
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Eleştirinin de karşılığı olmalı ama...
Oturduğumuz yerden bile, Eskişehir'de 15 yıldır Büyükşehir Belediye Başkanlık yapan Yılmaz Büyükerşen'in en az 50 olumsuz yönünü sayabiliriz.
Yine oturduğumuz yerden...
Büyükşehir Belediyesinin 15 yılda yapamadığı en az 50 hizmeti de sayabiliriz.
Ancak...
Karşılığı olan, insanların teveccüh gösterdiği, "Şehrimde bak bu da var" diye gurur duyduğu hizmetleri oturduğumuz yerden eleştirdiğimizde, ister istemez hem komik duruma düşer, hem de bu söylediğimizi bizim gibi düşünen insanlara anlatmakta zorlanırız.
Daha doğrusu bu yaptığımız kasıtlı bir kötülemeden ibaret kalır.
Belki onlarca kez yazdık bu köşede.
-"Yapılan hizmetler mevzubahis olduğunda, İnsanlar söylenenlere değil, gözleriyle gördüklerine inanır" diye.
Nitekim bunun böyle olduğunu Eskişehir'de, hem 2004 hem de 2009 seçimlerinde açıkça gördük.
Kısaca söylemek istediğimiz şu:
-Önünde her gün insan kuyruğunun olduğu ve açıldığından bu yana binlerce insanın gezdiği Balmumu Heykeller Müzesini sırf "Büyükerşen yaptı" diye görmezden gelmek ve kötülemek, hatta "Buna ne gerek var?" demek, bunu söyleyene pirim yaptırmaz.
-Önünde her gün insan kuyruğunun olduğu, binlerce çocuk ve ailelerin gezdiği Bilim Merkezi ve Su Altı Dünyası'nı kötüleyip "Paralar buralara gidiyor" diye eleştirmek de aynı.
-Bahar ve yaz aylarında dolup taşan, araç park edecek yer bulamadığınız Sazova parkı ve Kentpark'ı sırf eleştirme adına "Ne olacak? Böyle parklar her yerde var" demek de, bunu söyleyeni inandırıcı kılmaz.
-Eksiğiyle fazlasıyla, Tramvay'ı, faaliyete geçmesinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala kötülüyor olmak da, Senfoniye, Tiyatrolara, Operaya karşı tavır almak da, bunları söyleyeni haklı çıkartmaz.
Zira...
Bu saydıklarımıza insanların teveccüh ettiği yadsınamaz bir gerçek.
Buna rağmen, bu sayılanları kötülemek, en azından bu hizmetleri değerli bulanları hiçe saymaktır.
Eleştiri elbet olacak.
Karşılığı olmayan hizmetler elbette eleştirilip, kötülenecek.
Başta da söylediğimiz gibi, bizim dahi oturduğumuz yerden sayabileceğimiz en az 50-60 olumsuzluk tabii ki dile getirilecek.
Ama, karşılığı olan, teveccüh gören, insanların yaz kış rağbet ettiği hizmetler de, sırf "siyaset olsun" düşüncesiyle ya da o hizmetleri yapandan ötürü kötülenmemesi, bilakis hakkının verilmesi gerekiyor.
Son günlerde dikkatimizi çeken bir mesele var.
Şehirde karşılığı olan bu hizmetlere karşı başlatılan kötüleme kampanyası, Büyükerşen'in rakibi olan adaylar ve partilerden değil de, başka kesimlerce sürdürülüyor.
Zira...
Büyükerşen'in rakibi olan aday ve partilerin buna özen gösterdikleri ortada.
Hatta Büyükerşen'in rakibi olan aday ve partilerin başlayan seçim sürecinde "Eskişehir'de yapılan iyi işler de var. Biz gelirsek yarım kalan işler tamamlanacak, yapılanlar da korunacak" vaatleri bile verildi.
Ancak, bazı çevreleri dizginlemek mümkün değil.
Yapılan ne varsa, önünde oluşan insan kuyruğuna bakmadan ve gösterilen teveccühe aldırış etmeden kötüleme kampanyasını sonuna kadar sürdürüyor bu çevreler.
Her ne kadar dertleri Büyükerşen olsa da, yürüttükleri bu kötüleme kampanyası ile en büyük zararı Büyükerşen'den çok, Büyükerşen'in rakibi olan aday ve partilere veriyorlar.
Çünkü, körü körüne kötüleme ile inandırıcı olamıyorlar.
Zira...
Başta da söylediğimiz gibi, insanlar söylenenlerden çok gördüklerine inanıyor...
.......
Seçimi açık ara alır, sizi de Meclise uğurlarız...
AK parti Odunpazarı adayı Nevzat Önder'e sorduk...
-"Adaylığınız açıklandıktan sonra mevcut belediye Başkanı Burhan Sakallı'yı ziyaret ettiniz mi?" diye...
-"Ettim tabii. İlk gittiğim yerlerden biri oldu Sayın Burhan sakallı" cevabını verdi...
Bu kez...
-"Peki sizi destekleyecek mi?" diye sorduğumuzda ise, Burhan Sakallı'yı ziyareti sırasında anlatılan bir diyaloğu aktardı.
Kendisinden önce, CHP'nin Odunpazarı Belediye Başkan adayı Kazım kurt gitmiş Burhan Sakallı'yı ziyarete.
Konu seçimden açılmış.
CHP adayı Kazım kurt, seçimi kazanacağını söyleyince, Burhan Sakallı:
-"AK parti bu seçimi Odunpazarı'nda açık ara farkla alır, biz de sizi törenle Türkiye Millet meclisine uğurlarız" demiş...
Böyle anlatıyor Nevzat Önder yaşananları.
Ardından da...
-"Burhan Bey'in de önemli katkısıyla Odunpazarı'nda AK Parti hizmeti kesintiye uğramadan devam edecek" diyor.
......
Erbay hoca'ya geçmiş olsun...
Hüseyin Erbay, bu şehrin yetiştirdiği şüphesiz en önemli müzik insanı.
45 yılı aşkın meslek yaşamı boyunca sayısız besteyi Türk sanat Musikisine kazandırmış bir isim.
TRT Radyoları ve Devlet Türk Müziği Korosunda yüzün üzerinde öğrencisi bulunan değerli bir üstat.
Doğum yeri olan Sivrihisar'dan tutun da, oturduğu Vişnelik Mahallesi'ne, hatta bir süre görev yaptığı Kilis'te bile sokak ve caddelere isminin verildiği bir değer.
Yaşamını Türk Sanat müziğine adamış gerçek bir sanatçı.
35 yılı aşkın süredir şefliğini yaptığı Halk Eğitim merkezi TSM korosu ile Dünyanın her yerini dolaşmış, besteleri ünlü sanatçılar tarafından seslendirilmiş bir gönül adamı.
Önceki gün öğrendik.
Yaşadığı bir rahatsızlıktan dolayı operasyon geçirmiş.
Operasyon gayet başarılı sonuçlanmış.
Eski sağlığına kavuşmuş anlayacağınız.
Sevindik tabi ki...
Çünkü...
Hüseyin Erbay hoca'nın daha yapacağı pek çok beste, yetiştireceği pek çok öğrenci ve vereceği pek çok konser bekliyor sırada.
Her ne kadar değerini tam anlamıyla bilmese de, Eskişehir ve Eskişehirli kendisinden daha çok hizmet bekliyor...
Geçmiş olsun...
........
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Alican çok terbiyesiz bir çocukmuş. Bir gün annesinin misafirleri konken oynamaya geleceklermiş.
Oğlunun yanlış hareketlerde bulunacağından korkan annesi misafirlere Alican terbiyesiz bir laf ederse kalkıp gidiyormuş gibi yapın belki utanır demiş.
Misafirler tamam deyip oyuna başladıkları sırada Alican içeri fırlayarak" Anne anne limana bir gemi yanaştı içinde bir sürü genç denizci var, etrafta aranıyorlar" demiş.
Bunun üzerine kadınlar ayağa kalkıp gidermiş gibi yapmışlar.
Bu sırada Alican atılmış "Oturun oturun acele etmeyin daha bir hafta buradalar "