4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

EKONOMİK KRİZ VE ESKİŞEHİR

Çok partili dönemde halk, her türlü çözümü devletten bekledi. Sorunlar kaşısın da elini taşın altına koymadı. Ülkede, makro boyutlara ulaşan sosyal, ekonomik ve politik alandaki sorunlardan, ekonomik sorunlar, ön plana geçerek politik yapıyı sarstı. Bütün sorunların da ekonomik, yapının düzelmesiyle ortan kalkacağı kanısı topluma maledilmeye çalışıldı. Ayrıca sorunlar karşısında, pek çok uyarı yapılır ama siyasi otorite, ilgili kurum ve kuruluşlar, özellikle de meslek odaları, bu uyarıları dikkate almadı. Ortama da "cemaat ne kadar çok olsa imam bildiğini okur" felsefesi hakim oldu.
Hatırlıyorum da, 2001 krizinde, Eskişehir' de bir "Ekonomik Kriz Masası" oluşturulmasını, köşemizde sıkça gündeme getirmiş, hatta zamanı valisi Sayın Sami Sönmez' e de yapılması gerekenleri aktarmıştık. Sayın Sönmez, önerilerimizi olumlu bulmuş, Ancak bu durumu, meslek odaları ile de görüşmemizi, sonuçtan da kendisinin haberdar edilmesini istemiş, üzerine düşeni de yapacağını söylemişti.
O' nun önerisi üzerine, meslek odaları ile görüştük. Meslek odalarından olumlu bir cevap alamadık. Ancak o yıllarda, ESİAD Başkanı olan Sayın Abacı, olumlu cevap vermiş ve her türlü desteği vereceğini de vurgulamıştı.
Öte yandan, MHP İstanbul Milletvekili Gündüz Aktan, partisinin Eskişehir İl Teşkilatınca düzenlenen ''Türkiye'nin Gündemi'' konulu toplantıda Türkiye'nin ''ciddi bir krizle karşılaşmak üzere olduğunu'' ifade ederek, ''Ekonomi bu krizle çatlarsa 2001'i aratır'' demişti. Aratıp aratmayacağı, önümüzdeki günlerde görülecektir.
Ve nihayet! Ekonomik kiriz karşısından, ETO Başkanı Cemalettin Sarar' ın girişimleriyle, 2001 krizinde önerdiğimiz türde, bir girişim gerçekleştirildi. ETO Meclis Başkanı Alaattin Çam başkanlığında, ETO, ESO, Ticaret Borsası başkan ve yetkilileri ile Vergi Dairesi Başkanı ve banka müdürleri ekonomik krizle ilgili bir toplantı yaptı.
Ticaret Odası Başkanı, Sayın Sarar, toplantıda yaptığı konuşmada, ekonomik krizin kaçınılmaz olarak, Türkiye'yi de etkilediğini belirtti. Ve "böyle olunca hepimizin önümüzdeki süreci iyi tahmin etmemiz, durumumuzu bu sancılı sürece göre tekrar gözden geçirmemiz ve iktisadi faaliyetlerimize bu çerçevede yön vermemiz gerekecektir. Hepimiz aynı gemideyiz" diyerek, krizin ülkemiz ve Eskişehir için ne ifade ettiğini vurguladı.
Toplantıya katılmadığımız için katılıcılar neler önerdi bilinmez ama toplantının düşünülmesi bile başlı başına başarıdır. Özellikle de Sayın Sarar' ın, "krizi ülke olarak en az hasarla atlatabilmemiz için yapmamız gereken şeyler var. Bunun için hükümetin de yapması gerekenler var, bizim de. Finans kesiminin dikkat etmesi gereken hususlar olduğu kadar çalışanların da yapmaları gerekenler var. Hepimiz aynı geminin içinde isek, sorunu gidermek için herkes var gücü ile çalışmak zorunda." sözlerine katılmamak mümkün müdür?
Elbette siyasi otoritenin, krizden dolayı alacağı makro ekonomik kararlar, Eskişehir' in ekonomisini etkileyecektir. Ancak Eskişehir' de ekonomik kriz, kentteki, bürokratlar, sanayici, esnaf, çalışanlar, bankacılar ve diğer kesimlerle birlikte aşılacaktır.
Öte yandan Türkiye'nin, Cumhuriyet döneminde, küçüklü, büyüklü 17 krizle karşı karşıya kaldı. Ülkemizdeki ekonomik krizler genellikle, aşırı borçlanma, ekonomideki makro ekonomik kararlar, savurganlık, kamuda israfın giderek artması, yolsuzluk, hayali ihracat ve hortumlama, bankaların çok yüksek faizle para talep etmelerinden meydana gelmiştir.
Türkiye' de, son aylarda nakit akışı gerilediğinden piyasalarda gerilim oluştu ve çeşitli sektörlerde üretim durdu. İşsizlik yükseldi. Borsa düştü. Dolar ve euro yükseldi. Eskişehir, ekonomisi de bu gelişmelerden etkilendi.
Elbette Ekonomik kriz karşısında, Eskişehir bazında veya bireysel olarak alınacak tedbirler vardır. Krizin muhtemel etkilerinden, en fazla etkilenecek kesim özel sektörün kendisi ve çalışanları olacaktır. Bu nedenle, özel sektörün ve çalışanlarının, harcamalarına herkesten fazla dikkat etmeleri, özellikle de kentte yapılacak yatırımların planlı, programlı ve öz kaynağa dayalı olması gerekiyor. Bireyler kredi kartı borçları varsa, bir an önce bu borçları ödemeli ya da en aza indirmelidir. Kredi kartıyla yapılan alışverişlere sınırlama getirilmeli, kişiyi borca sokacak harcamalardan uzak durulmalıdır.
Ülkemizde ve kentte, ekonomik kriz bahane edilerek işçi çıkarıldığı söylentileri var. Nitekim Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında, Türk-İş, Hak-İş ve TİSK'in de aralarında bulunduğu sendikaların ayrı ayrı sunduğu çözüm önerileri listesinde ortak beklenti 'Kriz bahane edilerek işçi çıkartılmasın' oldu. Bu öneri dikkate alınmalıdır. Aksi halde Türkiye, deki tüm kentlerde, hiç arzu edilmeyen olaylar gündeme gelecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi