
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
EKONOMİ ÖNCELİKLİ OLMALI
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimi geçici sonuçlarını duyurdu.298 sayılı Seçim Kanunu'nda belirtilen itiraz süreleri sonunda, kesin seçim sonuçlar ilan edildi. Meclis Başkanı seçildi. Önümüzdeki hafta da koalisyon çalışmaları start alacaktır.
Partilerin, koalisyon şatları, neler olacak önümüzdeki günlerde görülecektir. Ancak görüşmelerde ve kurulacak koalisyonda, "EĞİTİM" , "ÜRETİM" ve "ADALET" ön planda olmalıdır. Çünkü bir ülkenin kalkınması, sorunlarının çözümü için, bu üç unsurlar, elde edilecek başarılarla orantılıdır. Ancak Haziran'da yapılan genel seçimlere, katılan partilerin, seçim bildirgeleri incelediğinde, arzu edilen boyutta, bu alanlarda projeleri yoktu.
AKP, seçim bildirgesi, vaat ağırlıklıydı.. Üretimle ilgili olarak bildirgede, " Türkiye'nin karar alma süreçlerinin, daha sağlıklı şekilde işlemesine imkân sağlanılacak, yatırım ve üretimin cazip hale getirilmesi yoluyla, üretim kapasitesi daha hızlı biçimde artırılacak. Özellikle üretken alanlara, yeni uluslar arası, doğrudan yatırım girişlerinin artırılması sağlanacak. Böylece hem teknoloji transferi yoluyla verimliliği artırıcı, hem de doğrudan istihdam yaratıcı sonuçlar elde ederek, büyümeye katkı sunulacak" ifadeleri yer almıştır. Ancak gerek bildirge de gerekse meydanlarda, "ÜRETİM" le ilgili detaylı açıklamada bulunulmadı.
CHP ise sadece tüketen değil, üreten bir ekonomi modelini esas alacak. Yine Türkiye'nin, emek yoğun bir ekonomiden, üreten ve bilgi yoğun bir ekonomiye geçmesini sağlamak istiyor. Ayrıca CHP, Türkiye'yi, yalnızca bir üretim ve lojistik üssü olmaktan çıkaracak, kendi markalarını, yaratan bir ileri üretim ve kademeli olarak teknolojik gelişme üssüne dönüştürülecek, teknolojik gelişmenin, toplumun, tüm kesimlerinin yaşam kalitesini artırmasını sağlanacaktır.
MHP' de ise hedef, " Türk Malı" markalı ürünler, dünya markası haline getirilecek ve dünyanın, her yerinde, en çok aranan ürünler olacaktır. Uluslararası işbirliğine açık, yerli enerji sanayi kurulacak, ileri teknoloji kullanılarak, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılacak, enerji bağımlılığını en aza indirilecekti.
HDP,seçim bildirgesinde, toplumla beraber, eşitlikçi, paylaşımcı, cinsiyet eşitlikçi, ekolojik bir Güvence Ekonomisi inşa edecek. Güvence ekonomisinin, önceliği sağlıklı büyüme olacak.Temel perspektifimiz, tüm değerleri üreten, ancak ürettikleri üzerinde söz ve denetim hakkı bulunmayan emekçilerin ekonomik ilişkiler üzerindeki denetimini artıracaktı.
Seçmenin, "ADALET" "EKONOMİ" ve "ÜRETİMİ", ön planda tutmak ve tercihini de bu unsurlara göre yapması gerekirdi ama yine lider ve parti ön planda oldu. Oysa adalet ve ekonomi ve üretimden yoksun ülkeler, hayat standardını yükseltemezler
Koalisyon, kimlerle kurulur veya kurulmaz, önümüzdeki günlerde görülecektir. Ancak Koalisyonların da öncelikli icraatı "ADALET" "ÜRETİM" ve "EĞİTİM" olmalıdır. Çünkü bütün sorunların çözümü, adalet,eğitim ve üretken ekonomi ile orantılıdır.
Ayrıca Türkiye, dünyada güçlü olması, ancak ekonomi devleti olması ile mümkündür. Nitekim ATATÜRK, "Yeni Türkiye Devleti temellerini süngüyle değil, süngünün de dayandığı ekonomi ile kuracaktır. Yeni Türkiye Devleti cihangir bir devlet olmayacaktır. Fakat yeni Türkiye Devleti bir ekonomi devleti olacaktır." Demiştir
Kurulacak koalisyon, üretken ekonomi üzerinde anlaşmalı, Hatta koalisyon ortakları da üretken ekonomiyi, ön planda tutan siyasi partilerden oluşmalıdır. Çünkü üretmeyen toplumlar, hayat standardını yükseltemedikleri gibi, bağımsızlıklarını da tehlikeye sokarlar.
Türkiye, üretmediği müddetçe, yoksulluğa çare bulamadığı gibi, her alanda güç durumda kalacaktır. Nitekim Büyük Önder Atatürk, " Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan, rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getiren milletler, evvela haysiyetini, sonra hürriyetlerini ve daha sonrada, "İSTİKLALERİNİ" kaybetmeye mahkûmdurlar" demiştir.
İktidarlar, ekonomide, mal ve hizmetlerin üretilmesi, üretildikten sonra tüketim merkezlerine taşınması ve tüketilmesi için, kullanılan tüm alt ve üst yapı unsurları yanında, İktidarlar, tarımsal üretime de önem vermek zorundadır. Çünkü insanların hayatlarını devam ettirebilmesi açısından, toprak, çok fazla önem taşımaktadır. Toprak, insanın beslenmesini, nefes almasını ve barınmasında büyük rol oynar.
Çağımız, geleneksel düşünce kalıplarının kırıldığı ve köklü sosyo-ekonomik değişimlerin yaşandığı, bir süreci temsil etmektedir. Bu dönemi tanımlayan, en önemli olgu ise küreselleşme sürecidir. Küreselleşme olgusu, yeni bir yüzyılın kıyısında, ekonomik ve sosyal değişkenler yanında, politik aktörleri de köklü bir şekilde etkilemektedir. O nedenle de kurulacak, olan koalisyon görüşmelerinde " ADALET", "ÜRETKEN EKONOMİ" ve "EĞİTİM" öncelikli olmalıdır. Çünkü üretim olmadan, koalisyonların başarılı olması, vaatlerin gerçekleştirilmesi de mümkün değildir.