
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Eş Başkan değil Beş başkan...
AK partiden CHP'ye geçen Odunpazarı Belediyesinde, geçmişte yapılan ihaleler inceleme altına alınmış.
Hala da devam ediyor inceleme.
Dosya ve evraklara tek tek bakılıyor.
İncelemeyi yapanlar ise bazı meclis üyeleri.
Bilemiyoruz ama. Söz konusu meclis üyeleri ya bu işe gönüllü oldular ya da sözlü olarak görevlendirildiler.
Sonuç olarak, bürokratlardan ihale dosyası ve evrak istiyorlar.
Bürokratlar da istenilen dosya ve evrakları çaresiz veriyor.
Aslına bakacak olursanız...
Ne meclis üyelerinin Belediyeyi bu şekilde denetleme yetkisi var, ne de bürokratın meclis üyesine dosya ve evrak verme zorunluluğu...
Ama...
Meclis üyesi istiyor, bürokrat da çaresizce istenilen evrakları veriyor.
Daha doğrusu vermek zorunda kalıyor.
Aslında...
İstenilen evrakları vermekle büyük bir riske de giriyor o bürokratlar.
Vermiş olduğu dosyanın içinden bir evrak kaybolsa, tüm sorumluluk kendisinde olacak.
Kaldı ki, geçtiğimiz dönem içinde Büyükşehir Belediyesi'nde buna benzer bir olay yaşanmış, bugün Odunpazçarı Belediyesi'nde bürokratlardan evrak isteyenler, o olayda mağdur hatta suçlu konumuna düşmüşlerdi.
Sonuç olarak...
Odunpazarı Belediyesinde bazı meclis üyelerinin denetim yapması pek de hoş karşılanmıyor.
DENETİM ELBET YAPILIR. ESKİ
İHALELER DE İNCELENİR AMA...
Yeni alınan bir belediye'de denetim elbette yapılır. Yapılmalıdır da.
Ancak...
Bunun bir usulü olmalı diye düşünüyoruz.
Yani...
Kurarsınız bir komisyon, ya da ilgili Bakanlık veya Sayıştay'dan çağırırsınız müfettişleri, Belediyenin inciğini cinciğini denetlettirirsiniz.
Neler yapılmış? Paralar nasıl harcanmış? Usulsüzlükler olmuş mu? Baktırırsınız.
Bu denetim sonunda usulsüzlük mü tespit edildi, açarsınız davayı.
Olmadı...
İlla meclis üyelerine mi denetletmek istiyorsunuz Belediyenin önceki dönemlerini?
Atarsınız meclis içinden başkan yardımcısı olarak, istediği dosyayı ve evrakı görüp inceleme hakkı olur.
Böylece...
İşe bir resmiyet de kazandırmış olursunuz.
Belediye bürokratı da, Başkan kim?, Başkan yardımcıları kim? Meclis üyeleri kim? Bunu bilir ve buna göre davranır.
Bugün dışarıdan göründüğü gibi Belediye'de de, BDP'nin eş başkanlığı gibi Beş başkanlık algısı oluşmaz.
HER MECLİS ÜYESİ İSTEDİĞİ
DOSYAYI ALABİLİR Mİ?
Düşünün şimdi?
Odunpazarı Belediyesi'nde 30'un üzerinde meclis üyesi var.
Bu meclis üyelerinin hiçbirinin statü olarak birbirinden farkı yok.
Şimdi yarın MHP li bir meclis üyesi ya da AK partili bir üye gidip bürokrattan dosya ve evrak istese bu istenilen evraklar kendilerine verilecek mi?
Elbette verilmeyecek.
O halde bu isteyenlere nasıl oluyor da verilebiliyor?
Veriliyor çünkü bürokrattan dosya ve evrak isteyen meclis üyeleri aynı zamanda Belediye Başkanının da en yakınında olan isimler.
Sonuçta diğer tüm meclis üyeleri ile aynı statüyü taşıyorlar ama Başkan'a yakın olmak statülerini bir üste taşıyor olsa gerek ki, istedikleri denetimi yapıp, istedikleri dosya ve evrakları alabiliyorlar.
YARIN AYNI ŞEYİ AK PARTİLİLER
BÜYÜKŞEHİR'DE YAPARSA?
Bugün Odunpazarı Belediyesi'nde yaşanan bu olayın bir benzerini yarın AK partililer Büyükşehir Belediyesi'nde yaparsa ne olur?
Öyle ya, "Biz mecliste çoğunluktayız nasıl olsa" diyerek, belediye binasına girip önüne gelen her bürokrattan ihale dosyası ve evrak istese nasıl bir durum çıkar ortaya?
Biz söyleyelim: Aynı Odunpazarı Belediyesi'nde yaşanan olay gibi algılanır.
Şimdi kalkıp bazı isimler "İyi de, geçmişte zaten AK partililer Belediye bürokratlarından zorla ihale dosyalarını istemişti" diyecekdir.
Aslında biz de tam onu diyoruz.
Madem bu evrak isteme olayı doğru bir yöntemdi, o zaman AK Partili dosya isteyen meclis üyelerine zamanında niye kızdınız?
Madem bu yanlış bir yöntem, o halde aynı yanlışı bu gün siz niye yapıyorsunuz?
Sonuç olarak...
Bu işler nezaketle, zarafetle, devlet işleyişinin geleneklerine uygun olarak ve hiç kimseyi zor durumda bırakmadan yapılmalı.
Bunun da yolu kesinlikle bu eleştirdiğimiz yol değil.
Bu yöntemi hele hele, geçmişte AK partili meclis üyelerinin Büyükşehir bürokratlarını sıkıştırmasından yakınanlar tarafından bizzat kullanılıyor olması,izah edilebilecek gibi değil...
-------------------------------------------
Eskişehirspor'un kupa maçı tahminleri...
Eskişehirspor'un 43 yıllık hasreti sona eriyor.
-"sona eriyor" diyoruz zira 43 yıl sonra Eskişehirspor'un bu kupayı alacağına inanıyoruz.
Doğrusunu söylemek gerekirse, içimizden, uzatmada da olsa bir farkla Galatasaray'ı mağlup ederek kupayı kazanacağımız geçiyor içimizden.
Çevremizdeki kime sorduysak Eskişehirspor'un bu kupayı alamayacağını söylemiyor.
Genelde herkesin tahmini Eskişehirspor'un maçı 2-0 kazanacağı yönünde.
Tıpkı Vali Gangör Azim Tuna'nın yaptığı tahmin gibi.
Abartılı tahminde bulunup 4-0, 5-0 gibi sonuçları söyleyen de yok değil.
Ama bu süreçte en ilginç tahmini yapan ismi söyleyelim size.
Bülent Şarlar.
Acıktım ve Passage'nin işletmecisi.
-"Eskişehirspor 1-0 kazanır. Gol 80 ila 90'ncı dakikalarda olur ve golü penaltı'dan atar kupayı Konya'dan alır geliriz" dedi.
Doğrusunu söylemek gerekirse...
Bu kadar detaylı bir tahmin duymamıştık, bakalım bugün göreceğiz neticeyi...
------------------------------------------
Ayağının tozuyla Konya'ya...
Büyükşehir belediye Başkanı yılmaz Büyükerşen Yunanistan'daydı.
Selanik'e,bir davet üzerine Belediyecilerden eşlerden oluşan bir heyetle gitti.
Yunanistan'da Eskişehir'i anlattı.
Önceki gece dönmüş yurda Büyükerşen.
Yol yorgunluğuyla İstanbul'da geçirmiş geceyi.
Dün de Eskişehir'e gelmiş.
Bu gün de Konya'ya, Eskişehirspor'un Galatasaray ile oynayacağı kupa maçı için gidiyormuş.
Yani...
Yunanistan'dan ayağının tozu ile Türkiye'ye gelen Büyükerşen Konya'da Eskişehirspor'u ve Eskişehirsporlu taraftarları yalnız bırakmayacakmış.
Bakalım Büyükerşen'in ayağının tozu ile gideceği Konya'da ayağı Eskişehirspor'a da uğurlu gelecek mi?
-------------------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Bir mahkeme salonu düşünün...
Bir davada tanıklık etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çağırırlar. Kadın yerine oturur ve davalının avukatı kadına yaklaşır.
"Bayan Jones,beni tanıyormusunuz?"Yaşlı teyze cevap verir:
"Ah evet bay Williams,sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorum.Siz taaa o zamanlar bile aileniz için baş belasıydınız,sürekli yalan söylüyorsunuz,karınızı komşunuzla aldatıyorsunuz ,en yakınım dediğiniz insanların arkasından konuşuyorsunuz,2 dolar fazla kazanmak için herkesi satarsınız"
Davalının avukatı başta olmak üzere tüm salon şok olur.
Adam ne yapacağını bilmez bir halde kadına tekrar sorar.
"Peki bayan Jones, ya karşı tarafın avukatını tanıyor musunuz?"
Kadın yine cevaplar:
"Elbette tanıyorum.çocukluğunda ona dadılık yapmıştım.Tembel,ödlek ve alkolik adamın tekidir. Etrafında bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altına kaçırdığını söylüyor.."
Yine herkes şokta.
Bütün salonu bir uğultu kaplar. Hakim kürsüye tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafın avukatını da kürsüye çağırır.
Ve ikisine de eğilmelerini söyleyerek, kulaklarına şunları fısıldar:
"Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız, ikinizi de harcarım."