Referandum’da 633 bin seçmen oy kullanacak Eskişehir’de…
Son yapılan 1 Kasım seçimleri 2015 seçimleri dikkate alındığında…
AK parti 232 Bin civarında oy almış…
CHP’nin almış olduğu oy ise 208 bin…
Aradaki fark 24 bin civarında…
MHP’nin oyu ise 68 binlerde kalmış…
Diğer partilerin Eskişehir’de aldıkları oy toplamı ise 40 bin civarında…
MHP’nin 68 bin oyunu dışarıda tutacak olursak…
Diğer partilere ait bu 40 bin oyun çoğunluğu, önümüzdeki referandumda “hayır” oyu verecek partilerden oluşuyor.
Bu durum hesap edildiğinde, Hayır oyları ile Evet oylarının dengeleneceğini hatta hayır oylarının daha fazla olacağını hesaplamak zor değil.
Basit bir matematik hesabı yapıldığında dahi bu referandum sonucunu son seçimde 68 bin civarında olan MHP oyları belirleyecek.
Sonuç olarak…
MHP’nin son seçimde almış olduğu 68 bin civarında oyu var…
Bu oyun Evet ya da Hayır lehine dengeli dağılması, Eskişehir’deki referandum sonucunun da birbirine yakın çıkmasına neden olacaktır.
Söz konusu MHP oylarının çoğunluğu bir tarafa yüklenirse…
İşte o zaman ortaya yüzde 4 ila 6 arasında bir fark çıkacaktır ki, bugünden bakıldığında Eskişehir’de referandum sonucunun ikinci söylediğimiz şekilde çıkacağı daha büyük bir ihtimal gibi gözüküyor…
.....
Japon okullarında hademe bulunmazmış…
Geçenlerde bir gazetede yayınlanmıştı haber.
İlköğretim okulu öğrencilerinin okul bahçesi ve çevresinde mıntıka temizliği yapmasıyla ilgiliydi.
öğrenciyken biz de sık sık yaptırıldığı için çok garipsemedik meseleyi.
Asıl garipsediğimiz mesele, gazetenin bu durumu garipseyen bir tutkum içinde haber yapmış olmasıydı.
Halbuki…
öğrencilerin çevre temizliği ile ilgili hassasiyetlerini geliştirmek açısından söz konuusu yöntemin iyi bir yöntem olduğunu düşünüyoruz.
Bu yöntemin uygulanmasındaki asıl amacın da çevrenin temizlenmesi değil, çocuklara çevre temizliği bilincinin küçük yaşta yerleştirilmesi olduğunu tahmin ediyoruz.
Hatta…
öğrencilere bırakın temizlik yaptırılmasının yanlışlığını, aksine çevre temizliği yaptırılmamasının yanlış olduğu kanaatindeyiz.
örneğin:
Japonya’yı ve Japon eğitimini burada anlatmaya gerek yoktur herhalde?
Japon okullarında, bizim bildiğimiz anlamda hademe bulunmazmış.
İnsanların yaşadığı çevreye karşı saygılı ve sorumlu olmasını temel alırmış Japon kültürü.
Bunun gereği olarak da bir insanın yaşadığı, ilim öğrendiği yerleri temiz tutması “onurlu” bir davranış olarak algılanır ve benimsenirmiş.
Japonların eğitim sisteminde kısaca önce ahlak ve sorumluluk sonra öğretim ve bilgi gelirmiş.
O yüzden…
öğrencilerin okul bahçesi ve çevresinde yaptığı mıntıka temizliğine tepki göstermeyin.
öğrencilere çevre temizliği yaptıran okul yöneticileri ve öğretmenlere kızmayın.
Okul bahçesinde öğrencilerin yaptığı temizliği “İşkence görüyorlar” havasına sokmaya kalkmayın.
Yapılan iyi bir iş…
En azından ahlak ve sorumluluk sahibi olunması açısından önem taşıyor bu yapılan uygulama…
.....
Meritokrasi yoksa ayak takımı yönetir...
-Yönetim gücünün yetenek be kişilerin bireysel üstünlüğüne yani liyakata dayandığı yönetim biçimidir.
-Bu yönetim şeklinde idare gücü, üstün özellikleri olduğu düşünülen kişiler arasında paylaştırılmaktadır.
-Kayırma yoktur...
-özellikle kamu yönetiminde daha bilgili ve yetenekli kişilerin seçilmesi ve yine hizmet içindeki ilerleme ve yükselmelerinin bilgi, başarı ve yetenek kıstaslarına göre yapılmasını amaçlar.
Yukarıda tanımını yaptığımız yönetim biçimine MERİTOKRASİ deniyormuş.
Muhtemelen yukarıda yazılan kriterler bizim ülkemizde uygulanmadığı için biz de böyle bir yönetim sisteminin varlığından haberdar değiliz.
Yine muhtemelen...
Bu yönetim biçiminin ismini de ilk kez duyuyoruz.
Ne diyelim...
Böyle bir sistemi bilmiyor ve uygulamıyorsak, ayaktakımının yönetmesi meselesine de kızmamamız gerekiyor değil mi?
çünkü...
Suçun bir kısmı da biraz bizim galiba...
.....
Ne diyelim ağabeyler?
Arıyorlar- soruyorlar…
-“Eskişehirspor’un kulüp sitesinde, Sazova’da bulunan stadyumun ismi olarak “yeni Eskişehir stadyumu” yazıyor. Bu stadyumun ismi “Yeni Eskişehir Atatürk Stadyumu” değil miydi?” diye…
Cevap veremiyoruz…
çünkü bilmiyoruz…
Soruyoruz, cevap da alamıyoruz.
Bilmek istiyoruz ama cevap veren falan olmuyor.
Ama insanlar merak edip soruyor.
Bilmek istiyor.
öğrenmenin hakları olduğunu söylüyorlar.
Haklılar da…
Ama bizim elimizden bir şey gelmiyor.
çaresiz kalıyoruz.
O yüzden biz de size soruyoruz.
Bu stadyumun ismi ne?
Arayanlara, soranlara, öğrenmek isteyenlere ne diyelim?
Ne söyleyelim onlara ağabeyler?
......
Biraz da gülmek lazım
Bir gurup insan uçakta yolculuk ediyormuş. Pilot gelip yolculara "Uçak düşüyor.." demiş. Uçakta bir paraşüt eksikmiş.
Adamın biri:
– "Ben Fransa`nın başkanıyım, yaşamalıyım.." deyip, paraşütün birini alıp atlamış.
Başka bir adam:
– "O Fransa`nın başkanıysa, bende Amerika`nın başkanıyım.." deyip, o da atlamış.
Adamın biride:
– "Ben dünyanın en zeki insanıyım.." demiş, o da atlamış.
Uçakta en son sadece bir yaşlı bir de genç adam kalmış.
Yaşlı adam:
– "Oğlum benim ayağımın biri çukurda sen atla.."
Genç adam:
– "Amca ikimizde kurtulacağız.."
Yaşlı adam:
– "Nasıl olacak bu?.."
Genç adam:
– "Hani o ben dünyanın en zeki insanıyım diyerek atlayan adam vardı ya, o benim sırt çantamı alıp atladı!.."
