Eskişehirspor taraftarı ile ün yapan bir takım.
Gerçi bu günlerde şanından eser yok!
Tüm ülke gibi Es-Es taraftarını da sistem bozukluğu vurmuş durumda.,
Kimse maçların temiz oynandığına inanmadığı için gelmiyor.
Dahası;
Kalite o kadar çok düştü ki, futbolu olmayan ülkelerin ligleri bile bizimkinden daha heyecanlı bir hale gelmiş durumda.
+++
Güzel şeyler yok değil!
Bizim Es-Es bando mesela.
Tüm Türkiye hayranlıkla izliyor.
Ama sadece Eskişehir tribünlerinde!
Bando'ya deplasman yasağı var.
Enstrümanlar saldırı aleti olarak algılanıyor çünkü bizim ülkemizde!
+++
Daha komiği de şu;
TFF bandoyu milli maça davet etti.
Hem de resmi bir yazı ile.
Şaka gibi, deplasmanlara tehlike diye alınmayan bandoyu aynı kuruluş milli maç daveti yapıyor.
Sonra da yine aynı kurum, 'ahali neden maça gelmiyor?' diye soruyor.
Artık tek bir ciddi tarafınız kalmadı da ondan...

****************************

ES-ES'TE SORUNUN KAYNAĞINI BULUN ÖNCE!


Bugün siyaseti kenara koyalım istedik.
Bandodan girdik yine spordan devam edelim.
Konumuz Eskişehirspor elbette.
Bu yazıyı yazdığımız sırada Mesut Hoşcan'ın basın toplantısı vardı.
Ne söyledi, neler anlattı bilemiyoruz.
+++
Ancak sıkıntılı giden bir şeyler olduğu çok belli.
Sorun var bir yerde ama nerede?
İşte asıl soru da bu!
Çünkü, sorunlar çözülmek için vardır.
Fakat sorunun nerede olduğunu bilmezseniz iş çok tehlikeli boyutlara ulaşır.
Çünkü çözmek için sorunu tespit edemezseniz, hiçbir şeyi çözemezsiniz.
+++
Bu nedenle önce bugünkü tablonun ortaya çıkışının kaynağı bulunmalı.
Laflar, sözler, vaatler, bilmem neler bir yere kadar.
Yarayı tedavi etmezseniz kangren olur.
Eskişehirspor'un da şu an kanayan bir yeri var.
Ve her geçen gün daha da can yakıyor bu yara.
Tedavi yerine de sadece sözler üretiliyor.
Fakat sorunun ne olduğunu ve nasıl çözüleceğini anlatan tek kimse yok!
O yüzden biz soralım sualleri;
"Mesele ödenemeyen paralar mı?
Teknik kadronun yetersizliği mi?
Oyuncuların yetenek eksikliği mi?
Kadronun bu lige az gelmesi mi?
Takım içi gruplaşmalar mı?
Huzursuzluk mu?"
+++
Sorular bunlar.
Bu sorulardan bir tanesi, bugünkü tablonun kaynağına iniyor.
O yüzden şu sorulara yanıt bulun.
Sonra da sorunu çözün.
Laf değil, icraat üretin.
Yoksa kötüye gidiyoruz.
Hepimiz üzülmeden bu işi birlikte halledelim.
Çünkü bu iş birkaç kişinin de çözeceği bir işi aşan bir boyuta çıkmış olabilir.
Kim bilir!