Buğrahan Doğangil - DUVAR
Eskişehir’e 3 sorum var
Eskişehir gündeminde önemli yer tutan ancak son günlerde biraz unutulduğunu ve yeniden üzerine konuşulması, üzerine gidilmesi gerektiğini düşündüğüm üç konu var. Bu üç konu ile ilgili Eskişehir’e üç sorum var.
İlk olarak Beylikova’daki nadir toprak elementleri üzerindeki Amerikan baskısı ile ilgili durumda değişiklik var mı?
Bilindiği üzere Beylikova’da oldukça kıymetli olduğu belirtilen 694 milyon ton NTE bulunuyor ve bu miktar Çin’deki 800 milyon tonluk rezervden sonra bilinen en büyük rezerv olarak kayıtlara geçmiş durumda.
Haliyle bu durum tüm dünyanın gözünü Beylikova’ya çevirmesine neden oluyor.
Ve yine bilindiği üzere ABD hayranı ve ABD destekli Erdoğan hükümeti bu rezervi kimseler duymadan okyanus ötesine pazarlama girişimine imza attı.
NTE konusu neyse ki hızla ülke gündemine geldi ve görünen şimdilik Beylikova’nın ABD’ye peşkeş çekilmesi işlemi ertelendi. Biz böyle biliyoruz da diyebiliriz aslında.
Belki de durumda bir değişiklik yok?
AK Parti hükümeti kapalı kapılar ardında pazarlıklara devan ediyor olabilir.
CHP’nin NTE konusunu yeni parti programına dahil etmesi çok kıymetli bir adım…
Pek çok siyasi partinin, meslek odasının ve STK’nın konu ile ilgili vatan topraklarını savunan açıklamaları, peşkeş konusunun üzerine gitmeleri de çok kıymetli…
Lakin bu kadar çaba ile Beylikova kurtulur mu bunu düşünmek lazım. Bazı konuları çok çabuk hafızamızdan siliyoruz. Beylikova NTE meselesi hafızadan bir an olsun silinecek bir mevzu değil.
Şehrin tüm bileşenlerinin bakın AK Parti Eskişehir Teşkilatı da dahil olmak üzere Beylikova’nın peşkeş çekilmesine ses çıkarması gerek. Bu konu özelinde birlik olmak gerek.
Milletvekillerinin Ankara’da Beylikova konusunu yakından takip etmesi Eskişehir kamuoyunu bilgilendirmesi gerek. Yoksa şehrin vereceği en ufak taviz bize çok pahalıya patlayabilir.
Gelelim ikinci soruma…
Yine doğa talanı, yine ülkenin can damarlarından birini söküp atma çalışmaları…
Alpagut – Atalan bölgesine Cengiz Holding’in yapmak istediği siyanürlü altın madeni konusunu unutmadınız değil mi?
Biraz unutulmuş gibi gelmeye başladı bana. Bir zamanlar dillerden düşmeyen bu doğa talanı meselesini sindire sindire bize unutturmak istediklerini daha önce yazmıştım. Çünkü bu talancıların yegane taktiği budur. Tepkiyi ölçerler, tepki büyükse biraz geri çekilirler. Sevgili hükümetimiz de vatandaşın gazını almak için talancılara öncelikle ÇED onayı vermez. Millet de ufak ufak umutlanır ama sonuç hüsran olur genelde. Bunlar giderler ÇED için gerekli düzeltmeleri yaparlar ve kurula yeniden sunarlar. ÇED onayı alırlar.
Sonra projelendirmeleri falan başlar ve ne olur?
Vatandaş da siyaset de, bölgenin yöneticileri de böyle hayati bir konuyu unutma noktasına gelir. Bir bakarsanız Eskişehir’in akciğerleri, tarımsal üretimin en önemli merkezlerinden biri siyanür havuzları ile maden ocakları ile dolmuş.
İş işten geçer ve hayıflanma evresi başlar ama o saatten sonra ne yapılsa nafile.
Alpagut – Atalan ne oldu? Tüm ilgililere ısrarla sormak istiyorum. Bölgeyi talan edecek bu rant projesine kim dur diyecek? Ne çabuk unuttunuz?
Unutmayın efendim, unutmayın zira ben unutmam, vatandaş unutmaz!
Son olarak üçüncü sorum var…
Anadolu Üniversitesi öğrencileri yemekhanedeki “rezervasyon sistemi” nedeniyle yemek saatleri içerisinde sıra bulmakta ve yemek yemekte sorun yaşadıklarını ifade etti. Hatta bunun için bir açıklama yapmak ve tamamen yasal hakları olan protesto haklarını kullanmak istediler. Ciddi iddialara göre protesto hakları engellendi, açıklamaya izin verilmedi ve yetmedi özel güvenlikler tarafından tartaklandılar.
İddialar bu yönde. Açıklamaya izin verilmemesi ve protesto haklarının engellendiğine dair video görüntüler de medyada yer buldu. Yani kısacası olay gerçek.
Bu konuyu ısrarla dile getirdim. Israrlar sonucu CHP İl Başkanı Talat Yalaz’ın konu ile ilgili tepki koyduğu bir sosyal medya paylaşımı yaptığını gördük. İlk reaksiyon ondan geldi ama devamı gelmedi.
Sadece CHP ile bu iş çözülmez, gençlerin hakkını hukukunu CHP arayacak diye bir kaide yok. Herkesin sorumluluğu olmalı bu.
Ama ikinci reaksiyon da CHP Milletvekili İbrahim Arslan’dan geldi. Arslan da önce bir sosyal medya açıklaması yaptı ve konuyu takip edeceğini söyledi. Daha sonra Anadolu Üniversitesi Rektörü Yusuf Adıgüzel ile de görüşen Arslan, durumun kritiğini yaptıkları ve gençlerin sorunlarını dile getirdiğini ve Rektör hocanın da kurumun görüşlerini bildirdiğini ifade eden bir açıklama daha yaptı. Açıklamanın detaylarını merak edenler için söylüyorum, İbrahim Arslan’ın görüşmeyle ilgili paylaşımlarında mevcut.
İbrahim Arslan’ın konuyu bu noktaya taşıması kıymetli ama gençlerin sorunu çözüldü mü?
Ben neticeye bakarım. Üniversite öğrencileri yemeklerini sağlıklı bir şekilde yiyebiliyor mu? Son sorum da buydu.
Herkese keyifli bir gün diliyorum. Sevgiyle kalın.