
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Eleştiriye en çok ihtiyaç duyulduğu şu günlerde Fercan Yavuz yeniden başkan olmalıydı
(Bu sözler hükümete....)
-Kentte konut alanların yarısına yakını bankalara borçlanırken.
-Stadyum yıkılıp kent belleği ortadan kaldırılırken.
-Demiryolu inşaatında İhale fiyatı iki katına çıkıp, işin yarısı yapılırken.
-Kentin İstanbul ile demiryolu ulaşımı yıllarca sekteye uğrarken.
-İstasyon binası yerine açık peron yapılırken.
-İniş ve çıkışında sinyalizasyon bulunan 'mühendislik harikası!' köprüler inşa edilirken.
-Kentin kavşaklarında birbirini karşılamayan ya da çift şeritten tek şeride inen yollar icat edilirken.
HHH
(Bu sözler de mevcut Büyükşehir Belediyesine...)
-Tramvay güzergâhları ihale sonrası değiştirilirken.
-Şehrimizdeki deniz fenerinin gece aydınlattığı tarlalarda, gündüzleri iç karartıcı büyük işler yapıldığı iddiaları ayyuka çıkmışken.
-Eğer şeffaflık ve katılımcılığı sağlamayıp, kapalı kapılar ardında isim yapmış kurumların logosunu kendimize siper ederek, sadece danışmanlarla iş kotarmaya kalkışırsak, imar, ulaşım, konut, çevre gibi sorunlar, kendi halinde bir gelişim trendi ile çözülemez hale gelecek ve bizlerde arsa toplayan adamları ve onların meclis üyesi arkadaşları gibi sevimsiz ve saçma sapan olayları konuşmaya ne yazık ki devam edeceğiz.
HHH
Bu sözler de, yukarıda ki sözler gibi söyleyene, yani iki dönem İnşaat Mühendisleri Oda başkanlığı yapan Fercan Yavuz'a ait.
-Etrafımızda bunlar olup biterken çoğunluk gibi biz de susmalı mıydık? İmar, kentleşme, ulaşım gibi mesleğimizin geleceğimizin ve toplumumuzun en temel sorunları birilerinin keyfiyetiyle, plansız, projesiz ve programsız olarak şekillenirken susmalı mıydık?
-Tabii ki susamazdık ve susmadık da.
-Yerinden çıkan her çivi, biz inşaat mühendislerini rahatsız eder; dolayısıyla biz çıkan her çiviyi yerine çakmaya çalıştık. Memleketin ve kentin çivisini çıkarmaya çalışanların bize olan tepkisi bundandır.
Genelde...
Hükümetin tarafında olanlar, hükümete yönelik yapılan eleştirilerden rahatsız olup, Belediye'ye yönelik eleştirileri memnuniyetle karşılar.
Belediye tarafında olanların yaklaşımı ise, tam tersinedir.
Yani...
-"Birileri çıksın, Hükümet uygulamalarını eleştirebildiği kadar eleştirsin ama Belediye'ye dokunmasın" ister.
Hiç kimse, hangi tarafta olursa olsun "Yanlış yanlıştır. Bu yanlışı Hükümet de yapsa, belediye de yapsa çıkıp eleştireceksin kardeşim" deme olgunluğu ve tarafsızlığını gösteremez.
Aslına bakarsanız, bunu İnşaat mühendisleri Oda Başkanı Fercan Yavuz yapıyordu Eskişehir'de.
Hükümet-Belediye ayrımı gözetmeden, yanlışın nalına da mıhına da vuruyordu...
O Yüzden...
Ne Hükümete, ne de Belediye'ye...
Ne de, olaylara ve eleştirilere Hükümet ve Belediye tarafından bakanlara yaranabildi.
Gerçi yaranmak gibi bir niyeti de yoktu aslında.
Bu şehirde Mesleki örgüt başkanlığı sorumluluğunu almış ve bunu hakkıyla yapma kararlığında olan...
Ve hatta...
-"Doğruyu mezar da mı söyleyeceğiz?" düşüncesine sahip ender isimlerden biriydi.
Bize göre, yeniden aday olmalıydı İnşaat mühendisleri Oda Başkanlığına...
Bir dönem daha yapmalıydı bu görevi...
Çünkü...
Her iki tarafın da bu eleştirilere ihtiyacı vardı...
Onlar her ne kadar Fercan yavuz'un yeniden aday olmaması üzerine seviniyor olsalar da...
Eskişehir'in bu eleştirilere çok mu çok ihtiyacı vardı...
......
Asıl sürpriz ne olur biliyor musunuz?
-Büyükşehir adayı, üç dönemdir üst üste ve üstelik oylarını arttırarak seçilen bir isim.
Dahası marka haline gelmiş bir isim.
-Tepebaşı adayı, belki de CHP içinde ve Eskişehir'de en çok sevilen isimlerin başında geliyor.
Üstelik mevcut Belediye Başkanı olarak son derece iyi işler çıkartmış.
-Odunpazarı adayı, Eskişehir'in en tanınmış siyasetçilerinden.
Üstelik CHP'nin en çok çalışan Milletvekillerinden biri.
-AK Partiye desteğin azaldığı önemli günler yaşanıyor.
-AK parti Eskişehir'de hem büyükşehir, hem de Tepebaşı'nda partili olmayan adaylar göstermiş ki, bunun sıkıntısı yaşanıyor.
-17 Aralık olayları ile başlayan süreç, AK Partiye belli oranda bir oy kaybettirmiş.
-Süreç, AK parti ile Cemaati karşı karşıya getirmiş ki, Cemaat bu seçimlerde AK Parti'nin karşısında en güçlü kim varsa, ona destek verecek.
Böylesine bir ortamda, CHP'nin Eskişehir'de üç belediye'yi alması sürpriz olmaz.
Çoğu insana göre, şu anda CHP adayları tatile bile çıksa, seçimi rahatlıkla kazanırlar düşüncesi hakim.
Tüm bu olumlu havaya rağmen CHP Belediyeleri kaybederse, Eskişehir'de asıl sürpriz bu olacak.
Merak ettiğimiz...
Olur da, CHP Mahalli seçimlerde Belediyeleri kaybederse...
İşte o zaman CHP'de birileri çıkıp "Biz ne halt ettik?" diyecek mi?
......
Sakallı aday olmadı, kira ödemeleri durdu...
Odunpazarı Belediyesi Karapınar'da TOKİ ile bir proje başlattı.
Proje kapsamında, Karapınar'da evleri olanlarla anlaşma yapıldı.
Evleri yıkılacak, yerine yeni konutlar yapılacak, böylece hem bölge çöküntü alanı olmaktan çıkartılacak, hem de burada evleri olanlar yeni evlerine taşınmak suretiyle avantaj sahibi olacaktı.
Söz konusu dönüşüm projesine ikna oldu Karapınar'da evleri olanlar.
Tek bir sorun vardı. Evleri yıkılınca, yenisi yapılıncaya kadar nerede konaklayacaklardı?
Buna da bir çözüm bulundu.
-"Size ev bulacak ve kirasını da biz ödeyeceğiz" denildi.
Denilen yapıldı da...
Bir yandan Karapınar'daki evler yıkılırken, diğer taraftan ev sahipleri başka evlere yerleştirildi.
Kiraları da TOKİ tarafından tıkır tıkır ödenmeye başlandı.
Ama gelin görün ki, iki ay öncesinde birden kesildi kira ödemeleri.
Yıkılan evlerinin yerine yenilerinin yapımı tamamlanmadığı için iş başa düştü.
TOKİ'nin ödemeyi kestiği kiraları iki aydır, kendileri ödemek durumunda kaldılar.
Ve şu anda bu insanlar...
Hem evleri yıkılmış, hem yerine yenileri yapılmamış, hem de taşındıkları evlerde kiraları ödenmemiş bir durumda mağduriyet yaşıyorlar.
Şimdi, yazının başlığını okuyup da "Bu işin Burhan Sakallı ile ne alakası var?" diyeceksiniz...
Haklısınız da...
Ama bunu biz söylemiyoruz...
Bunu bizzat mağduriyet yaşayan insanlar söylüyor.
Ne diyorlar biliyor musunuz?
-"Sakallı aday olmadı, proje galiba yatıyor. Çünkü kiralarımız bile artık ödenmiyor" diyorlar...
........
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Yüzü gözü mosmor bir kadın doktora gider:
Doktor sorar:
- Ne oldu size böyle?
Kadın:
- Doktor Bey, ne yapacağımı bilemiyorum. Kocam ne zaman içip içip de eve sarhoş dönse beni, gebertircesine dövüyor.
Doktor:
- Bu konuda size, çok işe yarayan bir çözümüm var hanımefendi. Kocanız sarhoş eve geldiğinde, elinize bir bardak şekerli çay alın ve kocanız yatıp uyuyana kadar, ağınıza alacağınız bir yudum çayı, ağzınız içinde sürekli dolaştırın.
2 hafta sonra, kadın eli yüzü düzgün şekilde doktoru ziyarete gider:
- Evet doktor önerdiğiniz çözüm harikaydı. Kocam sarhoş geldiğinde bana hiç dokunmuyor. O yattıktan sonra da ağzımda dolaştırıp duruyorum bir yudum şekerli çayı, sonra ben de yatıp uyuyorum.
Doktor:
- Gördünüz mü, dedi; ağzınızı kapalı tutmak ne kadar çok işe yarıyor.