1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Erdoğan'a karşı oluşan algı neyse, Eskişehir'de de Büyükerşen'e karşı oluşan algı aynı...




Dün bu köşede bir yazı kaleme aldık.
Yazdığımız özetle:
-"Ne zaman Büyükerşen'in arkasında oluşan destek zafiyete uğrasa, AK Partililer çıkıp bir şeyler söylüyor ve zafiyete uğrayan destek bir anda Büyükerşen'e tam desteğe dönüveriyor" tespitinden ibaretti.
Bu tespitin ardından da...
-Belediye uygulamalarından sıkıntı duyup mağdur olanlar olsa da, Eskişehir'de yaşayanların büyük bölümünde Büyükerşen'i koruma içgüdüsü olduğunu...
Ve...
-Hala, "Kalabak suyu sıkıntısı var ama, hoca'ya da laf yok" diyen ", "Ulaşım zammı hiç iyi olmadı ama Büyükerşen ne yapsın" diye düşünen ve "Trafik gerçekten felaket ama kabahat sadece Büyükerşen'de mi?" şeklinde düşünce taşıyan bir çok kişinin bulunduğunu belirtmiştik.
Sonuç olarak da:
-"insanlar, bizzat yaşadıkları sorunları kabul ediyor ve yakınıyor yakınmasına ama...
İşin içine AK Partililerin eleştirileri girdiğinde de, var olan mevcut sıkıntıları bir tarafa koyup, anında Büyükerşen'i savunma psikolojisine giriveriyor." Diyerek, "AK Partinin Eskişehir'deki aktörleri hiç konuşmasa, Eskişehir'de yaşayan ve mevcut sıkıntılar nedeniyle mağduriyet yaşayan insanların Büyükşehir ve Büyükerşen'e olan desteği süreç içinde giderek azalır mı acaba?"diye zaman zaman düşündüğümüzü de ifade etmiştik yazıda.
İnanın pek çok telefon aldık yazı ile ilgili.
Arayanların çoğu yaptığımız tespite sonuna kadar katıldığını söylüyordu.
Bazıları da, AK Partililere haksızlık yaptığımızı ifade edip "Adamlar olup bitene sessiz mi kalsınlar? Vatandaşın sıkıntısını dile getirmesinler mi?" gibi yakınmalarda bulundular.
Aslına bakarsanız, kaleme aldığımız yazıda da söylemiştik bunu.
Elbette AK parti de Belediye hizmetleri söz konusu olduğunda muhalefetini yapacak.
Belediyecilikte aksayan yönleri dile getirecek.
Yolunda gitmeyen ve vatandaşı mağdur eden uygulamaları eleştirecek.
Bu zaten AK Partililerin siyaseten öncelikli görevleri arasında.
Ama bir de, AK partililerin her eleştirileri sonucunda Büyükerşen'in arkasında, hem de artarak oluşuveren bir destek gerçeği var.
Bu aslında şuna benziyor:
Nasıl ki: Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ne derse desin, doğru yaptıkları tespit ve eleştirilerde bile haklılıklarını ispat edemiyor.
Nasıl ki: Yaptıkları her eleştiri, Tayyip Erdoğan'ın arkasında oluşan ve zaman zaman zayıflayan desteği tavana vurduruyor.
Nasıl ki: haklı oldukları eleştirilerde bile insanların çoğu Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye inanmak yerine, haksız olduğunu bile düşünmeden Erdoğan'a sahip çıkıyor.
İşte o misal...
Çünkü...
Vatandaşın büyük bir bölümünün nazarında da, Tayyip Erdoğan'ı koruma-kollama algısı oluştu.
O yüzden Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ne söylerlerse söylesin, etkili olmuyor sözleri.
Doğru eleştiride bulunmaları bile, eleştirdikleri Erdoğan'dan çok kendilerine ve partilerine zarar veriyor.
Ne yapsalar, haklılıklarını ispat edemiyorlar bir türlü.
Sonuç olarak...
Türkiye genelinde Erdoğan'a karşı oluşan algının bir benzeri, Eskişehir'de Büyükerşen'e karşı oluşmuş durumda.
İşte o yüzden Türkiye'de muhalefetin işi ne kadar zorsa, Eskişehir'de AK Partililerin işi de o denli zor.

Kılıçdaroğlu ve Bahçeli nasıl ki Erdoğan etrafında oluşan algıyı bir türlü kıramıyorsa, Eskişehir'de de AK Partililer Büyükerşen etrafında oluşan algıyı bir türlü kıramıyor.
Mesele galiba bundan ibaret...
.......

Yapılan yorumlar neredeyse bizi haklı çıkartacak.


AK parti Eskişehir milletvekili Salih koca önceki gün bir açıklama yaptı.
Açıklaması, Büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'e yönelikti.
Kısaca "Meclis ortamı ,Yılmaz Büyükerşen'in yaşına ağır geliyor" eleştirisi vardı Salih Koca'nın.
Bu açıklama, hemen her gazetede yer aldı.
Her gazetenin internet sitesinde de söz konusu açıklama aynen yayınlandı.
Biz önceki gün "AK Partinin Eskişehir'deki aktörleri hiç konuşmasa, Eskişehir'de yaşayan ve mevcut sıkıntılar nedeniyle mağduriyet yaşayan insanların Büyükşehir ve Büyükerşen'e olan desteği süreç içinde giderek azalır mı acaba?" diye bir yazı kaleme almıştık.
Dün, tüm gazetelerin internet sitelerinde yer alan Salih Koca'nın açıklamaları ile ilgili haberi okuduk.
Haberin altındaki yorumlara da özellikle göz gezdirdik.
Yapılan yorumlar arasında "Salih Koca doğruyu söylemiş" türünden tek bir yorum yok.
Yorumların tamamı, açıklamayı yapan Salih Koca'yı eleştirir tarzda.
İnanmayan, 16 Eylül tarihli gazetelerin internet sitelerinde yer alan ve Salih Koca'nın açıklamalarının yer aldığı haberlerin altındaki yorumlara bakabilir.
Bu bile, bizim "AK Partililer hiç konuşmasa daha mı iyi olur acaba?" düşüncemizi haklı çıkartmamıza yetiyor.
......

Vatandaş ilk önüne geleni ya da canının istediğini suçlar...


Vatandaş, hangi kurumun ne iş yaptığıyla pek ilgilenmez.

O yüzden...
Aklına gelen ilk ismi, aklına gelen ilk kurumu anında suçlar.
Bazen tam tersine...
Yapılanla hiçbir alakası olmadığı halde, bazı isimleri ve kurumları yere göğe sığdıramaz.
En çok da, yapılan veya yapılmayan hizmetler eleştirilip, övülürken çıkar bu ortaya.
Gerçekten çok rastlarız bu tür haksız eleştiri ve övgülere.
Örneğin, kapısının önünden çöpler alınmadığı için Büyükşehir Belediyesi topa tutulur.
Ya da...
18 Metreden fazla genişliğe sahip caddeler Büyükşehir'in uhdesinde olmasına rağmen, bu Cadde ile ilgili olumsuzlukların eleştirisi, direkt olarak İlçe Belediyesine yönelir.
Yine örnek vermek gerekirse...
Çoğu kişi, çevreyolunun karşılıklı üç şeride çıkartılmasını Büyükşehir belediyesinin yaptığını zanneder. Halbuki hükümet imkanlarıyla yapılmıştır.
Öte yandan...
Demiryolunun yer altına alınma projesinin de Belediye tarafından yürütüldüğünü zanneder. Halbuki bu proje de Hükümet imkanlarıyla yapılan bir projedir
Kısacacı...
Şehirde yaşayan pek çok kişi, kurumların görev paylaşımından haberdar bile değildir.
Durum böyle olunca...
Yaşadığı olumsuzlukların bedelini çoğu zaman hak etmediği kurum ve kişiye yüklediği gibi, Olumlu işlerin payesini de çoğu zaman hak etmediği kurum ve kişiye verir.
Netice itibarıyla...
Şehirde yaşayan çoğu insan neyin ne olduğunu pek bilmez.
Anlatmak istediğinizde ise, bilmek ve anlamak istiyor gibi de görünmez.
Aklına ilk gelen kişi ve kurumu suçlar ya da över...
Çünkü yaşadığı bir olumsuzluk vardır ve bu olumsuzluğun da sorumlusu, kafasında ki ilk kişi ya da kurumun ta kendisidir...
O yüzden...
Haksız yere suçlanan çok kurum vardır hiç alakası olmamasına rağmen.
bunun yanı sıra...
Alakası bile olmamasına rağmen övgüler alan kurum da.
......

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Orkestra gecelik programına başlarken şef, sanatçıyı yanına çağırdı:
- Dinle! Bu gece yine April in Paris'le başlayacağız. İlk iki mezuru iki nota geriden izleyeceksin, sonraki sekiz mezurda nedeni anlaşılmaz bir hızla 6 nota öne geçeceksin.Orkestra seni yakalamaya çalışırken sen birden allegroya geçip son iki mezurda şarkı sözlerini yutarak ''Na ,na,naa'' falan diyerek parçayı bitireceksin!. Tamam mı?
Sanatçı:
- Durun bir dakika!! diyerek itiraz etti ve:
- Prova yapmadan böyle bir şeyi beceremem ki!!
Şef gayet sakin:
- Neden? İki haftadır her gece inatla pekâlâ beceriyorsun ya!

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi