilen gelirler, burslu öğrencilerin, okutulmasına önem veriyor. Burslu öğrenci sayısının artması içinde, ciddi gayret ve caba gösteriyor.
Ülkemizde, eğitim alanında halkımızın değerli katkılarını, eğitimi içtenlikle inanmışlığın, eğitime gönül vermişliğin, bir göstergesi olarak algılanmalıdır. Her türlü takdirin üstünde görülmelidir. Hiç şüphesiz bu katkılar, her yıl aratarak sürdürülecektir.
Şu bir gerçek ki sivil toplum örgütlerine göreve alanlar, ister kadın, ister erkek olsun onlar birer isimsiz kahramandır. Onları, ne kadar takdir etsek azdır. Ancak takdir etmek, yeterli değildir. Kişi/kişiler ve kurum/kuruluşlar da, imkânları ölçüsünde derneğe maddi ve manevi katkıda bulunmalı, özellikle de öğrencilere, burs verilmesi hususundaki projelerine destek verilmelidir. Ayrıca yapılan iş, bir sosyal sorumluluk projesidir.
Hülasa Dernek, ülkemizin geleceğine yatırım yapan önemli bir sivil toplum örgütüdür. Çünkü Eğitim, kalkınmanın itici gücü olduğu gibi, kendi kendine güvenli ve yeterli, sağlıklı, huzurlu ve mutlu insanların oluşturacağı, özgür, çağdaş, güvenilir ve mutlu bir toplum olmanın da ilk şartıdır. Kutluyoruz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi