
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Erdoğan'ın önünde geçen konuşmanın hesaplaşması mı?
AK Parti yeni il başkanı Dündar Ünlü, "Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe başkanlarının kim olacağını söyleyemem ama, kim olmayacağını söyleyebilirim" diyor gazeteci Ayhan Aydıner'e...
Ardından da, İbrahim Atıcı'nın ismini verip "Benim il başkanlığıma saygı duymayan bir isim ilçe başkanı falan olamaz" diye devam ediyor.
Bunun üzerine İbrahim Atıcı açıklama yapıyor ve:
-"Benim zaten böyle bir talebim yok ki? İl başkanlığı için de yoktu. Sözlerini gençliğine ve tecrübesizliğine veriyorum." Diyor.
Bu diyalogdan da anlıyoruz ki, AK parti yeni il Başkanı Dündar Ünlü'nün, İbrahim Atıcı'ya karşı bir meselesi var.
Öyle ya: durup dururken niçin İbrahim Atıcı'nın ismini ortaya atsın ve "Ben il Başkanıyken o ilçe başkanı falan olamaz" desin.
BAŞBAKAN'IN ÖNÜNDE GEÇEN KONUŞMA
Aslına bakarsanız, Ünlü'nün Atıcı'ya karşı bu tepkisi, il başkan adaylarının Ankara'da ve Genel Başkan Erdoğan'ın önünde yapılan konuşmalardan kaynaklanıyor.
Bilindiği üzere, Süleyman Reyhan'ın istifa ettirilmesinin ardından AK parti'de yeni il başkanı arayışı başlamış, bunun sonucunda da tespit edilen son 5 isim Ankara'ya çağrılmıştı.
Çağrılan isimler arasında belki de en rahatı İbrahim Atıcı'ydı.
Zira...
Atıcı, gerçekten il başkanı olmak için can atmıyor, bu yüzden de olabildiğince rahat davranıyor.
En son Dündar Ünlü'nün il başkanlığında karar kılan Erdoğan, diğer 4 ismin de bulunduğu ortamda Ünlü'ye nasihatte bulunmaya başlıyor,
İlk nasihati "Yeni süreçte bu arkadaşları da sürecin içine alacaksın" oluyor,
İkinci nasihati ise, "Son zamanlarda bir hayli sıkıntı yaşanmaya başlandı. O yüzden Birlik'ten uzak duracaksın" diyor.
Bunun üzerine İbrahim Atıcı Başbakan'a:
-"Efendim iyi güzel söylüyorsunuz da, söylediklerinizle görev verdiğiniz arkadaş pek de uyumlu olmadı" diyerek, Dündar Ünlü'nün Birlik Vakfı ile bağı olduğunu söylüyor.
Bunun üzerine Erdoğan Dündar Ünlü'ye "Sen de mi Birlikçisin?" diye sorunca Ünlü:
-"Yok efendim. Sadece birkaç organizasyonlarında bulundum" cevabını veriyor.
Cevabı veriyor vermesine ama, Başbakan Erdoğan'ın önünde geçen bu diyalogdan da hiç hoşnut olmuyor.
Sonuç olarak...
Dündar Ünlü'nün, Eskişehir'e gelir gelmez "İbrahim Atıcı benim il başkanlığıma saygı duymadığı içi,n ilçe başkanı falan olamaz" sözlerini söylemesinin altında, bir anlamda hesaplaşma yatıyor.
Anlaşılan o ki, AK parti'nin yeni il başkanı Dündar Ünlü, yönetimlerin oluşturulması sürecine en azından İbrahim Atıcı'yı dahil etmeyecek...
Böylece, Erdoğan'ın ilk nasihati yerine gemlememiş olacak.
Yönetimlerin oluşması ve ilçe başkanlarının atanmasından sonra göreceğiz ki, bakalım Erdoğan'ın ikinci nasihati yerine gelecek mi?
......
AK partide durum 1-1 mi oluyor?
Belediye meclis listeleri açıklandığında, Ertuğrul Dindar AK parti Tepebaşı Belediye Meclisi 1 nci sırasındaydı.
Seçim kuruluna itiraz etti bazı AK Partililer.
-"Zamanında istifa etmediği için meclis üyeliği düşmeli" diye itiraz dilekçesi verdiler.
Şimdi de, Büyükşehir Belediye Meclis üyesi ve Kadın Kolları Başkanı Fecir Üçkaya'nın öğretmen olduğu ve aday gösterildiğinde de öğretmenliğinin devam ettiği ortaya çıktı.
Milli Eğitime ve Seçim kuruluna durumu şikayet edildi.
Hem meclis üyeliğinden hem de Kadın kolları Başkanlığından düşme durumu var.
Tüm bunlardan sonra AK partide'de yapılan yorum şu:
-"Durum galiba 1-1
oluyor"
......
Büyükşehir'de, yakında bir
görev değişikliği mi var?
Son günlerde hemen her yerde konuşulmaya başlandı bu konu.
Herkes birbirine soruyor.
Bir rivayete göre, Genel Sekreter Canan Demir emekli oluyor ve İstanbul'a yerleşiyormuş.
Hatta eşyalarını bile toplamış.
Başka bir rivayete göre de, Canan Demir ESKİ'nin Genrel Müdürlüğü görevine geçiyormuş.
Çünkü...
ESKİ Genel müdürü Şahap Bayraktaroğlu, zaten ısrar üzerine ikinci kez yeniden bu görevi kabul etmiş ve artık ayrılmak istiyormuş.
İzne de ayrılan Şahap Bayraktaroğlu bir daha dönmeyi düşünmüyormuş.
Öte yandan...
Genel sekreterlik görevi için geçen isimler arasında Nur Süllü ile, Belediye'de yeni ataması olan bir isim konuşuluyormuş.
Nur Süllü'nün olması halinde, meclis üyeliğinden ayrılması söz konusuymuş.
Nur Süllü meclis üyeliğinden ayrıldığında ise, yerine Nuray Akçasoy'un ilk sıradan Büyükşehir meclisine gelmesi söz konusuymuş.
Yukarıda da söyledik.
Son günlerde hemen herkesin konuştuğu bir konu bu.
Bu denli konuşulunca da insan ister istemez "Büyükşehir Belediyesi içinde yakında bir görev değişikliği mi yaşanacak?" diye merak ediyor...=
.......
Yaparsan sorarlar...
1.Odunpazarı belediye meclisi toplantı odasında bir siyasi partinin siyasi çalışmalarını değerlendirdiği bir toplantı yapıldı mı?
2.Eğer yapıldıysa siyasi partiler belediye meclis toplantısında siyasi çalışma yapabilirler mi?
3.Başka siyasi partiler de bu tür çalışma yapmak isterlerse belediye meclis toplantı salonunu tahsis edecek misiniz?"
Bu sorular, AK partili meclis üyesi Ahmet Yapıcı'ya ait.
Sorduğu kişi ise, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt.
Bu soruların sorulmasına neden de, birkaç gün önce Odunpazarı Belediyesi'nde CHP'nin Cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili gerçekleştirilen toplantısı.
Bu köşede belki de en çok eleştirmiş olduğumuz konulardan biridir resmi kurumlar ve bu kurumlara ait sosyal tesislerde siyasi parti toplantılarının yapılıyor olması.
Her defasında "Yapmayın kardeşim! Koskoca parti toplantı yapacak salon mu bulamıyor da resmi kurumları ve sosyal tesislerini kullanıyor?" deriz ama, hiçbir partiye dinletemeyiz bu dediklerimizi.
CHP'nin Cumhurbaşkanlığı seçimi değerlendirme toplantısını Odunpazarı Belediye binası içinde yapması yanlıştır.
Her görüşten insana hizmet verme adına görev yürüten bir Belediye'de parti toplantısı yapılması hiç şık olmamıştır.
Bu ve benzeri olaylar, "Siyasi gömleğimizi çıkarttık. Herkesin belediyesiyiz" söylemlerini kökünden çürütebilir.
O nedenle...
Cevaplandırılması için yöneltilen soruların yerinde olduğunu düşünüyoruz...
Kaldı ki, aynı durumda Kazım Kurt'un da aynı şekilde davranacağı kanaatindeyiz.
Sonuç olarak...
Yaparsan sorarlar...
Yapma, kimse de sorma gereği duymasın değil mi?
......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Temel ile Dursun Londra'da gezinirken bakmışlar ki ahali haldır huldur bir yere gidiyor..
Sormuşlar........
U2'nin konseri varmış..
Bizimkiler:
" Cidelum, biz de corelum .." deyip soluğu stadyumda almışlar..
Konser başlamış..
Millet coşkuyla şarkılara eşlik ediyor..
Bizimkiler de eğlenir gibi yapıyor..
Solistleri Bono birden müziği durdurup iki elini birbirine vurarak şaklatmış..
Herkes şaşkın..
İki üç saniye sonra bir daha şaklatmış..
Bir daha..
Sonra:
"Niye böyle yapıyorum biliyor musunuz?" diye kalabalığa sormuş..
On binlerce kişiden çıt yok..
Bono, sorusunu kendisi cevaplandırmış. .
"Afrika açlık çekiyor.. Ben elimi her çırptığımda oralarda bir çocuk ölüyor.."
Refah toplumunun bireyleri bu gerçeğin böyle ifade edilmesinden şaşkın, şoklanmış gibi soliste bakarken gerilerden Temel'in sesi yükselmiş..
" Sen de çırpma o zaman..! "