
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
"Emirdağlılar kavgada bile bir araya gelmez" diyorlar ya...
Her ne kadar sayısı tam olarak bilinmese de Eskişehir'de yaşayan Emirdağlıların sayısı azımsanmayacak kadar fazla.
Seçimlerde organize olmayı başarabilseler hemen her dönem Meclise kolaylıkla hemşerilerini yollayabilecek çoğunlukları var.
Hem de istedikleri her partiden.
Ancak...
Eskişehir'de yaşayan Emirdağlılar hiçbir dönem yapamadı bu işi.
Mihalıççıklılar ile Sivrihisarlıların yaptığını hiçbir dönem gerçekleştiremedi.
Emirdağlı olup da, Emirdağlı hemşerilerinin oylarına güvenip aday olanlar zaman zaman çıktı ama.
Sonuç hepsi için resmen hüsran oldu.
Bazıları, akrabalarının bile oyunu alamadı.
Bazıları ise öyle az oy aldı ki, aldığı oyun parti oyu mu yoksa Emirdağlıların oyu mu olduğu bir türlü anlaşılamadı.
Kısacası...
Belçika'da, Danimarka'da hatta Almanya'da, Milletvekili, Belediye başkanı ve meclis üyesi olan Emirdağlılar, Eskişehir'de bırakın seçilmeyi, listenin seçilebilecek yerlerinde bile olamadı.
İşte bu yüzden;
-"Emirdağlılar kavgada bile bir araya gelmez" denilmeye başlandı.
İşte o yüzden;
Milletvekili ve Mahalli seçimler öncesinde partilerin yaptığı listelerde Emirdağlılar hep Mihalıççıklıların, Sivrihisarlıların ve hatta Seyitgazililerin arkasına yazılmaya başlandı.
Sayısal olarak daha fazla olmalarına rağmen organize olamamaları, bir türlü temsil edilememelerine yol açtı.
İşte, her biri diğerini çok iyi tanıyan ama iş hemşeri desteğine geldiğinde birbirine pek de bu desteği vermeyen hatta birbirini engelleyen Emirdağlıların yıllar öne kurulmuş bir vakfı var.
Bu vakfın önceki gün kongresi yapıldı.
Bu güne kadar görülmemiş bir yarışa sahne oldu kongre.
Zira 3 aday kıran kırana yarıştı.
Sonuçta 3 adaydan kazanan murat Kahya oldu.
Emirdağlılar vakfı başkanlığına seçildi.
Eskiden dar bir kadronun dışında kimsenin umurunda bile olmayan vakfın kongresi ilk kez bu denli kamuoyunda konuşulur oldu.
Yönetiminde kimlerin olduğu bile umursanmayan vakıfta ilk kez 3 ayrı aday içinde önemli isimlerin bulunduğu 3 ayrı grup oluşturarak kıyasıya yarış içine girdi.
Kısacası...
İlk kez Emirdağlıların Vakfı Eskişehir'de konuşulur hale geldi.
Bu durum, Emirdağlıların var olan çoğunluklarıyla, bundan böyle siyasette baskın ve etkin olabilmeleri için bir milat mı olacak?
Yoksa...
Emirdağlıların "Kavgada bile bir araya gelmez" halleri bundan sonra da devam mı edecek?
Bunu hep birlikte göreceğiz....
***
Canlarının istediğine göre tahmin yapmak.
Bugünden yapılan seçim muhabbetleri...
Gelecekle ilgili tahminde bulunmayı toplum olarak severiz.
Alışkanlık halini almıştır adeta.
Yaptığımız tahmin tuttuğunda "Ben dememiş miydim" diyebilmenin hazzını başka hiçbir şeyde bulamayız.
Çoğu zaman yanılırız, tahminlerimiz çıkmaz ama...
Arada bir tutturduğumuzda ise, gelecekten haber alan bir alim edasıyla dolaşırız.
Pek çok konuda gelecekle ilgili tahminlerimiz olur ama, bu tahminlerin en fazlası da seçimlere yönelik yapılır.
İşte şu sıralar, gelecekte ki mahalli seçimlere yönelik tahminler uçuşuyor etrafta.
Seçimleri kimin kazanıp kaybedeceğinden tutun da, kimin aday olup kimin olamayacağına kadar hemen herkes fikir yürütüyor.
"Bence" diye başlayan kelimelerin sonuna mutlaka "Bakın göreceksiniz. Kesinlikle benim dediğim gibi olacak" cümlesi geliyor.
Dedik ya; şu sıralar en çok Mahalli seçimlere yönelik tahminler yapılıyor diye...
İşte Bilgiç edasıyla yapılan bu tahminleri yansıtalım istedik satırlarımıza.
En çok yapılan tahmin "Büyükerşen yeniden aday olmayacak" tahmini.
En az bu tahmin kadar yapılan bir başka tahmin ise Büyükerşen'in kesinlikle yeniden aday olacağına yönelik.
Devam edelim...
-"Büyükerşen'in bu defa işi zor. Çünkü CHP liler bile oy vermeyi düşünmüyor" diye tahminde bulunuluyor.
Bunun karşılığında...
-"Büyükerşen bu defa da kazanır. Çünkü Eskişehir'deki AKP bildiğimiz AKP. Bir çok AKP'li de kendi adayına oy vermeyecektir" diye tahminde bulunanlar da az değil.
İnsanların buna benzer ve birbirine son derece tezat tahminleri var seçime yönelik.
Dolayısıyla...
Geleceğe yönelik bugün söylenilen tahminlerden yola çıkıp da, mantıklı bir karara varabilmek mümkün değil.
Sonuç itibarıyla...
3 yıl sonrasına ait bugünden yapılan seçime yönelik tahminler, muhabbetten öteye gidemiyor.
Çünkü...
Herkes tahminini, gerçekleşmesini istediği pozisyona göre yapıyor...
Kısacası...
Canları öyle istiyor...
***
Biri açıyor diğeri kapatıyor...
Son aylarda Eskişehir merkezinde birbiri ardına açılan mekanlar var.
Adeta hepsi birbirinden güzel mekanlar.
Bunun yanı sıra...
Birbiri peşi sıra açılan ve açılacak olan Oteller, Hastaneler, mağazalar ve benzeri hizmet sektöründe faaliyet gösteren firmalar da var.
Dışarıdan baktığınız zaman, Eskişehir'in gerçekten bir cazibe merkezi haline geldiğini düşünüyorsunuz.
Öyle ya, açılan mekanlara baktığınızda, öyle kolay paralarla açılabilecek mekanlar değil hepsi.
Dahası.
Hemen her biri ünlü markaların isimlerini taşıyan mekanlar...
Hepsi de bu gün için dolu ve para kazanıyor görünüyorlar...
ESKİŞEHİR BİRBİRİ ARDINA AÇILAN MEKANLARI KALDIRABİLİR Mİ?
Eskişehir gerçekten değişim geçiren bir kent.
Her geçen gün de özellikle eğlence sektörünün gelişme içinde olduğu bir tablo çiziyor.
Bunda elbette Eskişehir'e gelen turistlerin ve Eskişehir'de okuyan Üniversite öğrencilerinin büyük payı var ama...
Buna rağmen "Eskişehir birbiri ardına açılan bu mekanları kaldırabilecek mi?" diye bir soru geliyor akıllara.
Doğrusunu söylemek gerekirse, "Eskişehir bunca mekanı rahatlıkla kaldırır. Hatta daha çoğuna ihtiyaç var" diyebilmek de, doğru bir yaklaşım gibi gelmiyor...
Geçtiğimiz yıllarda yaptığımız bir yorumdu bu.
O günden sonra da birbirinden güzel mekanlar açıldı Eskişehir'de.
Ancak...
O günün şık mekânları bu gün pek rağbet görmüyor, yeni açılanlara ise rağbet daha fazla.
Demek ki bu iş bu şekilde sürüp gidecek.
Her yeni gelen mekan, bir öncekinin müşterisini alacak.
Çünkü...
Mekan sayısının giderek arttığı, müşteri sayısının ise hep aynı kaldığı bir durum var Eskişehir'de.
***
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM...
İki arkadaş, Hamdi ile Mahmut, beraberce bir iş seyahatine çıkmışlar. Hamdi, Mahmut'un her gece yatmadan önce 'Allahım, anamın düşündüğü düşman başına, karımın düşündüğü benim başıma' diye dua ettiğine dikkat etmiş ve sormuş :
"Arkadaş senin anan bu kadar kötü bir kadın mı? Senin karın bir melek mi? Halbuki normal olarak.
İnsanların anaları iyiliklerini ister!"
Hamdi gülümseyerek cevap vermiş:
"Kardeşim şimdi anam oturup düşünüyordur. 'Benim Hamdi'nin başına bir iş mi geldi? Bir kaza mı geçirdi?" diye.
Halbuki karım "Bu herif kim bilir şimdi hangi kadınla eğleniyordur? Neler beceriyordur?" diye düşünür.
Onun için anamın düşündüğü düşman başına, karımın düşündüğü benim başıma der dururum."