
AKTÜEL
Eski Çin Kültürü
Eski Çin'de kentler genellikle yukarıdan bakıldığında bir hayvana ya da simgesel bir görüntüye benzeyecek biçimde inşa edilirdi. Örneğin antik Tsuen-chen-fu kenti sazan balığı biçimindeydi. Whun chun kenti ise balık ağı biçimindeydi. Birçok kent de yılana, yıldıza ya da ejdere vs. benzerdi.
***
Eski Çin'de doktorları hastaları hastalandığı zaman de-ğil, hastalar sağlıklı oldukları sürece para ödenirdi. Doktorun görevinin sağlığı korumak olduğuna inanılan eski Çin'de doktor hastalanan kişiye kendisi para ödemek zorundaydı. Hastası ölen doktorun evinin önüne özel bir fener asılırdı ve her ölen hasta için bu fenerlerin sayısı gittikçe artardı.
***
On altıncı ve on yedinci yüzyıl Pekin'inde can düşmanında intikam almanın en yaygın biçimi onun yemeğine gizlice kaplan kılı karıştırmaktı. Bu kıllar insanın boğazına veya iç organlarına bir kez yapıştılar mı kişi ölmüyordu, ama yıllar boyu ölümden beter acılar ve sancılar çekiyordu.
***
Çin'deki ünlü Boxer (Boksör) Başkaldırısı adını Kung Fu'dan almıştır. 1900'lü yılların başındaki Çin'deki her türlü yabancı yatırımını ve etkisini ortadan kaldırmaya yönelik bu başkaldırının temelleri ilk kez l-ho-ch'uan (Uyumlu ve Doğrucu Yumruklar) adlı bir Kung Fu okulunda atılmıştı. Bu okulun öğrencileri Çin'deki en iyi dövüşçülerdi ve İngilizce'de Kung Fu'nun tam bir karşılığı olmadığı için batılılar bu spora kısaca "Boks" diyorlardı. Bu yüzden de batılılar bu başkaldırıya Boxer Başkaldırısı dediler.
***
Çin tabakları ve mutfak aletleri üzerinde bir süsleme olarak yaygın biçimde kullanılan söğüt yaprağının kökeni eski Çin'deki gizli bir örgüttür. Gizli örgütün üyeleri arasında bir tanınma ve haberleşme aracı olarak beşinci yüzyıldan beri kullanılan bu süs Mançu hükümeti tarafından deşifre edilince üzerinde söğüt yaprağı bulunan tüm tabakların yok edilmesi buyruğu verilmişti. Aynı süsleme on sekizinci yüzyılda Avrupa'da tekrar ortaya çıktı. Süslemeyi Avrupa'ya getiren kişi kendine birkaç tabak saklamayı başaran Avrupalı bir tacirdi. On beşinci yüzyıl başlarında Çinli ulemanın yazdığı ve Çin kültürünü tanıtan bir ansiklopedi tam 11095 ciltti.
***
Uzaydan bile görülen tek insan yapısı olan Çin Seddi'nin yapımı sırasında, Orta Çağ boyunca birçok kuşak Çinli duvarın yapımında çalışmış ve duvarda doğmuşlar, duvarda büyümüşler, duvarda çalışan biriyle evlenmişler, duvarda ölmüşler ve duvara gömülmüşlerdi. Bu işçilerin pek çoğu tüm hayatı boyunca bir kez bile duvardan ayrılmamışlardır.
***
Chang Hsien-chung adında Çinli bir haydutun 1643-48 yılları arasında yaklaşık kırk milyon insanı katlederek Seçuan eyaletinin tüm halkını ortadan kaldırdığı söylenmek-tedir.
***
Eski Çin'de en yaygın olan intihar biçimlerinden biri de bir oturuşta yarım kilo tuz yemekti.
***
Çin'in modernizasyonundan önce, hatta bugün de belli yerlerde Çinliler'in bize garip gelebilecek bazı âdetleri vardı. Örneğin:
a) Bir tanıdığıyla yolda karşılaşan Çinli karşısındakinin değil, kendi elini sıkardı...
b) Çay verdikleri zaman çayı sıcak tutmak için çay tabağını bardağın altına değil üzerine koyarlardı...
c) Serinlemek için soğuk değil, sıcak içecekler içerlerdi...
d) Banyodan sonra ıslak havluyla kurulanırlardı...
e) Ev yaparken önce evin çatısını yaparlardı...
f) Pusulaları kuzeyi değil, güneyi gösterirdi...
g) Ara yönleri "güneybatı" değil, "batıgüney" olarak ifade ederlerdi...
h) Soyadları adlarından sonra değil, önce gelirdi...
i) Adresleri örneğin "İstanbul, Şişli, Abide-i Hürriyet
Caddesi, No: 455, Bay " olarak tersten yazılırdı..
j) Kitapları sondan başa okurlar ve "dipnotları" sayfanın tepesine koyarlardı...
***
Geleneksel Çin resim yazısında "bela" sözcüğü, "bir çatının altında yan yana duran iki kadın" olarak simgeleniyordu.
***
Genel kanının aksine, abaküs Çin'de icat edilmemiştir. Abaküs İ.Ö. 2000 yıllarında bile Mısır'da kullanılıyordu.
***
Gözlüğü Çinliler icat etmiştir. Marco Polo 1275 yılında yaptığı Çin gezisinde birçok gözlüklü insan gördüğünden söz etmektedir.
***
Eski Çin'de bazı acımasız haydutlar ormanda rastladık-ları çocukları kaçırırlar ve onları "hayvan çocuklara" dönüştürürlerdi. Çeşitli işkencelere maruz kalan talihsiz çocuklar bir süre sonra hayvan gibi sesler çıkararak konuşan, dört ayak üzerinde yürüyen, insanlıktan çıkmış yaratıklara dönüşürler ve büyük kentlerin fuarlarında parayla sergilenirlerdi.
***
Eski Çin'de dükkân soyma, sokağa çıkma yasağını ihlal etme gibi küçük suçlular alınlarına kızgın ütü bastırılarak cezalandırılırlardı. Küçük hırsızlıklar ve yol haydutluğu yapanların burunlar, kesilirdi. Köprülere ve şehir kapılarına zarar verenlerin kulakları, elleri, ayakları ve diz kapaklar, kesilirdi. İnsan kaçırma, silahlı soygun, vatana ihanet ve zinanın cezası ise hadım edilmekti. Cinayet ve sarhoşluğun cezası ise boğazlanarak ölümdü.