Ahmet Kaya'nın eşi, Gülten Kaya, Hrank Dink'in, katillerin ortaya çıkarılmasını istediklerini belirterek, "Artık bizimle alay etmeyi bırakın. Katiller nerede? Katilleri nereye sakladınız? " sorularını sorduktan sonra,'5 yıldır burada biriken, acılardır ve tükenmez sabrımızdır. 5 değil, 95 yıl geçse de bu sabrı besleyen öfkemiz, adalet inancımızdır" dedi.
Aslında HRANK DİNK' in, katilleri ortada ama Gülten Kaya gibi yandaşlar, Türk toplumuna, ön yargılı yaklaştığı ve yargısız infaz yaptıkları için, esas katilleri görmemezlikten geliyorlar. Hatta bu katilleri, adeta destekliyorlar. Çünkü yandaş kişi/kişiler, BAZI ERMENİLERİN, ÖZELLİKLE DE ERMENİ DİASPORASI' NIN, YILLARDIR, NESİLLERE, KİN VE NEFRET TOHUMU EKEREK, TÜRK V ERMENİLER ARASINDA ETNİK NEFRETİ VE TÜRK DÜŞMANLIĞI YARATIKLARINI, AYRICA GEÇMİŞTEKİ, ERMENİ İHANET VE KATLİAMLARINI UNUTMUŞ GÖRÜNÜYORLAR.
Türklere yönelik, başta ASALA olmak üzere, Ermeni terör örgütlerinin saldırıları sonucu, aralarında diplomatlar, güvenlik görevlileri ve işadamlarının da bulunduğu 41 Türk vatandaşımız katledildi. ABD Başkanı Ronald Reagan'ın hukuk danışmanlığını yapan Bruce Fein" Ermeni terör çeteleri I. Dünya Savaşı sırasında Fransa ve Rusya ile birlikte Osmanlıları öldürdü. Bu rakamın 2 milyon civarında olduğu bir gerçek. Ermeni kayıplarının ise 500 bin civarında olduğu araştırmalarla kanıtlandı" tespitine rağmen, Ahmet Kaya'nın eşi, Gülten Kaya gibi yandaşlar ve Ermeni Diasporası, bu gerçekleri görmemezlikten geliyorlar.
Ayrıca DİASPORA YANDAŞLARI, ASALA tarafından öldürülen, 30' un üstündeki diplomatlarımıza ve ülkesindeki yanlışlıkları, gündemde tutukları için, suikasta kurban giden, Uğur Mumcu, Prof. Dr. Muammer Aksoy, Abdi İpekçi, gibi gazetecilere, aynı duyarlılık niçin göstermiyorlar?
Nitekim 10 bin kişi, gazeteci Hrant Dink'i, Agos gazetesi bürosu önünde, "Hrant için, adalet için", "Çeteler halka hesap verecek" ve "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeni'yiz" sloganlarıyla anıldı. Oysa aynı tarihlerde, terör kurbanı, Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük gazetecilerden, Rahmetli Abdi İpekçi ise öldürülüşünün, 30. yılında, sadece dostları tarafından mezarı başında anılmıştı.
Ayrıca HRANK DİNK' İN ÖLÜMÜNDEN, YILLARDIR, KİN VE NEFRET TOHUMU EKEN ERMENİ DİASPORASI' NIN HİÇ Mİ SORUMLULUĞU YOK?
Başbakan Yardımcısı ARINÇ' ın, bütçe konuşmasında, 'BEN TÜRKÜM" diyen insanın, Türkçülük yapmasının yanlış olduğunu ve bu yanlışların büyüdükçe, ülkede toplumsal barışı bozduğuna, ben şahsen inanıyorum." sözleri ile "TÜRK KİMLİĞİNİ" eleştirirken, Hrank DİNK, mahkemesi öncesi, "HEPİMİZ ERMENİYİZ" sözleri karşısında, ne düşünür bilinmez ama bu söylemler, toplumsal barışı bozmuyor mu?
27 Ocak 1973'te Santa Barbara'daki villasına öğle yemeğine davet ettiği Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ile Konsolos Bahadır Demir' i, öldüren Ermeni katil Gourgen Yankian'la, röportaj yapan Hürriyet Gazetesi' nin, Newyork Muhabiri Doğan ULUÇ' un, bu katili ziyaretteki tespitlerinde, " Çocukluk, gençlik yıllarımda, hayli Ermeni arkadaşım oldu. Okulda askerlikte yakın dostluklar kurduk. Öz kardeş kadar yakınlaştık birbirimize, has duygularla. "YANİKİAN' IN, "KİN" ve NEFRET" dolu bakışlarında, ilk kez "ERMENİ FANATİZMİNİ TANIDIM" " diyerek, kin ve nefretle yetişen kuşakların, neler yapabileceğini paylaşmıştı.
Ermeni yandaşları ve Diasporanın yaptıklarını, özellikle de Ermeni fanatizmini, göz ardı ederek ve gerçeklerde ortada iken, güvenlik güçlerini ve yargıyı, sorumlu tutmak veya mahkemelere, önyargılı yaklaşmak, hatta yargısız infaz yaparak eleştirmek veya tüm Türkleri, potansiyel suçlu gibi göstermek, haksızlık değil de nedir?
Elbette Hrant Dink' in, öldürülmesi tasvip edilemez. Ancak ölümünde, anma töreninde ve mahkeme öncesi, "TÜRKLÜĞE" ve "DEVLETE" karşı yapılan saldırılar ve tören boyunca atılan sloganların da, kabul edilir bir tarafı yoktur.
Dünyada, Türklere, Ermeniler kadar zarar vermiş bir toplum daha yoktur. Ermeniler, Batıdan müthiş destek görmekte, bölgedeki emperyalist oyunlarının, iyi bir aktörü olarak verilen görevleri, her zaman en iyi şekilde yerine getirmektedirler. O nedenle de Ermeniler ve Türkiye'deki yandaşları, önce kendileri sorgulamalıdır.
Ermeni toplumunun, geleceğinin, kin ve nefrete kurban edilmesi, Ermeniler için, ne büyük bir gaflet ve bahtsızlıktır. Osmanlı döneminde, emperyalist dünyanın empoze ettiği, düşmanlığın, Ermenistan'da, hükümet ve medya çevreleri tarafından sürdürülmesine rağmen, sağduyulu Ermeniler, uluslararası oyunlara gelmeyecek, Yıllar önce olduğu gibi, bugünde ve gelecekte de tekrar " Ermeni-Türk" dostluğu, hayata geçirilecektir. Yeter ki Ermeni "DİASPORASI" ve "YANDAŞLARI", gölge etmesinler...