Cumhuriyet Halk Partili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu uzun zamandır Türkiye gündeminin bir numarasında yer alıyor desek hiç yanlış olmaz.

CHP’nin erken seçim istediği bu dönemde partinin doğal Cumhurbaşkanı adayı olarak görünen İmamoğlu’na hükümetin topyekün bir savaş açtığı da açık bir gerçek. İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasını istemeyen mevcut AK Parti hükümeti ve hükümet destekçileri soruşturmalar ile çeşitli iddialar ile Ekrem Beye yükleniyor.

İmamoğlu’na hapis cezası ve siyasi yasak istemiyle açılan soruşturmaların yanına geçtiğimiz günlerde “Usulsüz Diploma” iddiaları da eklendi. Ekrem İmamoğlu’nun yatay geçiş ile 4 yıllık fakülteye geçişinde usulsüzlük olduğuna yönelik soruşturmaya şimdilik YÖK’ün raporu olumsuz gibi görünse de avukatlar usule aykırı bir durum olmadığını bildiriyor. Bu konuda mevcut hükümetin vesayetinde olan yargı bu işin peşini de sonuna kadar bırakmayacak gibi.

Öte yandan Cumhuriyet Halk Partisi’nde Genel Seçimler için Cumhurbaşkanı adayı belirleme süreci yaklaşıyor. Bilindiği üzere CHP 28 Şubat’a kadar yurttaşların partiye üye olması için online işlemleri devreye sokmuş, il ve ilçe başkanlıklarında ise nöbet sistemi ile üye kaydını hızlandırmıştı. 28 Şubat’a kadar üye olanlar CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı için yapacağı parti içi seçimde oy kullanabilecekler.

Bu yarışta ise şimdilik iki isim var…

Birisi bence en doğal aday olan Ekrem İmamoğlu diğeri ise Balyoz ve Ergenekon davalarında yargılanan, eski asker, CHP eski Milletvekili Dursun Çiçek. Dursun Çicek’in CV’si dolu olsa da Ekrem İmamoğlu karşısında kendisinin pek bir şansının olduğunu düşünmüyorum. Rahat bir ön seçime girecek görüntüsünde olan İmamoğlu’nun önündeki en büyük engel siyaset ve yargı baskısı.

Ekrem Bey’e siyasi yasak veya bir hapis cezası CHP’nin ön seçiminden önce gelirse partinin cebinde net şekilde B planı olması gerekiyor. Bu tarz bir ceza Ekrem Bey’in adaylığı önüne ciddi bir set çekebilir. Fakat senaryoya diğer taraftan bakarsak İmamoğlu hedefine adım adım yürüyor diyebiliriz.

23 Mart tarihinde CHP’de yapılacak ön seçime kadar İmamoğlu kesinleşmiş bir ceza almazsa ve ön seçimden aday olarak çıkarsa, Ekrem Bey’in üzerindeki baskıyı kırabilecek kadar güçleneceğini öngörüyorum. Zaten halihazırda oldukça güçlü bir figür olan ve büyük bir destekçi kitlesine sahip olan Ekrem Bey, 23 Mart ön seçiminden sonra büyük bir halk kahramanına bile dönüşebilir…

AK Parti hükümeti ve destekçilerinin İmamoğlu’nu aday etmeme çabalarının en büyük nedeni Ekrem Bey’in seçimi kazanacak bir isim olması. Hükümetin kendisinden bu kadar çekinmesi ve Sayın Erdoğan’ın onu büyük rakip görmesi de boşuna değil. İmamoğlu CHP’nin sokaktaki yüzü, halktaki karşılığı ve iktidar mücadelesinin yüzü haline gelmiş durumda.

İmamoğlu’na bu gözle baktığımızda 23 Mart’ta Cumhurbaşkanı adayı ilan edildikten sonra bir ceza alması durumunda, hükümet ve ısrarla vesayet altında olduğunu söylediğim yargı ana muhalefet partisinin ve büyük bir yurttaş kitlesinin Cumhurbaşkanı adayını cezalandırmış, yarışa katılmasına engel olmuş olacak. Bu da Ekrem İmamoğlu’nu geriye götürmeyecek aksine büyük bir halk kahramanına dönüştürecek. Tıpkı Sayın Erdoğan’ın geçmişte siyasi yasak ve bir müddet hapis cezası alarak kitlesel bir kahramana dönüşmesi gibi…

Ben inanıyorum ki Ekrem Bey’e böyle bir uygulama yapılırsa halen demokrasiye inancının tam olduğunu düşündüğüm aziz Türk milletinin fertleri desteğini İmamoğlu’ndan esirgemeyecektir. Yine, Cumhuriyet Halk Partisi de Ekrem İmamoğlu’nun arkasında sıkı sıkıya duracaktır. Bu da Ekrem İmamoğlu’nu er ya da geç adım adım hedefine götürecektir.

Şimdi ben İmamoğlu hedefine gidecek dedim diye Ekrem Bey’in mücadelesi kişisel olarak algılanmasın. Günümüzün siyasi ve ekonomik konjonktüründe Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası ancak Cumhuriyet Halk Partisi etrafında kenetlenen muhaliflerin zaferi ile mümkün olacak gibi görünüyor. Bu grubun bayrağını da elbette Ekrem Bey’in taşıması kadar doğal bir şey yok…