
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
EKMM'DE DARBE KONUŞULDU
15-16 Temmuz 2016 tarihleri arasında, TSK bünyesinde kendilerini, "Yurtta Sulh Konseyi "olarak tanımlayan, İllegal örgüt, tarafından, gerçekleştirilen, darbe teşebbüsü, Eskişehir Küçük Millet Meclisi' nde konuşuldu.
EKMM' de, ele alınan darbe, Türk Silahlı Kuvvetleri' nin, resmî internet sitesi ve TRT'de yayınlanan bildiride, ordunun yönetime el koyduğu ifade edilerek, ülkede sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı ilan edildiği açıklandıktan sonra başladı. İstanbul'daki, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri, jandarma tarafından kapatıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi, F-16 savaş uçakları, meclis üzerinde uçuş yaparak, parlamentoyu dört kez bombaladı.
Ankara'da, Cumhurbaşkanlığı Sarayı 'na, bombalama girişiminde bulunulsa da başarılı olunamadı, Marmaris ilçesinde, bir otelde bulunan Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN' a, karşı, suikast girişiminde bulunulmak istendi.
16 Temmuz sabahı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirdiği operasyonlar sonucunda, darbe girişimi bastırıldı ve illegal örgüt askerleri silahları ile birlikte teslim oldu.
Olaylar sonucunda, 104'ü darbe yanlısı asker olmak üzere, 300'den fazla kişi hayatını kaybetti, 1491 kişi yaralandı, farklı rütbelerden, 8036 asker gözaltına alındı. Yargı ve sivil siyaset mensupları dahil olmak üzere toplam gözaltı sayısı 10 bini buldu. Bunun yanı sıra askerî, idari ve adli kurumlarda birçok kişi görevden alındı.
Darbe karşısında, halkın, iktidar ve muhalefet partilerinin, yekvücut olarak bu eyleme karşı çıkmaları, büyük ölçüde, değer taşıdığı hususunda, KMM' ye katılan, konuşmacılar, hemfikir oldu.
EKMM toplantısının konuğu, Eskişehir CHP Milletvekili Sayın Utku ÇAKIRÖZER, "Darbe girişiminde, polis ve askerin karşı karşıya getirildiğini ama halkın, siyasi partilerin ve medyanın, birlik içerisinde, darbe girişimine karşı çıkması nedeniyle, altın değerinde bir birliktelik yaşandığını dile getirdikten sonra, " Bu birlikteliğin korunması gerektiğini" söyledi.
Ayrıca Sayın ÇAKIRÖZER, CHP olarak kendilerinin de darbeye karşı mitingler yaptıklarını, İzmir'de demokrasiye sahip çıkma mitingleri yapacaklarını, belirttikten sonra ". Bundan sonrası yapılması gerekenin, darbeyle hesaplaşmak olduğunu, hem fiili uygulayıcıları olan askerler, hem de onların destekçileri, en ağır şekilde cezalandırılmalıdır" dedi
Gülen Cemaati ile AKP iktidarı arasındaki işbirliğinin, 17-25 Aralık' tan sonra çatışmaya dönüşmesi, güç dengelerini ve ittifakları yeniden şekillendirdi. Gülen Cemaatinin de devletin üç stratejik kurumu içerisindeki, örgütlenme düzeyine güvenerek, 15-16 Temmuz 2016 tarihlerinde darbe girişiminde bulundu.
Darbenin, başarısız olmasının, en önemli faktörlerden biri de Genelkurmay merkezli olmamasıdır. Söz konusu darbe, 1960 ve 1980 darbesi gibi, doğrudan Genelkurmay merkezinde organize edilmiş olsaydı, farklı bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıya kalınacaktı.
Ayrıca TSK içerisinde, geleneksel Atatürkçü devlet çizgisine bağlı olan, hakim grupla, Gülenci güçler arasındaki çatışma ve rekabet, darbenin başarısız kalmasında, ciddi bir faktör olarak ön plana çıktı.
Elbette Darbe ile TSK' nin, prestijinde önemli bir kırılma yaşandı. Uluslararası ve bölgesel ilişkilerdeki etki gücüne de zarar da verdi. Nitekim Genelkurmay Başkanı Sayın Org. Hulusi AKAR, darbe girişimiyle yaptığı açıklamada, "Bize düşen görevi, aynı kararlılıkla yapacağız" dedi. Akar, "Bu alçaklar, üniforma giymiş bu hainler, ülkemize, milletimize özellikle silahlı kuvvetlerimize, çok büyük zararlar verdiler." ifadelerini kullandı.
Ancak yılların, tecrübe ve deneyimine ve de bilgi birikimine sahip TSK, en kısa zamanda geçmiş yıllardaki etki gücüne sahip olacaktır.
Darbe girişimi karşısında, Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN, eskisi gibi davranacak, başkanlıkta ısrar edecek mi zaman gösterecektir. Ancak Türkiye'nin, iç dinamiklerini, özelliklede sağlanan birlikteliği mutlaka hesaba katacaktır.
Nitekim Sayın ERDOĞAN, bir TV' de yaptığı açılamada,"Demokratik parlamenter sistemin içinde kalıyoruz, hiçbir zaman bundan uzaklaşmayacağız ama halkımızın, barışı için gereken neyse yapacağız." Demiştir.
Öte yandan ABD Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM), General Joseph Votel, Colorado'da Aspen Güvenlik Forumu tarafından düzenlenen toplantıda, darbe girişiminin ardından, ABD ordusunun, Türk ordusundaki birçok yakın müttefikinin hapse konduğunu" belirttikten sonra, "Birçok Türk lider, bilhassa askeri liderle şüphesiz ki ilişkilerimiz var. Bu ilişkilerin, nasıl etkileneceği konusunda kaygılıyım" sözleri dikkat çekti
O nedenle de dış ve iç şer odaklara karşı, iktidar, muhalefet ve halkımız, partizanlığı veya ideolojik projeleri, bir kenara bırakarak, cumhuriyetin kuruluş felsefesi temelinde, millî birlik ve beraberlik düşüncesi içinde davranmalı, darbenin neden olduğu altın değerindeki birliktelikte korunmalıdır.
Darbe girişimi, sona erdi. İktidara, muhalefet, tüm siyasal aktörlere ve yurttaşlarımız, TSK ve güvenlik güçlerimize, düşen görev; sağduyu ile hareket etmek iç ve dış şer odaklara, özellikle de ülkeyi kardeş kavgalarına, sürükleyecek, maceralara karşı, uyanık olmak, demokrasiyi ve toplumsal huzuru, sonuna kadar savunmak olmalıdır.