(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

ELDEKİ GERÇEKLER



Eskişehirspor'un eldeki gerçekleriyle, bugün geldiği nokta aslında takdiri gerektirir.
Böylesine bir yönetim ve idare şekliyle Türkiye Kupası'nda kaybetseler bile kaybetmiş sayılmazlar. Çünkü Avrupa'ya gidildiği için bu sezon her şekliyle kazanılmıştır.
***
Aslında bu takımın gerçeği ligde ortaya koyduğu performans. Kupaya gelince; rakiplere baktığımızda finalden aşağısı zaten kurtarmazdı...
Eskişehirspor adına gerçekleri yazmak ve önümüzde ki sezon için doğruları işaret etmek yarardır. Ancak takımı yıllar sonra finale taşıyan Ertuğrul Sağlam'a duymamız gereken bir saygı vardır.
***
Benim meselem; işlerine geldiği zaman konuya sonuç boyutundan bakan ve eleştiriyi reddederek kendini kalkan yapan yorumcular.
Yıllardır Eskişehirspor'un sırtından geçinen asalaklar...
O yorumcular ki...
Sezon başında Eskişehirspor'a farklı boyut kazandırdılar. Kulüpte sözde bir devrimin başladığı yazdılar. Daha devre arasında takımı ilk 4'e soktular. Ahbap çavuş ilişkisiyle alt yapının çağ atladığını manşetlere taşırken, şimdilerde esamesi bile okunmayan 20 yaşı aşmış oyuncuları geleceğin yıldız adayı olarak gösterdiler. En acısı da kaderiyle oynanan birçok Eskişehirli gencin yok oluşuna sessiz kaldılar
Onlar için patronlarının sesi olup, sevgili başkanlarına göre yorum yapmak en güzel çıkış yoluydu.
Çünkü hayatları boyunca göremeyecekleri bir itibar kazanacaklardı...
***
Gazetecilik toplum ahlakının aynası olmalıdır.
Spor yazarlarının da bir ağırlığı...
Hiçbir zaman Eskişehir'de spor gazeteciliği bu hallere düşmedi...
Bu meslek; bir forma için futbolcuların peşinden koşan, tesislerde yenilen bir yemeği kar gören ve başkan ile yan yana fotoğraf çektirmeyi popülerlik sayan zihniyetlerin eline düştü. Duydukları iki güzel cümlede tatmin olmalarına yetti de arttı.
Taraftara şirin görünmek adına sosyal medyada yapılanları zaten sormayın...
***
Aslında bilmeliydiler ki; kalemleri önce şeref için kaldırmak, başkanların adını duyunca yelkenleri indirmemek, kulübün geleceği ve menfaati için yeri geldiğinde gönül verilen renklere de, başkanını da, ve hatta teknik direktörünü de dik durmayı bilmek gazeteciliğin en onurlu sayfasıydı.
Ama bu sezon biz o sayfanın mizanpajını bile göremedik...
***
Gelelim gerçeklere...
Bu sezona damgasını vuran futbol değil.
Kaç maçta taraftarını tatmin edecek bir oyun oynadı bu takım? Gösterin...
Bu sezona damgasını vuranlar bence medyadakiler...
Hoşcan deyince yelkenleri suya indirenler, Ertuğrul Sağlam'ı neredeyse Eskişehirspor'un üzerinde görenler...
Böylesine bir yönetim şekliyle bu takımı alladılar pulladılar ancak bu noktaya getirebildiler.
Kendinize şu soruyu sorun...
Antalya biraz yetenekli olup, Eskişehirspor ilk yarıda 4'lük olsa, ligde ki bu tabloyla birlikte ne olurdu?
Bugün Eskişehirspor'a sahip çıkmanın imajındakiler taraftara şirin gözükmek için kim bilir kaç taklalarla hangi yorumlara başvururdu.
Bu demektir ki...
Eskişehir'de yorum sorunu, birçok yorumcunun da kişilik sorunu vardır.
Bunların sebebi de çıkar ilişkisidir.
***
Hepimiz bilmeliyiz ki gerçekler işimize gelince sığınacağımız bir liman değildir.
Eskişehirspor adına ligin ikinci yarısında ki tablo her şeyin özetidir.
Ama popüler olma sevdasında ki yorumcular dansöz haline gelmişse.
Ve kupa finali bazı gerçeklerin üstünü örtmeye yetmişse...
Artık iş işten geçmiştir.
Gerçek Eskişehirspor sevdalıları için kurabileceğim son cümle; bu ortamdan ve gelecek günlerden tedirgin olmuyorsanız, benim yazdıklarımı zaten ciddiye almayın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi