Eleştiri, katkı yapmalı

Gündelik yaşamda çokça yaptığımız yanlışlar var. Örneğin dedikodu ile eleştiriyi karıştırmak da üstümüze yoktur. Eleştiri ile karalamayı da sıkça birbirine karıştırırız. Eğer sorumluluk sahibi değilsek ve yumurta küfesi bizim sırtımızda değilse eleştirmek, en kolay ve ucuz işlerden biridir. Hele siyaseten eleştiriler yapmanın keyfine diyecek yoktur. At atabildiğin kadar! Ola ki, yazılı veya görsel basında bir yerimiz varsa, saldırının dozu o günkü keyif durumumuza göre artar gider çoğu zaman…

Genel olarak önce kişiler üzerine önyargıyla karar verir, sonra eleştirilerimizi sıralarız. Bir yerel yöneticiden hoşlanmıyorsak örneğin, ağzıyla kuş tutsa elimizden kurtulması mümkün değildir. Eleştir eleştirebildiğin kadar! Gözünün üstünde kaşı olması bile kabahat vesilesi olur. Nedense –hem eleştiren hem de eleştirilen olarak– yapıcı eleştirilerin, kişileri değil; davranışları ve eylemleri hedef alması gereğini sıklıkla unuturuz.

Eleştiri, öncelikle bilgilenme, birikim ve deyim yerindeyse deneyim işidir. Eleştirdiğimiz işi yapan kişi, hiç kuşkusuz bunu yapmak için bir donanıma ve otoriteye sahiptir. Hele ki konu, bir sosyal faaliyet ise… Olayı ilk gördüğümüz biçimiyle eleştirmek, yanıltıcı olabilir. Olaya dâhil tüm faktörler üzerine bilgi sahibi olmak, araştırmak ve gerekirse uzman kişi ve kuruluşlara danışmak gerekir. Doğru olan, sağlam gerekçeler ve kanıtlar üzerine kurulmuş eleştiridir. Eğer eylemler yerine önce kişiyi eleştirmeye karar verdiyseniz, burada daha baştan yanlış yapıyorsunuz demektir.

Özellikle sosyal önemi olan konular başta olmak üzere eleştirinin zamanı ve mekânı konusunda özenli olmak gerekir. Genel kural olarak bir fikrin doğruluğunu, zaman ve mekândan bağımsız olarak düşünmemeliyiz. Eleştiri için de böyledir. Eleştirinizde haklı olabilirsiniz; bulgularınız doğru olabilir; ama doğru zamanda yapılmamış bir eleştiri işlerin tamamen karışmasına neden olabilir. Eleştiri yaparken kendi duygularınızın etkisinde olmadığınız doğru zaman ve mekânı seçtiğinizden emin olmalısınız, derim.

Eleştirilerin sıklıkla yanlışa düştüğü noktalardan biri, genellemeler yapmaktır. Yukarıda belirttiğim gibi; bu genellemelerden biri, örneğin farklı siyasi görüşteki bir kişiyi, ‘sadece bizden olmadığı’ için eleştirmeye kalkmaktır. Eğer eşinize, yakınınıza veya arkadaşınıza bir eleştiri yöneltecekseniz, “Siz zaten hep böylesiniz” diye başlayan bir eleştiri, daha baştan yanlışa düşmüş demektir. Yaşamın beyazdan siyaha uzanan tonları içinde ne bir kişi ne de bir dünya görüşü baştan aşağıya yanlış olamaz. Unutmayalım ki, durmuş ya da bozuk bir saat bile günde iki kez doğru zamanı gösterir.

Eleştiri konusunda genellemeler gibi sıklıkla hata yaptığımız alanlardan bir diğeri de benzetmeler yapmak, uygunsuz örnekler vermek ya da örneğin albenisine kapılmaktır Bir başka yanlışı işaret ederek bir olayı veya bir kişiyi yargılamak her zaman doğru olmayabilir. Eleştirirken verdiğimiz örneklerin sağlamlığından emin olmak zorundayız. Yerel medyada “Filan kentte durum böyle iken neden bizde öyle değil” şeklindeki kimi eleştirileri sıklıkla okuduğunuzu ya da izlediğinizi hatırlayacaksınız. Bu eleştirilerde çoğunlukla her yerleşimin kendisine özgü yönleri ve özellikleri olduğu unutuluverir.

Bir sosyal ortamda, bir sivil veya siyasal kuruluşta ya da bir işletmede öne çıkmanın, itibar kazanmanın bir yolu olarak kullanılır eleştiri çoğu zaman. Kimi kişiler, başkalarını eleştirip karalayarak pozisyon yükselmesi elde etmeye çalışırlar. Kurumsallaşma düzeyi düşük örgütlerde sık görülen bir durumdur bu. Eleştiri, kişilerin bir kuruluşta veya toplum önünde popüleritelerini artırmaya çalıştıkları bir araç olmamalıdır. Ne yazık ki, sosyal ve siyasal yaşamımız bu hastalıktan bir türlü kurtulamıyor.

Kaçınılmaz bir gerçek var. Konusu, içeriği ve biçimi ne olursa olsun eleştiri, olumlu ve yapıcı olmalıdır. Kıskançlıkla veya hasetle bunun aksine davrananlar, aynı ‘saldırılarla’ kendilerinin de karşı karşıya kalabileceklerini unutmamalılar. Rüzgâr eken fırtına biçer.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi