Adam siyaset yapıyor ve hedeflediği bazı makamlar var.
Önce üye kaydından başlıyor işe.
Ne kadar Eş-Dost-Akraba ve yakın çevresinde bulunan varsa üye yapıyor partiye.
Yapıyor ki mahallede rahat delege seçilebilsin.

xxx

Partinin kongresi yapılıyor örneğin.
Listesine bakıyorsun yarışan adayların, tepeden tırnağa Eş-Dost-Akraba ve yakın çevresiyle dolu.
Niye?
Çünkü, seçildiğinde ekibi sağlam tutacak da ondan.

xxx

Yönetim kurulu oluşturuluyor örneğin.
Çoğunluk Eş-Dost-Akrabadan oluşmuş.
Zira...
Yönetimde onun dediği olacak. Çatlak ses çıkmayacak.

xxx

Belediye Başkanlığına aday mesela...
Meclis listesine baktığınızda Eş-Dost-Akraba ve yakın çevresinden geçilmiyor.
Niye mi?
Mecliste, arkasında dik duracak insanlar lazım da o yüzden.
Vasfı, donanımı, bilgi ve becerisi hiç önemli değil.
Başkanın sözünden çıkmasın yeter.

xxx

Seçilip oturuyor koltuğa...
İlk işe alınanlar yine değişmiyor.
Eş-Dost-Akraba-yakın çevre...
Niye?
Çünkü güveneceği, sözünden çıkmayacak, bir dediğini iki etmeyecek ve yanlışında bile kendisini savunacak birileri lazım.
Kısacası...
Siyaset yapan, Eş-Dost-Akraba-yakın çevre sayesinde, Eş-Dost-Akraba ve yakın çevresinde bulunanlar da siyaset yapanların sayesinde bir yerlere geliyor.
Tüm bunlar herkes tarafından bilinirken, bir de çıkıp "Biz siyaseti halk için, halka hizmet etmek için, halkla birlikte yapıyoruz" demiyorlar mı?
İnanın insanın kafası bozuluyor.
Çünkü...
Türkiye'de siyaset Eş-Dost-Akraba-yakın çevre ile yapılıyor.
Bu sayede...
Siyaseti yapan da memnun, siyaseti yapan sayesinde bir yerlere gelen Eş-Dost-Akraba ve yakın çevre de...
.....
Mağduriyetler ne kadar çabuk giderilirse mücadele o kadar etkili olur...

15 Temmuz gecesi ülke bir darbe girişimi travması yaşadı.
Travma her ne kadar atlatıldıysa da etkileri halen devam ediyor.
15 gecesi sonrasında darbe girişiminde bulunan Fetö terör örgütüne yönelik yapılan bir mücadele var.
Mücadele her geçen gün artarak devam ediyor.
Tutuklananlar oluyor, gözaltına alınanlar oluyor...
Bunun yanı sıra...
Meslekten atılanlar ve görevlerinden açığa alınanlar var.
Bunların mutlaka büyük bir kısmı, söz konusu terör örgütü ile bağlantısı tespit edilenler.
Ancak...
Söz konusu terör örgütüyle doğrudan bağlantısı olmayıp, bir şekilde bu örgütle ilişkilendirilenler de mevcut.
İşte bu insanlar gerçekten mağdur oluyor.
Terör örgütü ile doğrudan bağlantısı olmadığı ispat edilinceye ve eski hakları verilinceye kadar da bu mağduriyeti en derinden ve aileleriyle birlikte maalesef yaşıyorlar.
Bu elbette sağlıklı bir durum değil.
O yüzden, devlet kurumları söz konusu terör örgütü ile bağlantılı olanlarla, doğrudan bağlantılı olmayanları birbirinden ayıracak sistemi acilen harekete geçirmeli.
Suçu olmayan insanların mağduriyetleri bir gün dahi olsa geciktirilmemeli.
Suçlu elbette suçunu çekerken, suçsuz olan boş yere aynı mağduriyetleri yaşamamalı.
Başlıkta da söylediğimiz gibi...
Mağduriyetler ne kadar çabuk giderilir ve devlet, suçsuz yere mağdur olanların mağduriyetlerini ne kadar çabuk giderirse, bu ülkede darbe girişimi yapan terör örgütüyle mücadele de o kadar etkili olur.
.....
O anlayışı bir de Ankara'ya getirebilsek...

Tepebaşı Belediyesi'nin önce meclis, ardından CHP grup toplantısı ve sonrasında da Genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya gelinmesini kapsayan gezisinde son derece ilginç bir an yaşanmış.
Grup toplantısında etkili bir konuşma yapan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, toplantı sonrası mecliste bulunan odasında Tepebaşı heyetini kabul etmiş.
İşte bu kabul sırasında, heyet içinde bulunan bir bayanın "Tepebaşı bölgesi her geçen gün daha da modern bir hale geliyor. Bunda değerli başkanımızın ve çalışma arkadaşlarının belediyecilik anlayışı etkin rol oynuyor. İnanın Tepebaşı bölgesi son derece modern ve yaşanılır bil bölge oldu" deyince, genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu önce "biliyorum" anlamında başını sallamış.
Ardından da gülümseyerek...
-"O anlayışı keşke bir de Ankara'ya getirebilsek" demiş...


.....
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Uçak fabrikasında hummalı bir şekilde yeni bir tasarım yapılmaktadır ve her şey mükemmel. İlk test uçuşu yapılır fakat uçağın kanatları gövdeyle bağlantı yerinden kopar. Tüm ekip enkazın başındayken, birisi: — Kanatla gövdenin birleştiği yerlere delik delin!
Yeniden hesaplamalar, iki yıllık çalışma, test uçuşu. Ancak sonuç ne yazık ki aynıdır. Kanatlar yok. Fabrikada enkazın başında toplananlardan ayrı acayip adamdan aynı öneri:
— Delik delin kardeşim!.
Üçüncü denemenin de sonuçları aynı olunca proje sorumluları çaresiz acayip adamın dediğini uygularlar. Sonuç tam bir başarı. İnanılmaz bir sağlamlık. Bunun üzerine acayip adamı fabrika içinde bulurlar ve proje müdürünün önüne getirirler:
— Biz bu kadar profesör ve mühendis, bilim adamı çözemedik, sen çözdün bu sorunu; kimsin sen?
Adamcağız sıkılarak:
— Tuvalet temizleyicisiyim, şey.. kahrolası tuvalet kağıtları hiç bir zaman delikli yerlerinden kopmazlar da