
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ESKİŞEHİR VE KENT BİLİNCİ
Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi Müdürlüğü görevinden, Bakanlık tarafından, Eskişehir ETİ Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü'ne atanan, Sayın Asuman ARSLAN' la, yaptığımız sohbette, Gaziantep, kurum/kuruluşlarla, "TAKIM RUHU" içinde çalıştığını, Eskişehir''de de takım ruhunu ön planda tutacağını söyledi.
Gerçekten de Türkiye'de, takım ruhu olan ve kent bilinci yüksek kentler, her alanda başarılı performans sergiliyor. Özellikle de üretime yönelik yatırımlarında, merkezi durumuna geliyorlar. Kayseri, Gaziantep, Konya, bu alanda önde gelen kentlerdir. Bu kentlerde Takım ruhu ve güç birliği, ön planda tutuluyor.
Nitekim yıllar önce, Kayseri' de, bir toplantıya katılmıştım. Toplantıda, değişik partilerden kişiler vardı. Ancak tek ses gibi, hareket ettiler. Bunun nedenini sordum. Beraber gittiğimiz arkadaşımız, " Kayseri'de, partiler olarak seçimlerde demokrasi gereği, mücadele ederiz, Ancak Kayseri dışında ve sorunlarımız karşısında,"TEK PARTİ" gibi hareket ederiz." dedi. Bu politikaların, Kayseri'yi, her alanda getirdiği nokta ortadadır.
Bazı kentler ise insanlar, yaşadığı kente kendini yabancılaştırmış ve kaygısız bir tavır içindedirler. Kentte yaşayıp da kentinin farkında olmayan, kentinden umudunu yitirmiş ve kendini yabancılaşmış hisseden ve ' kentin sahibi yok ki' diyen pek çok kişi vardır.
Kenti, insanlaşma yolunda, bir şeyler katabilen ve üreten insanlar yapar... Kentliler, bu işi başkalarına bıraktı mı, kent onların olur çıkar. O nedenle de kenti, kendimize göre değiştirmenin, kenti bizim, ya da bizim gibi yapmanın, yollarına girişmekten başka çözümde yoktur. Bu da her alanda, üretmekten geçer.
Sosyoekonomik açıdan bakıldığında kentleri, o şehirde yaşayanlar oluşturuyor ve onlar şekil veriyor. Kentler, içinde yaşayan toplulukların yaşama tarzlarına göre şekil alıyor. Kent, kent kimliği, kent kültürü, kentli olmada, en önemli unsurlardır.
Kenti, kent yapan da üretim ve bölüşüm ilişkileridir. Ayrıca kent, insanın dönüştüğü yerdir. Kentteki avukat, doktor, mimar, mühendis, gazeteci, yazar, şair, ressam ve öğretmen ile akademisyen ve bezer meslek sahibi insanlar, yaşadığı kentin önderi olmadığı gibi o kentli de sayılmaz. Çünkü kentli olmak için o kentteki yaşamdan zevk almak, üretmek ve hizmet etmek gerekir. Ayrıca İnsan doğduğu yeri değil, geçimini sağladığı yeri yurt edinir.
Kent bir nesnelliktir. Bu nedenle de kenti, ekonomik süreçler dışında dönüşüme uğratacak olan özne, O kentin önderleridir. Kent ve önder; her ikisi de değişim ve dönüşüme açıktır, açık olmalıdır. Kent de, önder dönüşemediği zaman; kent olmaktan, önder de, önder olmaktan çıkar. Kent de, önder de dönüştüğü ve kenti de dönüştürebildiği oranda var oluş özelliklerini korur ve geliştirirler.
Eskişehir' de, olumsuz gelişmeler karşısında, kaygı duyan insanlarımızda var. Özellikle süpermarketlerin gelmesinden sonra, zor durumda kalan esnafımızdan, bu tür şikâyetlere, her zaman tanık oluyoruz. Bu gelişme Eskişehir için hiçte hayra alamet değildir.
Özelliklede bakkal dükkânı gibi, süpermarket açılması, kenti üreten değil tüketen kent haline getiriyor. Her geçen günde, Eskişehir yabancılaşıyor. O nedenle de Eskişehirliyim diyen herkes, bu tabloyu sorgulamak, nedenlerini ortadan kaldırmak içinde, üzerine düşeni yapmak zorundadır
Elbette çağımızda, evrensel haklar kadar, ulusal, kentsel ve yerel haklar için de mücadele sürmelidir. Eskişehirli olduğu halde, haklarının farkında olmayan ve kentin kalkınması için elini taşın altına koymayan insanlar, Eskişehirli değildir.
Eskişehirli olmayan, ancak Eskişehir' e, üretime yönelik yatırım yapan, insanımıza iş, aş sağlayan insanlar da Eskişehirlidir. O nedenle de Eskişehir' de oturan, herkes Eskişehir' de, üretim yapan şirketlere sahip çıkmalı, ürettikleri malları tercih etmelidir. Çünkü Eskişehir' de üretilen malları almak, insanımıza, istihdam yaratır. Yerel safi hâsılaya katkıda bulunur.
Elbette Eskişehir'in, ulaştığı seviye asla küçümsenemez. Çünkü Eskişehir' de, okuma yazama oranı, %95'lerin üstündedir. Ankara, İstanbul ve İzmir, dışında ülkemizde, iki üniversiteye sahip tek ilimizdir. Türkiye'de kişi başına en fazla profesör düşen il konumundadır. Sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında, ülkemizde 6. sıradadır. Kişi başına düşen milli gelir, Türkiye ortalamasının, çok üstündedir.
Ekonomik açıdan, kendi kendine yeterli iler arasındadır. Yaşam kalitesi yüksek, dünyaya entegre olmuş. Doğal zenginlikleri ile de dikkat çeken, Son yıllarda, belediyecilikte ki başarılı performans ile Eskişehir, mutlu yaşayan insanların kentidir. Yeterli midir? Elbette değildir. Daha yapılması gereken pek çok iş vardır.
Eskişehir' de, kurum/kuruluşlar, özellikle de siyasiler arasında, bir" TAKIM RUHU" olmadığından, Eskişehir, düşünülen proje/projelere, sahip çıkılmıyor. Kente öngörülen veya gündeme gelen, proje/projeler, ya atıl kalıyor, ya da başka illere kaydırıldı.O nedenle de Eskişehir' de, her alanda başarı, kentte oluşturulacak, takım ruhu ile orantılıdır.