
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
EkMM VE ANAYASA
EkMM’ nin, karar verme ve alama yetkisi yoktur. Ayda bir kez toplanarak, kendi seçtiği genel ve yerel gündemle toplanır. EkMM, gündemini, toplantı yerini, saatini kendisi belirleyebiliyor.
Her ayın, ilk cumartesi günü toplanıyor. önyargılar Giremez" ilkesiyle yapılan toplantılarda, Türkiye'de, gündem oluşturan, bir konu ile bir de kentin, sorunlarından birini oluşturan, yerel konu ve değişmeyen gündem maddesi olarak da Anayasa konusuyla ilgili, toplantılar yapıyor. Bu toplantılara, milletvekilleri ve belediye başkanları davet ediliyor.
EkMM, Ayda bir kez toplanarak, kendi seçtikleri genel ve yerel konuları, gene kendileri seçip katılımcılarla birlikte, aracısız, doğrudan, düzenli ve sansürsüz olarak tartışıyor.
EkMM’ de, her toplantıda, diyalog ortamı sağlanıyor. Herkes, diğerinin, ne düşündüğünü biliyor. Bu toplantılar, aynı zamanda, bir vekil - müvekkil buluşması sağlanıyor. Ancak toplantılara, sivil toplum örgütleri, Eskişehir Milletvekilleri ve belediye başkanları, arzu edilen boyutta katılmıyor.
EkMM, kurulduğu günden itibaren, her türlü zorluğa rağmen, Koordinatör, Sayın Sevim ŞAHİN, büyük fedakârlık yapıyor. Yıllardır da çalışmalarını, yakından takip ediyoruz. Makam, statü, unvan, şan, şöhret ve mevki peşinde, koşan bir kişi değildir. O umutsuzlukları, umuda, insanları, en kritik dönemde, motive eden, yaşama sevinci veren, objektif, ahlaki sorumluluğu yüksek, aydın, kişidir.
EkMM’ de, Anayasa değişikliği ile ilgili toplantılar, Nisan ayı, toplantısı ile sona erdi. Nisan ayı toplantısında, Anayasa paketinde yapılmak istenilen değişikliklerle ilgili, Eskişehir Baro avukatlarından, Avukat Sayın Nilsu KESİM tarafından, katılımcılara bilgi verildi.
EkMM’ nin Anayasa Değişikliği ile ilgili toplantıları, değerlendirildiğinde, yeterli, etkin ve denetleme açısından, karar alma süreçlerine katılım hakkının, güvence altına alınmadığı sürece, taraflar arasındaki hesap verebilirlik ilişkisi, hiçbir zaman gerektiği gibi kurulamaz. Bu da vatandaşların, gözünde devletin, kararlarının meşruluğunu zayıflatır.
Türkiye’de, mevcut sistemde de vatandaşların, karar alma süreçlerine katılımlarının denge ve denetlemeyi sağlayacak şekilde, düzenlenmemiştir. Nitekim TBMM Genel Kurulu’nda, Anayasa Değişikliğinin, görüşülme sürecinde, hiçbir şekilde vatandaşların, sivil toplumun ve ilgili kurum/kuruluşlarının, görüşlerini, alacak mekanizmalar öngörülmemiş, katılım olanakları da yaratılmamıştır.
Ayrıca Anayasa Değişikliği ile tüm güçler, tek elde toplanmıştır. Yasanın 8. maddesine göre ‘yürütme yetkisi, Cumhurbaşkanına aittir. Yasama, bütçe hazırlama ve denetim yetkileri ve yasama gücü tek ele devredilmiştir.
Partili Cumhurbaşkanın, Hakimler Savcılar Kurulu'na 13 üyenin 6'sını doğrudan, 7'sini TBMM'de çoğunluğu oluşturan partisine genel başkan yetki ve etkisini kullanarak seçtirmek hiç de zor olmayacaktır. Güçlerin, özellikle de yargının, tek adamın elinde toplandığı rejimlerin adı, demokrasi değildir.
Anayasa değişikliği ile Anayasa Mahkemesi'ne, Danıştay'a atamalar, Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nda, Adalet Bakanlığı'nın başkanlığı, Adalet Bakanlığı Müsteşarının doğal üye olması, Meclis'te yapılacak seçimlerin, iktidar partisi genel başkanı da olacak,
O nedenle de yargıya, meclis tarafından seçilen üyelerde, iktidar partisinin istediği üyeler olacaktır. Bu durum, yargı bağımsızlığını ortadan kaldırmaktadır. Yargı bağımsız olmayınca, herkes bağımlı olur ve güçler ayrılığı sözden öteye geçemez.
Cumhurbaşkanının, TBMM'ye karşı, hiçbir siyasi sorumluluğu yoktur. Atadığı Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanları için, TBMM'de, güven oylaması yapılmaz, gensoru verilemez, sözlü soru sorulamaz. Yürütme yetkisini kullanması denetlenemez.
Anayasa Değişikliği kabul edilirse, Partili Cumhurbaşkanının, yapacağı atamalar, görevden almalar, çıkaracağı Cumhurbaşkanı kararnameleri, araştırılamaz, sorulamaz ve denetlenemez. Ancak işlediği iddia olunan bir suç hakkında, TBMM'nin, üye tam sayısının salt çoğunluğu, 301 oy ile soruşturma açılması istenebilir. Açılması için, 360 oy, Yüce Divan'a sevk için 400 oy gerekir.
Anayasa Değişikliği, iktidara göre hükümet sistemi, muhalefete göre de rejim değişikliği gerçekleştirilirken, yeniden organize edilen organlar arası, görev ve yetki dağılımı arasında, vatandaşların ve sivil toplumun, kurum/kuruluşların, buralarda öngörülen karar alma mekanizmalarına, nasıl katılacağına, dair hiçbir düzenleme yapılmadığı da bir gerçektir.
EkMM’ nin, anayasa değişikliği ile ilgili, toplantılarda gördük ki Türkiye’deki sistemin daha demokratik ve adil bir işleyişini, garanti altına alacak, katılımcı ve uzlaşmayı temel alan, bir süreç içinde, yeniden gözden geçirilmesi, ülkemizde, denge ve denetim mekanizmaları içeren, bir sistemin, oluşturulması, büyük çoğunluğun orta arzusudur.