
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ESKİŞEHİR SUSUZ KALACAK KENTLER ARASINDA
Star TV Ana Haberde, susuz kalacak kentlerin arasında, Eskişehir'de yer aldı. Bu haber, ilgililer tarafından dikkate alındı mı bilinmez ama Eskişehir' de kuraklık ve kavurucu sıcaklar böyle devam ederse, önümüzde ay ve yıllarda, su sıkıntısı çekecektir. Nitekim Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Prof Dr. Büyükerşen, ESKİ Genel Müdürü Garip Yıldırım ve Sulama Birliği Şube Başkanı Selami Ayaz ile birlikte yaptıkları ortak bir basın toplantısında, bu yönde açıklamalarda bulundu. Sayın Prof. Dr. Büyükerşen, " Porsuk Barajı'ndaki rezervin gözle görülür biçimde azaldığını, su sıkıntısı yaşanabileceğini belirtti. Ve "Şehrimizin su ihtiyacının karşılandığı Porsu Çayı, bizden önce Kütahya'nın, su ihtiyacını karşılamaktadır. Kalan kısmı ise Porsuk Barajı'nda toplanmakta ve bu baraj, hem kentimizi, hem de kentimizden geçen, kuzey ve güney sulama kanalları vasıtasıyla Eskişehir'in tarım alanlarının ihtiyacına cevap vermektedir." dedi.
Elbette kuraklık tehdidi, Kütahya ilini de, daha çok su ihtiyacı ile karşı karşıya bırakacaktır. Bunun doğal bir sonucu olarak da, Eskişehir bu gelişmeden etkilenecektir. Ancak basın toplantısında, Sayın Prof. Dr. Büyükerşen' in, " Geçen yıl başlayan kuraklık tehlikesine karşı, ilimiz çiftçilerinin ve kentimizin idareli su kullanma çabalarına rağmen, Polatlı ilçesi çiftçileri, Ankara'nın "siyası baskısı" nedeniyle saniyede 12 metreküplük fazla su bıraktırılmasını sağladı. Bunun yol açtığı dengesizlik, rezervuarın normalden fazla azalmasına yol açmıştır. " sözleri dikkate alınmalı, bu çevrelere karşı Eskişehir kamuoyu tepki göstermelidir.
Elbette Eskişehir, siyasi nedenlerle susuz kalırsa, bunun sorumlusunu halk şimdiden bilmelidir. Ancak kimin suçlu olması, susuzluğa çözüm değildir. Ne yapılacaksa, bir an önce yapılmalı, gerekli tedbirlerde, ivedilikle alınmalı, mevcut su kaynakları da tasarruflu bir şekilde kullanılmalıdır.
Ayrıca su ile ilgili sorumlu kişi/kişiler ve kurum/kuruluşlar, siyasi baskılara boyun eğerek, Eskişehir'i susuzluk tehlikesi ile karşı karşıya bırakmamalıdır. Özellikle de valilik, İl Orman ve Çevre Müdürlüğü, belediyeler ve DSİ üzerine düşen görevleri eksiksiz yerine getirmelidir.
Aslında Kütahya'dan gelen ve giden kişi/kişiler, Porsuk barajı' ndaki su rezervini net bir şekilde görüyorlar. İlgillerin, bu alanda açıklama yapması veya yorum yapmalarına da gerek yok. Çünkü görünen köy kılavuz istemez.
Eskişehir'in, kullanma suyu Porsuk Baraj'ından sağlanıyor. Aynı zamanda, Porsuk Barajı, sulama ihtiyacını da karşılıyor. Dünya Su gününde, DSİ 3. Bölge Müdürü' Sayın Ertek' " Porsuk Barajı' nda, su seviyesi biraz düşük. Ancak % 50' nin üzerinde doluluk oranına sahiptir. Şu andaki rezervi 2 yıl yetecek durumda. Barajda 260 milyon metreküp dolaylarında su var. Yıllık ortalama 40 milyon metreküp su evlerde, 60 milyon metreküp su da sulamada kullanılıyor." demişti.
Son 10 yılda, küresel su talebi 67 kat artmıştır. Ülkemizde ise kişi başına düşen su miktarı, 1773 metreküp. Su zengini ülkelerde ise bu oran 10 bin metreküp. Bu rakamlar Türkiye'nin, su yoksulu olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye'deki su varlığının % 72'si sulamada, % 16'sı içme ve kullanmada % 12'si sanayide tüketilmektedir. BM'nin hazırladığı su raporu'na göre, yalnız Eskişehir değil, Türkiye' de 2025 yılında su sıkıntısı çekecektir. Hal böyle olunca da, Eskişehir'de kurum/kuruluşlar, kişi/kişiler, yerel yöneticiler, sivil toplum temsilcileri akademisyenler, özellikle de siyasi partilerin il teşkilatları, susuzluk tehlikesine ve su havzalarının kullanılmasına ve korunmasına yönelik kalıcı çözüm üretmek ve birlikte hareket etmek ve bu konuda üzerine düşen sorumluluğu da yerine getirmek zorundadırlar. Eskişehir'de, mevcut su kaynakları korunmalı ve alternatif kaynaklar belirlenmelidir. Su kaynaklarının envanteri çıkarılmalıdır. Tarımsal sulama teknikleri, bir an önce değiştirilmeli, Eskişehir'de su araştırma ve yönetimi merkezi kurulmalıdır
Su sıkıntısının, bütün sorumluluğunu, iklim değişikliğinin, yani küresel ısınmanın üzerine atmak, sorunu küçümsemek ve kendimizi suçsuz göstermek olur. Oysa Eskişehir olarak su kaynaklarını yeteri kadar korumadığımız gibi, mevcut suyumuzu da iyi kullanmıyor, doğru da tüketmiyoruz.