
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
"Eskişehir konuşur, Erzurum, Ordu ve Giresun yapar"
Yayınlanma:
Eskişehir Havaalanı, Uluslararası piste kavuşur kavuşmaz uçak seferlerini kaybetti.
Bir gün, Eskişehir'den İstanbul'a yapılan seferlerin kaldırıldığı duyuruldu.
Sebep ise, seferlerin zarar ettiğiydi.
Yeterli müşteri olmadığıydı.
Belirlenen tarife gün ve saatleriyle bu seferlerin kar etmesi ve müşteri bulması zaten mümkün değildi.
Zira...
Uçaklar Atatürk havaalanına inip kalkmadıkça, Eskişehir'den İstanbul'a sabah gidip, gece dönmedikçe bu uçak seferlerinin bir faydası olmayacaktı.
Bunu defalarca yazdık bu sütunlarda.
Yapmadılar.
Israrla Eskişehir'den kalkan uçağı, otomobil ile 2 saatte gidebileceğiniz Sabiha Gökçen havaalanına indirdiler.
Saban İstanbul'a giden uçağı, 2 gün sonra Eskişehir'e döndürdüler.
Adeta...
"Eskişehir-İstanbul seferleri başarısız olsun" diye ellerinden gelen ne varsa yaptılar.
Biz de bıktık.
Aynı şeyleri yazmaktan usandık.
Baktık ki kimsenin niyeti yok seferlerin yeniden yapılmasıyla ilgili, biz de vaz geçtik İstanbul seferlerinden.
Ama hiç olmazsa, Yaz aylarında, Sahil kentlerine Eskişehir'den uçak seferleri yapılmasını önerdik.
Çok değil, üç ay boyunca Eskişehir'den Antalya,Bodrum ve İzmir'e, haftanın belirli günlerinde uçak seferleri yapılsın istedik.
Bu durumda en az 350-400 bin yolcunun bu serflerden yararlanacağını, Eskişehirlilerin 6-7 saatlik tatil yolunu araçlarıyla çekmek durumunda kalmayacaklarını söyledik.
-"Bak bu fena fikir değil ha!" dediler önce.
Ardından...
"Biz bir araştıralım şu meseleyi" dediler.
Sonrasında da...
-"Hem bir anket yapalım, hem de uçak firmalarıyla görüşmelerde bulunalım" dediler.
Bizi de umutlandırdılar iyi mi?
Ne söylediklerinin, ne de yaptıklarının arkasından bir şey çıkmadı.
Yaz geldi,. Uçak seferlerinin adı dahi anılmaz oldu.
ESKİŞEHİR'İN ADI YİNE YOK
Durum böyleyken dün öğrendik.
Anadolu Jet, Temmuz ayı itibarıyla Antalya'dan 5 yeni noktaya direkt uçuş başlatıyormuş.
Yani...
Anadolu Jet Antalya'dan Ordu ve Giresun ile birlikte, Bursa, Erzurum, Bodrum ve Kıbrıs'a haftanın farklı günlerinde ve karşılıklı seferler yapacakmış.
Ordu-Giresun seferleri 11 Temmuz'dan itibaren haftada üç gün karşılıklı...
Bursa seferleri 12 Temmuz'dan itibaren haftada dört gün karşılıklı.
Kıbrıs seferleri haftanın her günü karşılıklı gerçekleşecekmiş.
Erzurum seferleri haftanın beş günü karşılıklı...
Ve...
Bodrum seferleri ise haftanın üç günü karşılıklı olarak yapılacakmış.
Anadolu Jet'in yani, Türk Hava Yolları'nın alt şirketi olan Anadolu Jet'in yeni uçak seferlerine baktığınızda, bu seferlerin turizm amaçlı olduğunu anlamak zor değil.
Yukarıda da anlattık.
Eskişehir uzun zamandır kaldırılan uçak seferlerinin yerine, tatil kentlerine başlatılacak olan uçak seferlerini bekliyor.
Eskişehir bunu bekleye dursun, Erzurum, Ordu,Giresun ve Bursa gibi şehirlerden tatil kenti Antalya'ya Yaz tarifesi olarak, yani Eskişehirlilerin istediği şekilde uçuşlar başlıyor.
Bu şehirde uçak seferleriyle ilgili olarak yıllardır havanda su dövülürken, Bursa, Erzurum, Ordu,Giresun gibi illerden Antalya'ya, hem de devlete ait uçak firması tarafından,uçak seferleri başlayacağı duyuruluyor.
Ne diyelim.
Başlayan bu seferlerin turizm ile ilgili olduğunu yukarıda söylemiştik.
Eskişehir'den sahil kentlerine yapılmasını istediğimiz uçak seferlerinin de tatil amaçlı olacağını hep dile getirmiştik.
Üstelik...
Bu şehrin bir Turizm Bakanının da olduğunu hesap etmiştik.
Yanılmışız...
O halde biz bu şehirde yine bildiğimizi yapalım.
Nasıl olsa havan da bedava, su da bedava.
Dövelim dövebildiğimiz kadar.
Nasıl olsa bir sonuç alamıyoruz.
Nasıl olsa, iş sonunda "Eskişehir konuşur, başkaları yapar" a gelip dayanıyor.
O yüzden...
Bundan sonra sizler de artık sızlanmaya falan kalkmayın.
Tatile gidecekseniz, binin aracınıza tıpış tıpış 6-7 saatte gidin tatilinize.
İlla ki uçakla gitmek istiyorsanız...
Ankara şuradan 1,5, Bursa şuradan 2 saat uzaklıkta.
Gidin oradan binin uçağınıza...
İkide bir "uçak Allah uçak" taleplerinizi de bize iletmeye artık bir son verin.
Çünkü...
Bizi de sizi de din-le-mi-yor-lar.
.......
Ben Üniversitenin eski logosunu istiyorum.
Osmangazi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof Dr Hasan Tosun, Üniversite logosunun değişmesine bir hayli tepki göstermiş. Bu tepkisini de, Üniversite öğretim üyelerine e mail aracılığıyla göndermiş.
Hasan Tosun'a göre, kurumsal logo değişikliğinin de bir prosedürü var.
Buna göre:
1-Önce bir komisyon kurulur.
2-Komisyon logo değişikliğine gerek olup olmadığına karar verir.
3-logo değişikliği gerekiyorsa bir yarışma açılır.
4-Yarışmada oluşan çalışmalar Üniversite paydaşlarının beğenisine sunulur.
5-Karar verilen logonun taklit olup olmadığının kontrolü yapılır
6-Yeni logo Üniversitenin yönetim organlarında kabul edilir.
7-Kabul edilen yeni logo, niçin değiştirildiğine dair gerekçeler ile birlikte kamuoyuna açıklanır.
Bu konuda emrivaki'in etkin olmaması gerektiğini söylüyor Hasan Tosun.
-"Ben Üniversitenin eski logo'sunu istiyorum" diyor.
Yeni logo'da yer alan Çınar yaprağının da daha çok Kanada bayrağı üzerindeki yaprağa benzediğini de özellikle ifade ediyor.
.......
Gaye Usluer'in söyledikleri...
CHP parti Meclis üyesi ve Milletvekili Gaye Usluer'in röportajını okudum.
Söyledikleri arasında Milletvekili arkadaşı Utku Çakırözer ile partisinin Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'a hem sitem, hem göndermeler var.
Gaye Usluer, yukarıda da söylediğimiz gibi CHP'nin aynı zamanda Parti Meclisi üyesi.
Partinin, Kurultay'dan sonra en yetkili organı içinde yer alan bir isim.
Bulunduğu konum, Genel başkanın da üzerinde.
Söylediklerine gelince...
Partisinin diğer milletvekili ile partisinin belediye başkanı ile ilgili bu tür sözleri alenen söylemesini pek doğru bulmadım.
Bu durum bana...
Konum itibarıyla sorunu çözmesi gerekirken,sorunu kamuoyu önüne alenen açmış gibi geldi.
.....
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM Eczane Görevlisi: -Hayır Beyefendi, burası eczane demiş. Temel tamam demiş çıkmış. Yarın olmuş. Temel yine eczaneye gitmiş ve, -Ula uşağum burada tavuk varmidur? demiş Eczane görevlisi: -Aa daha ne kadar dicem burası eczane, eczane burada tavuk satılmaz! demiş. Temel yine tamam demiş çıkmış. Yarın olmuş bizim Temel yine eczaneye gitmiş ve, -Ula, uşağum burada tavuk varmidur? demiş. Eczane görevlisi çok sinirlenir ve, -Burası eczane burada tavuk ne arasın gidin kasaba demiş. Temelde; -O zaman cama 'TAVUK YOKTUR' diye bir yazı asın demiş. Eczane görevlisi o kadar çok sinirlidir ki Temelin bir daha gelmemesi için cama Temel'in söylediğini yazar. Yarın olur Temel eczaneye tekrar gelir ve derki: Tavuk ne zaman gelicek?