2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

ESKİŞEHİR TRAFİĞİNİN ÖZETİ!

Tramvayla bir kamyonun kafa kafaya çarpışmasının şehre anlattığı çok şey var.
En azından bizim için büyüm mesajlar içeriyor.
Bu kaza öyle alelade bir kaza değil yani!
Şehirdeki sinyalizasyon sisteminin, şehre yaşattığı sıkıntıyı göz önüne koyan bir kazadır bu!
Ve şehrin trafiğinin bugün neden içinde çıkılmaz hale geldiğini nedenleri ile anlatan bir olaydır!

Bakın, kazanın meydana geldiği kavşak Süleyman Çakır Lisesi'nin bulunduğu kavşak.
Telekom önünde ışıkta bekleyen araçlar için yeşil yandığında;
Karşı yönde bekleyen araçlar içinde yeşil yanıyor.
Kendilerine yol verilen araçlar sağa ya da sola dönmek istediklerinde tam tramvay yolunun ortasında burun buruna geliyorlar.

Benzer durumun benzeri tamda belediyenin hemen önünde yaşanıyor.
Vilayetin aralığından çıkan araçlar ile Ziraat Bankası önünden çıkan araçlar aynı anda dönüş yaptıklarında kafa kafaya geliyorlar.
Meseleyi trafik kuralları değil;
Sürücülerin göz göze geldiği o an çözüyor.
Yani kentlinin hassasiyeti olası kazaların önüne geçiyor.
Ve hatta yayaların bile içinde kaldığı bu arapsaçı her gün böyle atlatılıyor.

Şehir trafiğini sıkıntıya sokan bizimde ihmallerimiz var!
Eskişehirlilerin hiçte hoş olmayan alışkanlığından söz edebiliriz bu noktada.
Kırmızı ışık yanmasına rağmen geçişe devam etmek mesela!
Yani;
'Nasıl olsa geçiş hakkını elde eden araç, ben geçene kadarda bekler' mantığı...
Ancak bu mantık, kritik kavşaklarda büyük sorunlara yol açıyor.
Şair Fuzuli Caddesi ile Atatürk Caddesinin kesişimi örneğin...
ELMS kavşağı ya da...
Nayman Sokak'tan Bağlar Caddesi'ne dönülen kavşak!
Örnekler artırılabilir!
Caddeye çıkmak isteyen araçlar yeşil yanmasına rağmen, kendisine kırmızı yanan araçların ana cadde üzerine hala geçişlerine devam etmeleri yüzünden kıpırdayamıyor...
Sonra trafik kilitleniyor.
Hele hele birde o caddelere yapılan parklar varsa ve trafik bu yüzden tek şeride düşmüşse, vay o bölgenin haline!

Evet, kentli olarak bunları da yapıyoruz.
Olmadık yere araç parkı yapıyoruz.
Işıkta beklemeye tahammül gösteremiyoruz.
Şeritler arasında zikzaklar çizmeye bayılıyoruz.
Ya da zaman zaman caddeleri yarış pisti sanıp, herkesin hayatını tehlikeye sokabiliyoruz.

Bunları biz yapıyoruz, yalan değil!
Ancak birde işin yapmayanlar kısmı var.
Yani işlerini gerektiği şekilde yapmayanlardan söz ediyoruz!
Yahu, bu şehrin bir tane trafik kamerası olmaz mı?
Önemli kavşakları kontrol eden bir sistem yada!
Şu sinyalizasyonu adam akıllı düzene sokacak yetkililer nerede?
Kavşaklarda akşam saatlerinde trafiği düzenleyecek bir polisi yok mu bu şehrin?
Sürücülerin kötü alışkanlıklarına son verici tedbirler de alınamaz mı?
Gerekiyorsa cezai işlemler bile kullanılıp, şehrin trafiğini düzene sokucu uygulamalar yapılamaz mı?
Ama yapılmıyor...
Ne kural koyucular var, ne de caydırıcılık!
Şehrin trafiği, saldım çayıra mevlam kayıra gidiyor.
Bakalım nereye kadar gidecek?
Ve biz sıkışıp kalan trafik içinde daha ne kadar saç baş yolacağız?
Ve daha ne kadar kaza haberi yapmaya devam edeceğiz...
Yoksa yerel seçime kadar mı?
Merak ediyoruz doğrusu...

Önceki ve Sonraki Yazılar
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi