2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

EN AZINDAN ARTIK MECLİSTE ADIMIZ GEÇİYOR!

 


 


Şehrin sorunları konusunda aslında hep aynı ihtiyaçlar etrafında buluşuyoruz.


“Yıllardır hep aynı isteklerde bulunuyoruz.”


Bu yüzden artık taleplerin içeriği de değişmiyor!


çünkü beklentiler karşılanmadığı için, yeni isteklere geçemiyoruz şehir olarak.


Hala yol ve demiryolu gibi artık ihtiyaç olmaktan çıkması gerekenler üzerinde yoğunlaşıyoruz.


Oysa Eskişehir’in günümüz çağında artık farklı beklentiler içerisine girmesi gerekmiyor mu?


Eskişehir’in sadece milli ve yerli üretimlerin odak noktası değil;


Teknolojik yazılım üssü konusunda kolları sıvamaya başlayan bir şehir olmamalı mıydı?


Yeni çağın gereksinimleri üzerinde daha çok kafa patlatan bir şehir olması lazım değil miydi?


öyle ya nitelikli eğitim, genç nüfus, dinamik yapı, yetişmiş eleman, alt yapı ve üst yapısıyla her türlü birikimin bu şehri artık farklı noktalara itmesi gerekiyor muydu?


Ama biz hala yeni çevreyolu, demiryolu bağlantısı, liman ulaşımı falan diyoruz.


Sadece bu pencereden bakıldığında bile, Eskişehir’in ne kadar yerinde saydığını ya da saydırıldığını görebiliriz.


Kısacası, Eskişehir’in talepleri yerine getirilmediği sürece geri gitmeye mahkûm olan bir şehir olarak kalmaya devam edeceğiz...


Kentteki vizyon sahibi kişilerin de ileriye doğru atacağı adımlar, yeni fikirler, yeni girişimler de bu yüzden hep sürüncemede kalmaya devam edecek.


+++


Elbette Eskişehirliler yine de umutsuz değil.


Umutsuz olmak Eskişehirliye hiçbir zaman yakışmadı, yakışmıyor.


Yapılacak tek şey var aslında;


“Bir ve beraberce hareket etmek”


Ama bugünkü şehir profiline baktığımızda bunun olmayacağını anlıyoruz.


Hatta bu olmayınca, kentin mevcut değerleri bile elinden bir bir kayıyor.


Eskişehirspor, kentin şuanki parçalanmışlığının en birincil sonucudur.


Ve bu türlü sonuçlar ilerleyen zamalarda farklı şekillerle bu şehrin önüne gelecektir.


Es-Es gitti, Tülomsaş gitti, yerli tren gitti mesela.


Yarın çok daha başka şeyler de gidecek.


Bu tehlikeyi de bir taraftan hemen yanı başımızda hissetmeye devam ediyoruz.


Potansiyeli yüksek ve büyük bir şehir için çok acı değil mi?


+++


Tüm bunları bir araya getirdiğimizde ise, artık sadece kişiler ya da bazı kurumlar ölçeğinde kentin isteklerinin dillendirildiğini ya da buna mecbur bırakıldıklarını görüyoruz…


Ne acı ki, Eskişehir için bir şey istemenin de artık suç olmaya doğru gittiği günlerden geçiyoruz.


Başkan Kesikbaş’ın sanayiye raylı sistem istediği o günleri hatırlayın.


Şehirde bir anda öyle bir hava estirildi ki;


“Bazı kesimler, Kesikbaş’ı tramvay istediği için neredeyse suçlu ilan edilecekti!”


Oysa istemeyen kimseye, istediği asla verilmez.


Eskişehir olarak bir başka eksiğimiz de işte tam da budur.


“Eskişehir istemiyor ki, gelip birileri o talepleri yerine getirsin”


Ankara’da bu şehrin beklentileri için konuşup, kapıları aşındıracak kimseler olmadığı için de;


Ankara da, Eskişehir’e istediklerini doğal olarak vermiyor.


Bu yüzden merkezi yönetime ne kızabiliriz ne de tenkit edebiliriz.


önce şehir olarak çuvaldızı kendimize batıralım!


+++


O işi yapanların başında sanayiciler geldi.


Evet evet, artık onlar bu şehir için birşeyler yapma çabası içine girdi.


Kesikbaş’ın liman bağlantısı isteği, raylı sistemlerde merkez olma talebi ve buna benzer eksiklikleri gündeme taşıması, Eskişehir için bizce bir mihenk taşı oldu.


En azından Eskişehir olarak isteklerimizi isteyebilme aşamasına geldik.


Bunun sonuçlarını birkaç gündür yaşıyoruz.


Muhalefette de olsa bazı vekiller artık Sanayi Odası tarafından dillendirilen istekleri meclisteki kürsülerde okumaya başladı.


Hiç yoksa Eskişehir’in adı bu sayede mecliste geçer hale geldi.


Bu da bir aşama değil mi?


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi