Vallahi mahçup oldum. Açıkçası Trabzon'u kendi evinde eze eze yeneceğimizi, yenmek ne kelime perişan edeceğimizi hiç ama hiç tahmin etmiyordum. Hatta maçtan önce Peyman Kuruyemiş'in sahiplerinden Nevzat ve Samir Bey'le konuşurken, deplasmanlarda kötü oynuyoruz, berabere kalırsak iyi sonuç dedim. İşte benim güvenemediğim futbolcu kardeşlerimiz, öyle bir futbol oynadılar, öyle bir mücadele ettiler ki, bu bana resmen "kapak oldu". Hepsini tek tek kutluyorum. Ayaklarına sağlık, emeklerine sağlık...

Geçen sene 4-1 kazandıkları maçtan sonra, Trabzon'un yerel basını "Bak Koçum! Buna Kevgir Derler" başlığını atmıştı. Şımarıklık, ukalalık ve kibirden ne yazacaklarını şaşıranlara en güzel dersi futbolcularımız verdi. Muhteşem oynadık. Öyle bir pas trafiği kurduk ki, başları döndü başları. Spor programlarında bu paslaşmaları öne çıkarmak için yerli Barselona benzetmeleri bile yapıldı. Servet'de yerli Messi olarak tüm övgüleri topladı. Aman nazar değmesin. Ancak bir konuyu da özellikle belirtmek istiyorum. Tamam, biz bu sütunlarda hem futbolcuları hem de Ersun Hoca'yı övüyoruz. Fakat bu yeterli değil. Bu futbolun, bu mücadelenin ödülünü vermek gerekiyor. Bunun için hafta sonu herkes stada koşmalı, tribünlerde yerini almalıdır. Benim çevremde uzun süredir maça gitmeyen birçok kişi var. Haklı, haksız pek çok şeye kızmışlar, kırılmışlar. Gitmiyorlar maça, gitselerde bir kenara çekilip sadece oturuyorlar. Kimse zannetmesin ki onlara kızıyorum ya da kınıyorum. Biliyorum ki onların hepsi en babasından, en harbisinden EsEs'li. İçlerindeki sahiplenme duygusundan, içlerindeki EsEs sevdası yüzünden bu kırgınlık, bu dargınlık.

Ama bakın Mustafa Akgören çok güzel bir çağrı yapmış. Hepimiz hatalıyız diyor. Gelin barışalım; kırgınlıkları, kızgınlıkları, küskünlükleri sezon sonuna kadar rafa kaldıralım, hesap sorma işini de haziran'daki kongreye bırakalım. Kasımpaşa maçını cümle âlemin gıpta ile izlediği o eski efsane tribünlerin geri dönüşü olarak bir başlangıç sayalım. Taraftarlığı yeniden hakkını vererek yapalım, diyor. Sevgili Mustafa çok haklı... Dediği gibi, bu kadar dağılan ve gücünü kaybeden taraftar kimden neyin hesabını sorabilirki. O halde şimdi birlik zamanı, bu takıma sahip çıkıp, hep birlikte omuz omuza başarılara koşma zamanı. O zaman ne bekliyoruz haydi maça...