1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Eş-Dost-Akraba...

Adam siyaset yapıyor ve hedeflediği bazı makamlar var.
Önce üye kaydından başlıyor işe.
Ne kadar Eş-Dost-Akraba varsa üye yapıyor partiye.
Yapıyor ki mahallede rahat delege seçilebilsin.
HHH

Partinin kongresi yapılıyor örneğin.
Listesine bakıyorsun yarışan adayların, tepeden tırnağa Eş-Dost-Akraba ile dolu.
Niye?
Çünkü, seçildiğinde ekibi sağlam tutacak da ondan.
HHH

Yönetim kurulu oluşturuluyor örneğin.
Çoğunluk Eş-Dost-Akrabadan oluşmuş.
Zira...
Yönetimde onun dediği olacak. Çatlak ses çıkmayacak.

HHH

Belediye Başkanlığına aday mesela...
Meclis listesine baktığınızda Eş-Dost-Akraba'dan geçilmiyor.
Niye mi?
Mecliste, arkasında dik duracak insanlar lazım da o yüzden.
Vasfı, donanımı, bilgi ve becerisi hiç önemli değil.
Başkanın sözünden çıkmasın yeter.
HHH

Seçilip oturuyor koltuğa...
İlk işe alınanlar yine değişmiyor.
Eş-Dost-Akraba...
Niye?
Çünkü güveneceği, sözünden çıkmayacak, bir dediğini iki etmeyecek ve yanlışında bile kendisini savunacak birileri lazım.
Kısacası...
Siyaset yapan, Eş-Dost-Akraba sayesinde, Eş-Dost-Akraba da siyaset yapanların sayesinde bir yerlere geliyor.
Tüm bunlar herkes tarafından bilinirken, bir de çıkıp "Biz siyaseti halk için, halka hizmet etmek için yapıyoruz" demiyorlar mı?
İnanın insanın kafası bozuluyor.
Çünkü...
Türkiye'de siyaset Eş-Dost-Akraba için yapılıyor.
......

Borsa
caddesi kapanınca...
Borsa Caddesi bir süre kapatıldı.
Trafik, Vergi Dairesi Başkanlığı önünden Ankara Çevreyolu'na verilmeye başlandı.
Ancak...
Bu durum da büyük bir tehlikeye adeta kucak açtı.
Dün, yüzlerce araç Vergi Dairesi önünden Ankara yoluna çıkacağım diye, çevre yolu üzerinde seyreden araçların altında kalmamak için resmen uğraştı.
Kısacası...
Borsa caddesinin trafiğe kapanmasıyla birlikte, vergi dairesi Başkanlığı önünden Çevreyoluna verilen trafik, kazaya resmen davetiye çıkartıyor.
Eğer önlem alınmazsa...
Bu davete icabet çok da kaçınılmaz olmayacak...
......

Bazen "Bunları kim hak ediyor ki?" diyor insan
Eskişehir'in en güzel parklarından biri Kentpark.
İnsan içindeyken huzur buluyor.
Ama...
Bir bakıyorsunuz, yenilen çekirdeklerin kabukları yerlerde.
Çocuk dondurmayı yere düşürmüş, annesi "olsun çocuğum yenisini alırız. Ağlama" diyor da, o yere düşen dondurmayı alıp çöpe atmak gelmiyor aklına.
Çimlerin üzerine yayılan insanlar.
Etrafta çips torbaları, bankların üzerinde kola kutuları.
Bazıları var ki, bir daha hiç gelmeyecekmişçesine" giderayak ne zarar verirsem kardır" diye düşünüyor olsa gerek, elinden geleni yapıyor güzelim parkı çirkinleştirmek için...
Vallahi...
İnsan bunları görünce "Bunları kim hak ediyor ki?" demekten kendini alamıyor...

.....

Özel okullar, öğretmenlerden "Hiçbir partiye üye değilim" dilekçesi istediğine göre...
AK parti Kadın kolları Başkanı ve aynı zamanda partinin Büyükşehir ve Odunpazarı Belediye Meclis üyeliğini yapan Fecir Üçkaya hakkında, özel bir okulda öğretmen olduğu ve siyaset yapamayacağı gerekçesiyle şikâyet dilekçesi verilmişti.
Milli Eğitim müdürlüğüne verilen şikayet dilekçesinin bir benzerinin Seçim kuruluna da verileceğini dün bu köşeden duyurmuştuk.
Bu durumda...
Yapılacak olan inceleme ve soruşturmalar neticesinde Fecir Üçkaya'nın meclis üyeliklerinin düşebileceğini, kadın kolları Başkanlığı görevinin de sona erebileceğini ifade etmiştik.

PARTİ ÜYESİ OLAN ÖZEL OKULDA ÖĞRETMEN OLAMAZ

Konu dün farklı bir boyut kazandı.
Özel öğretim kurumları , öğretmen alımlarında, öğretmen olarak çalışacaklardan birer "İş isteme dilekçesi" alıyormuş.
Öğretmen olacak kişi, Okul yönetimine hitaben yazdığı "İş isteme başvuru dilekçesi" nde, iki konuyu mutlaka belirtmesi gerekiyormuş.
Bunlardan birincisi: "Hiçbir partiye üye değilim" ibaresi, ikincisi de "Hiçbir kurumda çalışmıyorum" ibaresi.
Eğer, özel okullarda çalışmaya başlayan öğretmenlerin "İş isteme dilekçeleri" nde bu iki ibare yazılmamışsa, milli Eğitim müdürlüğünün ilgili birimi dilekçeyi okula geri gönderip, bu ibarelerin mutlaka yazılması gerektiğini, aksi takdirde öğretmenliğin resmi olarak başlayamayacağını özellikle belirtiyormuş.

KABAHAT
MİLLİ EĞİTİM'DE Mİ?
Sonuç olarak şöyle bir şey çıkıyor ortaya.
Eğer, sahipliğini eski il Başkanı Süleyman Reyhan'ın yaptığı M Yıldırım Sağlık Meslek lisesi'nde Rehber öğretmen olan Fecir Üçkaya, verilmesi zorunlu olan iş isteme dilekçesinde "Hiçbir partiye üye değilim" ibaresini yazmamış ise, kabahat, bunu kontrol etmeyip geri yollamayan ve dilekçeye bu ibareyi eklettirmeyen Milli Eğitimde olur...
Eğer...
Fecir Üçkaya, Milli Eğitim tarafından zorunlu tutulan bu dilekçede, yine zorunlu olan "hiçbir parti üyesi değilim" ibaresini yazmış ise, zaten kendini ele vermiş olur ki, bu durumda Fecir Üçkaya'nın meclis üyelikleri de, Kadın kolları Başkanlığı da resmen düşebilir.
.....

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Temel, Dursun'a yatılı ziyarete gitmiş. Yemişler, içmişler sıra yatmaya gelmiş.
Dursun: "Bak Temel, yatak odandan tuvalete gitmek için bizim odadan geçmen gerekecek. Bu olmasın istiyorsan şimdiden tuvalete git de gece gelmesin." Temel: "Tuvaletim yok. Merak etme, gelse de tutarım zaten." demiş.
Ardından yatmışlar ama gece yarısı Temel fena halde sıkışmış. Yatak odasından geçmek de istemiyor. Bakmış pencerede bir saksı. İçinde çiçek var.
Çiçeği toprağıyla birlikte çıkarıp hacetini gidermiş, toprağı tekrar yerine koyup uyumuş ve ertesi sabah da çekip gitmiş. Aradan birkaç ay geçtikten sonra Dursun Temel"i aramış telefonla:
"Temel, nereye sıçtın çabuk söyle, 4 ev değiştirdik, hala kokuyor"

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi