4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

EKONOMİDE MAKRO DEĞİŞİKLİK BEKLENMEMELİ

60. AK Parti hükümeti Programı' nda, Ekonomi politikalarında "şeffaflık", "süreklilik", "tutarlılık" ve "öngörülebilirlik" ilkelerinin esas alınacağı yer aldı. Hatta Ulusal ve uluslararası yatırımcıların, Türkiye'yi, bir yatırım yeri olarak tercih etmesinde; yatırımların, ekonomik büyümenin ve böylece istihdamın artmasında, önemli bir rol oynayan AB hedefi, ekonominin geleceğini güçlü bir çerçeveye oturtmak olduğu vurgulandı.
Uygulanan ekonomik program, demokratikleşme çabaları ile bütünleştirmeyi ve bu iki süreci birbirini tamamlayan unsurlar olarak görmeye devam edecektir denildi.
Hükümet, özelleştirme uygulamalarını, sadece kamu için bir gelir kaynağı olarak görmemekte, üretimdeki verimliliğin ve istihdamın artmasını sağlayacak önemli bir politika aracı olarak değerlendirmektedir. Küresel sermayenin, özellikle mal ve hizmet üretimine yönelik yeni yatırımlara yönelmesi için gerekli ortam oluşturulacağında belirtildi.
Hedef ve söylemler güzel. Ancak Ekonomide AK Parti iktidarı çok ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Özellikle de sıcak paranın yol açtığı risk, rekor oranda yüksek cari açık, ikiye katlanmış ağır borç yükü, her gün artan işsizler ordusu, makro sorunlar olarak hükümetin önündedir.
2003-2006 döneminde, yıllık ihracat yüzde 136 büyüyerek, 36.1 milyar dolardan, 85.5 milyar dolara yükseldi. Ancak, üretim ve ihracatın giderek ithal girdiye bağımlı hale gelmesi nedeniyle, ithalatta daha yüksek oranlı bir artış yaşandı. Aynı dönemde, Türkiye'nin ithalatı yüzde 168 artarak, 51.6 milyar dolardan 138.3 milyar dolara çıktı. Bunun sonucunda, dış ticaret açığı yüzde 241'lik bir artışla 15.5 milyar dolardan 52.8 milyar dolara ulaştı. Bu yıl temmuz sonu itibariyle yıllık ihracat 97 milyar dolar olurken, ithalat 154 milyar, dış ticaret açığı da 57 milyar dolara ulaştı.
Türkiye'de, 2002'ye kadar gerçekleştirilen özelleştirme uygulamalarının toplam değeri, 8 milyar dolarken, AKP iktidarında, 21.3 milyar dolarlık özelleştirme işlemi yapıldı. Doğrudan yabancı sermaye girişleri, 2005'ten itibaren hızlanarak rekor kırdı. 2003 sonuna kadar, 1 milyar doları aşmayan Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye girişleri, 2006 yılında 20.2 milyar dolara ulaştı. Ancak bunun tamamına yakınını, üretim ve istihdam artışına katkıda bulunacak yeni yatırımlar için değildi. Geçen dönemde, özelleştirilen mevcut kamu kuruluşları ya da özel şirketlerin hisse devirleri kapsamında geldi. Sıfırdan yatırım için gelen, yabancı sermaye yok denecek kadar azdır.
Ayrıca yabancı sermaye, yeni yatırım yapmadı. Türklerin, kurduğu tesisleri satın aldı. Gelenlerde, ileri teknoloji getirmedi. Üretim yapmadı, istihdam yaratmadı.
Hükümetin ekonomide en önemli sorunu, faiz ödemeleridir. Buna rağmen Bütçe göstergelerinde, önemli iyileşme sağlandı. Bunda, özelleştirme gelirleri etkili oldu. Dolaylı vergi yükü yüzde 70'e çıktı. Bütçe harcamalarındaki kısıntı ise daha çok faiz dışı kalemlerde yapıldı,
Ekonomide, en önemli sorunlardan biri de, İşsizliktir. Milli gelir kâğıt üzerinde hızla büyürken, işsizlik azalmadı. Umudunu yitirerek, iş aramaktan vazgeçenler ve eksik istihdamdakiler de dahil edildiğinde, 2002 yılında, 4.8 milyon olan geniş tanımlı işsizler ordusu, 5 milyonu geçti.
Ekonomide, büyük değişiklikler beklenmemelidir. Yüksek faiz, ucuz döviz kuru politikası devam edecek. Daha çok dış kaynak kullanılmasına çalışılacak. Vergi gelirlerinin büyük kısmı, yüksek faiz ödemelerine tahsis edilecek. Faiz dışı fazla politikası sürdürülecek. Cari açıktan (döviz açığından) problem yapılmayacak
Mevcut ekonomik stratejilerden, sermaye çevreleri, mevcut ekonomi politikalarından, enflasyonun seviyesinden, ucuz döviz kurundan, dövizle kolay ve ucuz faizle borçlanmaktan memnun görülüyorlar. Türkiye'ye faiz karşılığı kredi veren, Türkiye'den bono, tahvil, hisse senedi satın alan yabancılar da memnundur. Ancak halkımız, işsizlikten ve yoksulluktan, esnaf, işyerini kapamasından, çiftçi pahalı mazottan, ürününün para etmemesinden şikâyetçidir. Oysa halkımız, oylarıyla eski hükümetin ekonomik politikalarını beğendiğini gösterdi. Yeni dönemde de AK Parti iktidarı, bu politikalar devam ettirileceğine göre, halkın şikâyet etmeye ve İktidarın, ekonomik politikalarını da eleştirmeye hakkı yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi