
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ESKİŞEHİR VE KALKINMA
KOSGEB, Eskişehir Hizmet Merkezi Müdürü Sayın ÖZCAN, "..Ekonomik verilerle ve işletme cirolarıyla Eskişehir'in; Adana, Bursa, Konya ve Gaziantep gibi birçok ile göre çok geride kaldığına işaret ederek " bu durumu da Eskişehir, treni bu konuda biraz kaçırmış durumda" sözleri dikkat çekti.
Afyon Belediye Başkanlarında, Sn. Abdullah Kaplan 'da,Valilerimizden Sayın Kadir ÇALIŞICIYI' yı ziyarette, " 1980'li yılların sonuna gelinciye kadar Eskişehir, bölgemizin, en önemli kentiydi. Hem üniversite, hem de sanayi açısından müthiş bir gelişim içinde idi. Ancak 1987-1988' den sonra, bu niteliğini hızla kaybetti ve bu özelliklerini Konya ve Bursa'ya kaptırdı." demişti.
Oysa yıllar önce, Bursa, Adana, Gaziantep, Konya, gelişmişlik yönünden, Eskişehir'in gerisindeydi. Konum ve imkân yönünde, bu illerden daha iyi durumda olan Eskişehir' e, bu iller ekonomik verilerle ve işletme cirolarıyla, fark atmış durumdalar.
Eskişehir, 1950'li yıllarda, Türkiye'nin altıncı büyük kenti idi. Bugün ise 27. sıradadır. Geçmişte, yatırımlar, sürekli ivme kazanırken, bugün istenen boyutta değildir. Eskişehir' e düşünülen, hatta kaynağı bulunan pek çok proje, ya başka illere kaydırıldı, ya da ilgisizlikten atıl kaldı. İşsizlik büyüdü. Geçmiş yıllarda, her hükümete bakan veren kent, siyasi platformda, sürekli erozyona uğradı.
Eskişehir ili, hem eğitim endeksinde, hem de yaşam beklentisi ve GSYİH endeksinde diğer iller karşısındaki göreli üstünlüğünü koruyamadı ve bu durum genel insani gelişme sıralamasında aldığı değeri de olumsuz yönde etkiledi..
Aynı yaklaşımla bakıldığında, Eskişehir'in İGE sıralaması açısından diğer iller arasındaki göreli iyi konumundaki gerileme eğilimini, ortaya çıkaran temel nedenin GSYİH endeksinde aldığı değerdeki azalma olduğu görülecektir. Eskişehir ilinin, üretim gücü veya diğer bir deyişle gayrisafi yurtiçi hâsılası uzun bir dönemden beri, Türkiye ortalamasının altında büyümektedir.
Aslında ESO Başkanlarımızda, Rahmetli Mümtaz ZEYTİNOĞLU, Eskişehir'deki gelişmelere, bölgecilik yerine, Türkiye merceği ile bakmış, ilk "ANADOLU SANAYİ "deyimini de o kullanmış, bugünkü Anadolu Kaplanları' nın da mimarı olmuştu. Eskişehir' i, "ORTA VE İÇANADOLU 'NUN TİCARET MERKEZİ" yapmayı da hedef olarak düşünmüştü. Ancak Rahmetli ZETİNOĞLU' ndan sonra gelen, ESO ve ETO başkanları, bu hedeflere sahip çıkmadı.
Yine ESO Başkanlarımızda, Rahmetli Mümtaz ZEYTİNOĞLU, döneminde "TARIM" ve "MADENLERİN" sanayinin motoru olması hedef alınmıştı. Ancak her iki hedef de ESO tarafından, göz ardı edildi.
Eskişehir' de, işletmelerdeki başarısızlığın temel nedenlerinden biri," ORTAKLIK YAPISINDAKİ UYUMSUZLUK" tur Maalesef ister çok ortaklı şirket olsun, isterse aile şirketi, ortaklar arasındaki uyumsuzlukların yarattığı aşınma, oldukça önemli boyutlardadır. İşletmelerde,"SAHİP YÖNETİCİLİK" ise başka önemli bir sorundur.
Eskişehir'in, rakiplerinin çok gerisinde kalmasının sebep/sebepleri ortadadır. Eskişehir'de, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, kurum/kuruluşlar, meslek odaları, bürokratlar, milletvekilleri ve halkımız arasında, arzu edilen boyutta, güç ve işbirliği yok.
Eskişehir'de, toplum katılımı ise istenen boyutta değildir. Halka ve dünyadaki gelişim ve değişimlere rağmen, bir şeyler yapılmak isteniyor. Eldeki değerlere, özellikle de çalışkan bürokratlara, sahip çıkılmıyor. Siyasiler makro hedefler, hamasi söylemlerde bulunuluyor ama ortada bir şey yok.
Eskişehir'de, şirketler arası ve üniversite-sanayi işbirliğinin, yeterince tesis edilemediği ve işletilmediği bir gerçektir. Bunun temelinde, birçok neden bulunmaktadır; Tarafların birbirlerini, yeterince tanımaması, özellikle de üniversite eğitim-öğretim programlarının, sanayiye dönük olmaması, tarafların birbirlerine karşı güvensizliği, mali kaynak ve işbirliğini düzenleyecek, bir organizasyonun olmaması, mevzuatların, üniversite-sanayi işbirliğini teşvik edecek, nitelikte yapılmaması en önemli nedenlerdendir.
Eskişehir' de, TAKIM RUHU" nun oluşması için, takımı oluşturan kişi/kişiler ve kurum/kuruluşlar, özellikle de işletmeler, başkalarının üzerinden prim yapmayı düşünmemeli, profesyonelliğinin yanı sıra, vicdanın da sesini dinlenmelidir. Ayrıca "TAKIMI" oluşturan kurum/kuruluşlar ve işletmeler, birbiriyle uğraşmamalı, küçük sorunlara veya olaylara takılmamalı, belirlenen hedefe doğru ilerlemeli, detaylara takılmadan, bütüne bakmalıdır.
Öte yandan Eskişehir, bazı illerin çok gerisinde kaldı demek çözüm değildir. Çünkü Eskişehir, konumu, sanayideki bilgi birikimi, doğal kaynakları ve sahip olduğu imkânları ile her alanda başarılı olabilecek bir kent olup, Eskişehirli olmakta, bir ayrıcalıktır.