4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ESKİŞEHİR VE İHRACAAT

Bursa-Eskişehir-Bilecik Kalkınma Ajansı'nın, ortaya koyduğu verilere göre, Eskişehir ihracatta Bursa'nın tam 20 katı gerisinde kalmış durumda. Bursa'nın Eylül 2011 döneminde bir aylık ihracat rakamı, 980 milyon dolarken, Eskişehir bu rakama ancak bir yılda ulaşabiliyor. Bursa'nın sanayileşme açısından, Türkiye'nin ilk 5 şehrinden biri olurken, Eskişehir bu açıdan Bursa'nın çok gerisinde kalmış durumda.
2011 yılı Ocak-Eylül arasındaki 9 aylık dönemde yaptıkları toplam ihracat rakamları ise Bursa, 9 milyar 405 milyon 468 bin dolar, Eskişehir 524 milyon 294 bin dolar, Bilecik ise 29 milyon 439 bin dolar, olarak belirlendi.
Elbette Bursa'nın, bu başarısını takdirle karşılamak gerekir. Ancak ESO ve ETO bu gelişmeyi değerlendirmek ve icraatlarını da sorgulamak zorundadır. Gerçi ETO Başkanı Sayın Harun KARACAN ve ekibi, son yıllarda ulusal, özellikle uluslararası alanda ciddi bir çalışma içindedir. Ancak aynı gayret ve caba ESO' de yok.
Oysa ESO Başkanlarından, Rahmetli Mümtaz ZEYTİNOĞLU, bölgecilik yerine, Türkiye merceğini esas almış, ilk "ANADOLU SANAYİ" deyimi de onun tarafından kullanılmıştı. Onun zamanında, Eskişehir, "ORTA ve İÇANADOLU ' NUN TİCARET MERKEZİ " olarak belirlenmişti.
Ayrıca Eskişehir, ESO Başkanlarımızdan Rahmetli ZEYTİNOĞLU döneminde, sanayisi ve ekonomisinin daha iyi bir yere gelmesi, ulusal ve global pazarlarda söz sahibi olması içinde, sanayileşmenin kalkınma ile eş anlamlı sayılması, teknoloji üretim ve transferinin, üniversite- sanayi işbirliğinin, kurumsallaştırılması, tarımın sanayiye kaynak aktarır bir yapıya kavuşturulması, madenlerin, ham yerine işlenmiş olarak ihracı, hedef alınmıştı. Bu hedefler, Rahmetli ZEYTİNOĞLU döneminden sonra, gelen ESO yönetimlerince dikkate alınmadı. .
Elbette ESO ve OSB' nin geldiği nokta ve gerçekleştirdiği çalışmalar ve aldığı mesafe, küçümsenemez. Ancak yeterli de değildir. Özellikle ESO, bugüne kadar kentte liderlik görevi üstlenmemiş veya kentte, özellikle de camiasında, takım ruhu oluşturamamış, AR-GE çalışmaları, teknoloji üretimi ve transferi yanında, rekabet için önemli olan "SEKTÖREL" ve "ÇATI " şirketleri ve " Proje aşamasına getirildiği halde, "BİLİM PARKI" da gerçekleştirilememiştir. Üniversitelerle, arzu edilen işbirliğini sağlayamamıştır.
Oysa Eskişehir, "EKİP", ve "PROJELERİ" ile gündemde oldukça, icraat, uygulama ve ilişkilere, "ORTAK AKIL" ve "TAKIM RUHU" yanında, "TOPLUM KATILIMI" gibi kavramlar, hâkim olduğu sürece de, Eskişehir'in, başaramayacağı iş ve çözemeyeceği sorunu da yoktur. Ancak bu kavramların, ESO ve Eskişehir genelinde, arzu elden boyutta uygulamada olduğunu söylemek de çok zordur.
Eskişehir' in, arzu edilmeyen bu durumu, başka illerin yöneticileri tarafından da sıkça gündeme getiriliyor. Nitekim Afyon Belediye Başkanı Sayın Abdullah Kaplan, " 1980'li yılların sonuna gelinciye kadar, Eskişehir bölgemizin, en önemli kentiydi. Hem üniversite, hem de sanayi açısından müthiş bir gelişim içinde idi. Ancak 1987-1988' den sonra, bu niteliğini hızla kaybetti ve bu özelliklerini, Konya ve Bursa'ya kaptırdı." sözleri karşısında, milletvekilleri, Valimiz, Anakent, Odunpazarı, Tepebaşı Belediye başkanlarımız, ESO ve ETO gibi, sivil toplum örgütleri, siyasi partilerin il teşkilatları, en önemlisi de Üniversite rektörlerimiz, ne düşündü bilinmez ama bu tablo da az veya çok sorumluluk payları var..
Eskişehir sanayisini ve ekonomisinin önündeki en önemli engellerden biri de, Yönetim felsefesindeki boşluktur. İşletmelerimizin büyük çoğunluğuna, hala "SAHİP- YÖNETİCİ" felsefesi hakimdir. Eskişehir'deki işletmeler verim elde edebilmek, özelliklede ulusal ve global pazarlarda rekabet edebilmesi için, babadan oğulla miras felsefesi ve sahip yöneticilikten kurtulması gerekir.
Eskişehir'deki işletmeler, kurumsallaşmanın ve profesyonelliğin gereklerini yerine getirmeli, sahip yöneticiliği de terk ederek, işletmeleri bünyesine, XXI. Yüzyıla yakışan bir yönetim anlayışını da hakim kılınmalıdır.
Eskişehir sanayicisinin, kaliteli mal üretmesi, ulusal ve global pazarlarda rekabet etmesi çok zordur. Ancak bu, "AR-GE" çalışmaları ile pekâlâ aşılabilir. AR-GE çalışmaları, büyük maddi imkânlar gerektirir. Bu da Eskişehir' de işletmeler arasında oluşturulacak, ya "SEKTÖREL" , ya da "ÇATI " şirketleri ile pekâlâ sağlanabilir.
Ayrıca kentteki kurum/kuruluşlar ve sanayiciler bilimsel gelişmeleri yakından takip etmiyor. Nitekim Cuma ve cumartesi günü gerçekleşen, hizmet ve üretim sektörü için önemli olan ESOGÜ' deki ERGONOMİ KOFERANSI' na, tek yönetici katılmadı. Ancak Eskişehir, bu tabloya, ne layık, ne de mahkûmdur. Yeter ki takım ruhu içinde çalışan, bilisel çalışmaları takip eden, AR-GE çalışmaları yapan, makro düşünen, proje üreten, kent olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi