
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ESKİŞEHİR'DE KAT SINIRLANDIRILMASI!
Gölcük depreminde, inşaat alanına, cadde ve sokaklara göre yapılmayan, çok katlı binaların, kurtarma çalışmalarına nasıl engel olduklarına, bizzat tanık olduk. Onlarca insanımız, bu hatalardan dolayı hayatını kaybettiği gibi, pek çok binaya da müdahale dahi edilemedi.
Gerçek ortada iken, Tepebaşı Bölgesinde bulunan, 13 mahallede, kat indirimi kararının bozulması, hala hatalardan ibret, yaşananlardan da ders almadığımızın da bir göstergesidir. Özellikle de Ahmet Ataç'ın, başkanlığı döneminde, belediye meclisinde alınan kat indirimlerini eleştiren Tacettin Sarıoğlu' nun, "Jeolojik nedenler ile kat sınırlaması yapmak, mühendisliği hiçe saymaktır" sözleri karşısında, kentin bugün sahip olduğu imar planları değerlendirildiğinde, bu tespiti, kabul etmek mümkün değildir. Çünkü kentlerde, kat sınırlandırılması yalnız jeolojik yapı ile sınırlı değildir.
Öte yandan DSP'li Ahmet İlker' in, "Komisyon raporunda, binaların tesisi öncesinde sürekli öneriler yer alıyor. Binanın yapımı sırasında dikkat edilmesi gereken maddeler sıralanıyor. Binaların yapımı sırasında, bu öneriler yasal olarak takip edilemez. Bu yüzden sağlıksız binalar tesis edilebilir. Bu ülke deprem acısını çok yaşadı. Olası bir acının sorumluluğunu alamam" sözlerine de katılmamak mümkün mü?
Doğrudur. Eskişehir' de, kat sınırlandırılması yapmak bilime ve mühendislik mesleğini hiçe saymaktır. Ancak imar planları ve kat tespiti de bilimin gerektiği şekilde yapılır, yapım halinde de gereği gibi denetlenirse bu tespit geçerlidir. Ancak yıllardır Eskişehir' de, imar planlarına, "POLİTİK" ve "ELİT" güçler hakim oldu. Mücavir alanlar dar tutularak, kenar mahaller kendisi gelişti. Böyle bir ortamda, kat sınırlandırılması elbette olacaktır. Çünkü İNŞAAT ALANI KAT SAYISI, İNŞAAT ALANININ İMAR PARSELİ ALANINA ORANTILIDIR." kat sınırlaması, yalnız jeolojik yapıya göre de tespit edilmez. Bir değil birkaç bilimsel kural vardır. 5 metre olan sokağa veya 100 metrekarelik arsaya, 10 katlı bina yapmanın, bilimsel olduğunu söylemek mümkün müdür?
Aslında kentteki imarla ilgili gelişmelerden, halkta şikâyetçidir. Nitekim 2006 yılında, ESKENT Porsuk Konut Yapı Kooperatifi Birliği Başkanı Sayın Vedat Çeliker' le yaptığımız bir sohbette, çevre mahalleler de imar planının olmayışından, müşteki olması dikkat çekmişti. Bu güne kadar bu tespitte, bir değişiklik olmadığı, son beyanatlarından anlaşılıyor. Nitekim Eskişehir yapı Kooperatifleri Birliği Başkanı Vedat Çeliker, son yaptığı açıklamada, 1/25.000'lik imar planlarını uygulamaya koyamadığını belirterek, "Mücavir alanların genişletildiği 2004 yılından beri neden bu konu çözülmedi? Bu plan onaylanmaması nedeniyle mevzi imar planı yapmak isteyen kooperatiflerimiz, on yıldır bekletilmektedir. Acaba planın onaylanmaması iki taraf içinde pazarlık unsurumudur? Bu sorulara 10 yıldır cevap alamadık." dedi
Ayrıca Sayın Çelik' in,. Sayın Çelik' in" ...Acele bir seçim yatırımı olan bu çalışmanın, mantıklı bir alt yapısı da yoktur. Eğer kat sınırlaması kaldırılacaksa, niye sadece belirtilen 3-4 mahallede bu yapıyor. Çamlıca, Şirintepe, Yeşiltepe ve Batıkent ile Zincirlikuyu neden bu çalışmada yer almıyor? Ayrıca aynı belediye, 2007 yılı içerisinde 1/1000 lik planını yaptığı Zincirlikuyu, Bahçelikte ve Aşağı Söğütönü' nde, plana neden l kat sınırlaması getirdiler? Bu uygulama insafsızca değil mi? Hangi mahallede 1 kat vardır; öğrenmek istiyoruz ve yerel yönetimlerimizin şov yapmak, reklâm yapmak yerine gerçek altyapı hizmeti sunmaya davet ediyoruz" sözleri, aslında Eskişehir'de imar değişikliklerine, hala bilimsel veriler değil de, "POLİTİK" ve "ELİT" güçlerin çıkarlarının hâkim olduğunu gösteriyor.
Şu bir gerçek ki belediyelerde görev alan, başkan ve meclis üyeleri, karar alırken ne kadastro, ne de imar planlarını dikkate almadığı gibi, çağdaş şehircilik kriterlerini de göz ardı ediyor. Oysa kadastro çalışmaları, bugünü ve geçmişi belirlerken, imarda geleceği planlayacak, düzenleyecek ve belirleyecektir. Aslında kadastro ve imara kavramları birbirinden farklı kavramlar değildir. Hem örgütsel, hem de mevzuat olarak aralarında kopukluk olduğu için, pek çok sorunla karşı karşıya kalınıyor.
Ayrıca, Eskişehir' de, imar planlarında, kat tespiti, her parsel alanına, sokak ve cadde genişliğine, hatta deprem riskine göre yapılmıştır. Altyapı da bu verilere göre gerçekleştirilmiştir. Bu unsurlar, göz ardı edilerek, deprem bölgesi Eskişehir' de, hala kat artırımı yapmak, bilimi, mal ve can kaybını ve mühendisliği hiçe saymak değil de nedir?