(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

ERCİYES MAÇI VE MEDYA

Klasik birlik beraberlik konularıyla giriş yapmayacağım.
Bu noktada maç gününe kadar herkesin belli şekilde fikirlerini okuyacak ve dinleyeceksiniz.
Erciyes maçının öneminin farkında olan taraftar çok güzel şekilde organize olmaya çalışıyor zaten.
Bu anlamda Pazar günü üzerlerine düşen görevi fazlasıyla yapacaklarına da eminim.
***
Ben farklı bir pencereden olaya bakmayı deneyerek düşündüm de;
Eskişehirspor için Kayseri Erciyes maçının önemi neden bu kadar büyük bir hal aldı?
Sadece puan tablosunda ki durum mudur, bu maçın hikayesini önemli kılan?
Sezonun henüz 10.haftası oynanacak ve kaybedilse Dünya'nın sonu olacakmış gibi bir hava oluşmasının altından yatan güvensizliğin kaynağı nedir?
Bu maç kazanılsa dahi, kalite anlamında bazı acı gerçeklerden kaçabileceğimizin garantisi de var mıdır?
Düşünmek bile istemiyorum ama Erciyes kazanırsa; neden başkan ve teknik direktör Ertuğrul Sağlam'ın koltuğu sallanır?
Koca şehrin bu noktaya gelmesinin ve oluşan soru işaretlerinin cevabını tek cümlede buldum:
'Sezon öncesi içi boş havalı söylemler ve yanlış kamuoyu yönlendirmesi'
***
Eskişehirspor'da yöneticiler ve medyanın belli şakşakçıları her sezon başında bir gündem yaratır!
Balık hafızalı olmayanlar aslında bugün her şeyin farkındadır.
Sezon başında transferleri allayıp pullayanların, takımın en az ilk 4'e gireceğini iddia edecek kadar cesur olup, bu kadroyu Avrupa'ya uçuranların kimler olduğunu sanırım hepimiz hatırlıyoruz!
Şimdi bakıyorum da çok farklı bir misyona soyunmuş bu kişiler.
Şimdilerde taraftara sağduyu ve birlik beraberlik çağrıları yapanların bir çoğu aslında yine yönetimi kollamak adına yapıyor bunu...
Ama...
Eskişehirspor yönetimin ve medyanın belli kesiminin kaçamayacağı asıl gerçek sezon sonuna kadar onların yakasını bırakmayacak.
Nedir o gerçek?
'Taraftar bugün takımdan beklentileri konusunda belli oranda hayal kırıklığına uğramışsa, bunun en büyük sorumlusu sezon başı gereksiz ve haddinden fazla baloncuların iş başında olmasıdır'
Oysaki sezon öncesi doğru söylemlerle gerçekçi hedefler çizilse ve insanlara sıkıntılar güzel bir dille anlatılsa idi, herkesin bu takımdan beklentisi ona göre olurdu!
Ama nerede...
Önemli olan her gün gazetelere boy boy çıkmak ve yakın olunan yöneticilere şirin gözükmekse; gerisi teferruattır.
Aynı bugün olduğu gibi...
***
Lig öncesi; transfer politikasını eleştirenler ve yönetimin söylemlerinin hayalcilikten öteye gitmeyeceğini belirten bizim gibiler neredeyse Eskişehirspor düşmanı ilan ediliyordu.
Sezon öncesi hava pompalayanlar şimdi takımın kadrosunu bile kalite anlamında Kayseri Erciyes'ten daha düşük görüyorlarsa, bu kişilerin kendilerine sorması gereken sorular yok mudur?
Yoksa amaçları yine farklı mıdır?
Bakıyorum da bu yorumcular ve yazarlar adeta kostüm değiştirerek, maddi imkanlar çerçevesinde kulübün gelebileceği en iyi noktanın bu olduğu düşüncesinde birleşmişler(!)
Başkan Hoşcan'ın açıklamalarına rağmen taraftarları sağduyulu davranmaya davet ettiler!
Eskişehirspor taraftarından; yönetim için mi; yoksa takım için mi sağduyulu davranılması bekleniliyor?
Eğer takım için ise zaten taraftar yine görevinin başında olacak. Bundan şüphemiz yok!
Ama söz konusu yönetim ise, bu yazarlar sağduyuyu önce sayın başkandan rica etsinler...
Tabiî ki yazabiliyorlarsa!
***
Gidenin arkasından konuşmakla, gelene sırnaşmanın kardeş olduğu bir futbol medyamız var bizim.
Hoşcan'ın en zayıf anında vurmayı marifet sayanların, asıl başkanlığı bıraktıktan sonra kendisine yapacağı eleştirileri görün siz!
O yüzden Halil Ünal döneminde olduğu gibi kostümler değişse de gerçekler değişmiyor.
Sabır, sağduyu, birlik, beraberlik ve başarı değirmeninden, bu sezon da kala kala kırıntılar kalacak.
Bizlerde ne yazık ki olanla avunmayı bileceğiz...
Sezon sonuna kadar 'Kaçıncı sırada bitirirse bitirsin, Eskişehirspor'un bu sezon ligde kalması şampiyonluk kadar değerlidir' yazacağım.
Bu nedenle her şeyin farkında olan bilinçli taraftardan bizim gibi düşünenlerin isteği ise Erciyes maçı yeni bir hikayenin ilk sayfası olsun.
Hatta sonuç ne olursa olsun, bu sezonun sonuna kadar bu şehir her zaman takımının arkasında dursun...
Çünkü hepimizin bu hikayede sığınabileceği en büyük gerçeği bu!
***
Vicdanın kalmadığı bir şehirde, durmadan konuşan ve yazan insanlara bakın.
Cümleleri işlerine geldiğinde cafcaflı, işlerine geldiğinde toplayıcı...
Ancak bu cümleleri kuranların en büyük zaafı çıkarcı olmaları...
Sezon öncesi transfer yalanlarından haz duyan taraftarın, bu kişilerin birlik beraberlik söylemlerine itimat ettiklerini de biliyorum.
Ama taraftar da artık şunu bilmeli...
Bu takımın bu hale gelmesinde, o itimat ettiklerinizin de en az yöneticiler kadar payı var.
İşte bu yüzden haksızlıktan ve bu kulübü saran yanlışlardan bilmiyorum kaçıncı kez bahsediyoruz satırlarımızda.
Tabelaya göre hareket edileceği için bunları yazmamızın bir değeri olmadığını da aslında biliyorum.
Çünkü devir, nabza göre şerbet vermeyi ve güçlünün yanında olmayı emrediyor.
Her yanımızı ikiyüzlü ve yalakalar sarmışken.
Ben de onlara bakarak kelimelerden böyle puzzle yapmayı deniyorum.
Peki; 'Çıkan resmi görmesi gerekenler görmüyor mu' derseniz!
Bırakın her şeyin değerini yitirdiği bir şehirde bunun cevabı da, gururu da bizde kalsın...

Önceki ve Sonraki Yazılar
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi