Hatırlayanlar vardır.
CHP'de Kazım Kurt'un Odunpazarı Belediye Başkan adayı olmasının hemen ardından, kulaktan kulağa yayılan bir senaryo orta yerde dolaşıyordu.
Senaryoya göre, seçimleri kazanacak olan Yılmaz Büyükerşen, Cumhurbaşkanı adayı ya da Milletvekili olmak için görevinden ayrılacak. Meclisin içinden Kazım Kurt Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilip, Büyükerşen'in koltuğuna oturacak. Kazım Kurt'tan boşalan Odunpazarı Belediye başkanlığına da, yine meclis içinden Erdal Caferoğlu gelecek.
Defalarca yalanlanmasına, gülünüp geçilmesine ve hatta bu senaryoların parti içindeki bir grup tarafından kasıtlı olarak çıkartıldığı söylenilmesine rağmen söz konusu senaryo bir hayli konuşulmuştu.
Doğrusunu söylemek gerekirse...
Her ne kadar adı "senaryo" olarak geçse de, senaryo bazı çevreler tarafından inandırıcı da bulunmuştu.
Sonuçta seçimler yapıldı.
CHP merkezdeki her üç Belediyeyi de kazandı.
Ancak...
Büyükşehir Belediye Meclisi'nde ki çoğunluk CHP'nin elinden gitti.
Zira...
Büyükşehir Meclisi AK partili üyelerin çoğunluğuyla oluştu.
Bu şu demek:
Yılmaz Büyükerşen, herhangi bir nedenden ötürü görevini bırakırsa, Büyükşehir belediye Meclisinin seçeceği yeni Büyükşehir belediye Başkanı büyük ihtimalle, mecliste çoğunluğu olan AK Parti içinden çıkacak.
Çünkü...
Belediye Başkanı görevini bıraktığı anda, yerine yeni Belediye Başkanı yasalara göre meclis içinden ve meclis üyeleri arasından seçiliyor.
Bu gibi durumlarda da, yeni seçilen Belediye başkanı genelde, meclis çoğunluğuna sahip parti grubunun içinden çıkıyor.
Kısacası...
Böyle bir durumda, meclis çoğunluğu AK partide olan Yılmaz Büyükerşen'in 5 yıl boyunca yerinden kıpırdamaması gerekiyor.
Aksi takdirde AK partinin oyla alamadığı Büyükşehir Belediyesini, Meclis içinde ki çoğunluğuyla alma durumu var.
Sonuç olarak...
Dördüncü dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine seçilen Yılmaz Büyükerşen'in, Cumhurbaşkanlığı ya da Milletvekilliği adaylığı gibi nedenlerden ötürü görevinden ayrılmak isteyeceğini zaten zannetmiyoruz.
Böyle bir düşüncesi olsa bile, oluşan meclis yapısının kendisini bu düşünceden vaz geçirme anlamında etkili olacağını tahmin ediyoruz.
Son söz olarak da...
-"Gelinen nokta en azından, uzun süredir konuşulan ve çoğu kesimin de inandığı senaryonun uygulanabilirliğini ortadan kaldırmıştır. Seçim öncesi kulaktan kulağa dolayan senaryo da böylece söylentiden ibaret kalmıştır" diyoruz...
.......

"İlçelerde, transfer edilen adayların dokusu tutmaz" demiştik...
Seçim öncesi özellikle CHP'nin aday belirleme konusunda izlediği yöntemi eleştirmiştik.
Son anda başka partilerden yapılan transferlerin pek de işe yaramayacağını söyleyip;
-"Özellikle küçük yerlerde bu doku tutmaz. Tutmayacaktır da" demiştik.
Şimdi bu yöntemde ısrar eden CHP'nin karar vericilerinin önünde seçim sonuçları var.
Açıp baksınlar...
CHP'nin kazandığı iki ilçe var.
Biri Han diğeri ise Mahmudiye ilçesi.
Hem Han ilçesinin hem de Mahmudiye ilçesinin CHP adayları, partinin İl Genel meclis üyeliklerini yapan partili isimler.
Şimdi bir de...
Seçim öncesi başka partilerden transfer edilerek aday yapılan Sivrihisar, Mihalıççık ve Mihalgazi gibi ilçelerin nasıl kaybedildiğine baksınlar.
Ondan sonra doku tuttu mu tutmadı mı, kendileri karar versin.
......

Hani "Seçimleri iki kelimeyle değerlendir" derler ya...
Seçim sonuçlarını değerlendirmemizi soruyorlar her gittiğimiz yerde.
Üstelik...
Türkiye genelini ayrı, Eskişehir'i ayrı değerlendirmemizi istiyorlar.
Aslına bakarsanız her iki durumu da, sadece iki kelimeyle ve çok basit bir şekilde değerlendirmek mümkün.
Sonuç şudur:
Tayyip Erdoğan başından gitmeden AK partiyi iktidardan indirmek çok zor, Yılmaz Büyükerşen kendi isteği ile gitmeden Eskişehir Büyükşehir belediyesini AK Partinin alması çok zor.
Durum bundan ibaret...

......

Kimse kutlama
yapmayacak...
Yılmaz Büyükerşen seçim gecesi partinin Esgaz yanında bulunan Seçim merkezindeymiş.
Sonuçları burada takip etmeye başlamış.
Oy sayım sonuçları belli bir aşamaya geldikten ve CHP'nin Büyükşehir ile birlikte Odunpazarı ve Tepebaşı ilçelerini aldığı kesinleştikten sonra, saat 02.00 civarında ayrılmış.
Ayrılırken de...
Türkiye sonuçlarının hiç iç açıcı olmadığını belirterek, etrafında bulunanlara "Eskişehir'i kazandık ama Türkiye'yi kaybettik. Bu nedenle kimse sevinmeyecek, konvoy falan yapmayacak, kornalar çalınmayacak" diyerek evinin yolunu tutmuş.
Öyle de yapmış orada bulunanlar.
Hani diyorlar ya "CHP seçimi kazandı ama hiç sevinç gösterileri olmadı" diye...
Seçim zaferi kutlamasının yapılmama nedeni, Büyükerşen'in vermiş olduğu direktif miş...