1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Eskişehir ile ilgili durum tespiti...

Birileri kafayı bozmuş ve tam anlamıyla bilimsel sayılmasa da bir siyasi analiz tahlilinde bulunmuş.
Kim tarafından ve kimin adına yapıldığını bilemiyoruz.
Ancak...
Sözünü ettiğimiz tahlilde ilginç saptamalar var.
Okuyun bakalım! Siz nasıl bulacaksınız bu tespitleri...
-Eskişehir halkı yaşam kalitesinden son derece memnun.
-Hizmetlerden memnuniyet oranı çok yüksek.
-Hizmetler mevcut Belediye Başkanı ile özdeşleşmiş.
-Mevcut Belediye Başkanı şehrin lideri olarak kabul ediliyor.
-Hükümetin yaptığı çalışmalar ve yatırımlar dahi mevcut başkanla ilişkilendiriliyor.
-Şehirde mevcut başkan için var gücüyle çalışan ve propaganda yapan gruplar var.
-Bu gruplar geri planda mevcut başkan tarafından da destekleniyor.
-Bununla beraber mevcut başkanın yaşı bir hayli yüksek.
-Şehri gerçekten adam ettiğine yönelik inancı kendi şahsında pekişmiş.
-Gerçekten çok büyük işler yaptığına ve Türkiye gibi geri kalmış bir ülkenin geri kalmış şehrine Avrupai bir hava verdiğine olan kesin inancı kendine fark edilmiş bir kibri ister istemez oluşturmuş.
-Bu durum kendisini huysuzlaştırmış ve partisi içinde de sorunlara neden olmuş.
-Halkın en çok şikayet ettiği trafik ve ulaşım sorunları siyasi olarak kendisi için risk oluşturmuyor.
-Çünkü trafik sorununun başkanların alacağı oya etkisi nerdeyse yok gibi.
-Dolayısıyla trafik sorunu mevcut başkanı rahatsız etmiyor.
-Bilakis, çözemediği trafik sorununu "şehir otomobiller için değil yayalar içindir" diyerek ve şehri bu şekilde dizayn ederek sorunu avantaja da çevirebiliyor.
-Bundan sonra şehre yapabileceği bir hizmetin de kalmadığına inanıyor olabilir.
-Bunun altında da "bu ülkede bu kadarı da çok" düşüncesi yatıyor da olabilir.
-Sürdürebilirliği son derece pahalı işler yapıldığı için, yeni yatırımlar için kaynak üretilemiyor görünüyor.
-tüm bu olumlu ve olumsuzluklara rağmen Eskişehirlilerin önemli bir bölümü, Eskişehir'i bir "Avrupa kenti" olarak tanımlıyor.
-"Bundan sonra bu şehir nasıl gelişmelidir" sorusuna da Eskişehirlilerin büyük bir kesimi "Dünyaya örnek olacak bir Türk kenti" cevabı veriyor.
Yukarıda da söyledik...
Birileri üşenmemiş, kendi çapında böyle bir araştırma yapıp, ardından da tespitlerini kaleme almış.
Söz konusu tespitler bir şekilde geçti elimize.
Katıldığımız yerleri var, tartışmaya açık olan ve katılmadığımız yerleri de...
Ancak...
Sonuçta, Eskişehir ile ilgili güzel bir durum tespiti gibi geldi bize...

***

Bu bir ihbardır
Muhsin Yazıcıoğlu Bulvarı üzerine her gün 2 yabancı plakalı araç geliyor.
Araçlar oldukça eski model ve Adana plakalı.
İki araçtan iki Suriye'li aile çoluk çocuk iniyor.
Ailenin erkekleri orada bulunan çim alana yayılıyorlar.
Simsiyah giyinmiş kadınlar ise, çocuklardan biri ya da birkaçını alarak Kentpark Kapısı önündeki refüj üzerinde kamp kuruyor.
Kadınlardan biri sağdan gelen, diğeri de soldan gelen araçların arasında dolaşmaya ve dilenmeye başlıyorlar.
Birkaç saat içinde işlerini tamamladıktan sonra kocalarının olduğu yere gidip, topladıkları paraları teslim ediyor ve yine görev yerlerine dönüyorlar.
Akşam olduğunda da, arabalarına binip, nereye gidiyorlarsa gidiyorlar.
Bu hemen her gün tekrarlanıyor aynı yerde ve aynı saatte.
Çevredeki yerleşim yerlerinde bulunan insanlar da bunu görüyor ve endişeleniyor "Acaba bir gün evimize de hırsızlık için girer mi bunlar?" diye.
Göz göre göre bu insanlara nasıl dilencilik yaptırıldığını merak ediyorlar.
Doğrusu...
Biz de merak ediyoruz.
Emniyet mi yoksa Belediye mi?, hangisi tam anlamıyla ilgilenir bilemiyoruz?
Ancak...
Bir kurum ilgilense iyi olacak...
Çünkü her gün her gün aynı manzara, insanların artık canını sıkıyor.

***

Bak kardeşim!
İslam aleminin en kutsal ayı, 11 ayın sultanı Ramazan başladı.
Başlayan Ramazan ayı ile ilgili olarak sosyal medya üzerinde pek çok paylaşım yapılıyor.
Bu paylaşımlar arasında biri dikkatimizi fazlasıyla çekti.
Sizinle de paylaşmak istedik.
Elbette yapılan bu paylaşımı beğenmek ve onaylamak durumunda değilsiniz.
Dedik ya "Dikkatimizi çekti" diye.
İşte o paylaşım:

"Mübarek Ramazan geldi.
Müslüman alemi için en kutsal ay başladı.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da bu mübarek ayı fırsat bilen bazı büyük! mümin, hacılar hocalar, orucu neyin bozup neyin bozmayacağını, neyin caiz neyin caiz olmadığını anlatıp gezmeye başlayacaklar.
Yine her Ramazan olduğu gibi, saçma sapan sorulara verilen saçma sapan cevaplar üzerinden bir dolu polemik ve tartışmalar yaşanacak bu kutsal dinimiz ile ilgili.
Birileri, İslam aleminin en kutsal ayı olan Ramazanı her yıl olduğu gibi "Hasat" mevsimi" olarak değerlendirerek cebini doldurma çabasında olacak.
Sen katiyen bunlara takılma. Bunları dinleme, bu tartışmalara sakın ola girme.

Bak değerli Müslüman kardeşim!
Cinayetlere,hırsızlara,ahlaksızlara,yolsuzluğa,soysuzluğa,yalancıya,zalime,yezide,açlığa,yoksulluğa,tecavüze,tacize karşı sessiz kalıp üstüne birde destekliyorsan, (Bunları yapanlar var diye söylüyorum) ; işte bunlar orucu da namazı da bozar.
Yoksa affedersin vücuduna kaçan sudan, nefesine giden dumandan, zarttan zurttan orucunu bozmaz yaradan.
Çünkü o senin kabini de, beyninden geçen düşünceni de bilir.
İnsan ol, vicdanlı ol, sevgiyle aşkla yürü hak yolunda. İnsani değerleri taşıyan ve mazlum halkların yanında duran tüm dostlarımın orucu da namazı da niyazı da kabul olsun..."

***

Biraz da gülmek lazım

Jack ve arkadaşı Bob, kayak yapmaya Kuzeye gitmişler. Bir kaç saat yol aldıktan sonra korkunç bir kar fırtınasına yakalanmışlar.Yakındaki bir çiftlik evine arabalarını çekmişler ve evin çekici hanımından geceyi orada geçirmek için izin istemişler.

- "Dul bir kadınım ben diye açıklamış hanım, Eğer evimde kalmanıza izin verirsem komşular dedikodu yaparlar."
-Endişelenmeyin demiş Jack, ahırda da rahat edebiliriz.
Bir sene sonra Jack, dulun avukatından bir mektup almış.Arkadaşı Bob'u çağırarak sormuş:
- Bob, şu çiftliğinde kaldığımız çekici dul kadını hatırlıyor musun ?"
- Evet, hatırlıyorum.
- O gece geç vakit eve gidip, o kadınla yattın mı ?
- Evet, itiraf etmeliyim ki bunu yaptım.
- Ona kendi adın yerine benimkini verdin mi peki ?
Bob yüzü kızararak cevap verir:
- Evet, korkarım öyle yaptım.
- Eh, sana çok teşekkür borçluyum dostum. Kadın ölmüş ve çiftliğini de bana bırakmış."

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi