
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
"Eskişehir'e kurulacak yerleşim yeri umarız Suriyeliler için değildir" endişesi...
Bir dostumuz anlatıyor:
-"Arabamla seyir halindeyim. Kırmızı ışıkta durdum. Cam aralıklı açık. Bir anda bir adam belirdi. Hafif aralık olan arabanın camını eliyle bastırarak indirdi ve para istedi. O şaşkınlık ve ürpertiyle çıkarttım verdim"
Başka birinden dinledik benzeri bir durumu:
-"Araba içinde, kırmızı ışıkta durunca, elimdeki telefona dalmışım. Bir anda bir adam neredeyse camdan yarı beline kadar arabamın içine sarkıp, para istedi. Verdim parayı ne olur ne olmaz diye"
Örnekler bitmiyor.
Bir bayan arkadaşı durdurmuş 13-24 yaşlarındaki iki çocuk. "Para ver" diye tutturmuşlar. "Hayır" deyince, ellerindeki içecekleri üzerine fırlatma tehdidinde bulunmuşlar. "Çaresiz verdim" diyor.
Bir başka dostumuz "Son günlerde mahallede dış görünüşleri oldukça kötü. Sakallı insanlar dolaşmaya başladı. İnanın endişeye kapılmamak mümkün değil" diyor.
Bir başkası "son günlerde hangi ışıkta durursanız durun, ellerinde bir sprey ve bir silecek ile atlıyorlar araçların önüne. Camı silip, para istiyorlar" diyor.
Bu anlattığımız olayların tümü Eskişehir'de oluyor.
Üstelik...
Bu anlattığımız olayların tümünün kahramanları, Suriye'den gelen mülteciler.
Dahası...
Yukarıda anlatılanlar, Eskişehirlilerin bu güne kadar pek sık rastlamadığı türden olaylar.
Ve aynı zamanda...
Yukarıda yaşadıkları bu olayları anlatanların tümü, bu olaylardan rahatsız ve Eskişehir'de var olan huzurun bozulacağı endişesi taşıyarak "biran önce bir şeyler yapılmalı yoksa şehrin geleceği çok da parlak gözükmüyor" demeyi ihmal etmiyor.
İŞTE BÖYLE BİR PSİKOLOJİ YAŞANIRKEN GELEN "ESKİŞEHİR'E SÜPER KENT KURULACAK" HABERİ...
İşte... Böylesine bir psikolojinin yaşandığı Eskişehir'de, önceki gün Çevre ve şehircilik Bakanlığından bir açıklama geliyor.
Açıklamada, Eskişehir'e, 4 etaplık bir çalışmayla 75 Bin insanın yaşayacağı süper bir yerleşim yeri kurulacağı belirtiliyor.
Kocakır mevkiinde gerçekleştirilecek olan süper yerleşim yeri ile birlikte Eskişehir'in marka değerinin artacağı ifade ediliyor.
Şimdi:
Bu haber, normal bir süreçte gelmiş olsa, Eskişehir'in inşaat sektörüne vuracağı darbeye rağmen "Olumlu" bir haber olarak algılanabilir.
Neticede...
Böyle bir yatırımın gerçekleşecek olması, yaratacağı her türlü olumsuzluğa rağmen "sonuçta insanlar ev sahibi olacak" diye olumlu karşılanabilir.
Ancak...
Yukarıda da yazdığımız gibi, şu sıralar, mülteci olarak Eskişehir'e gelenlerin yarattığı psikolojik bir durum yaşıyor bu şehirde yaşayanlar.
Dolayısıyla da, "Eskişehir'e 75 kişinin yaşayacağı süper bir kent yapılacak" açıklaması ister istemez "Bu yapılacak evlere Suriyeliler mi yerleştirilecek?" sorusunu akla getiriyor.
Ve şuna emin olun, yukarıda sıraladığımız endişeler, bu soru ile birlikte daha da artan bir durum arz ediyor.
Sonuç olarak:
Eskişehir'in huzurlu bir kent olduğunu hep söylüyoruz.
Var olan huzurun da sadece dışarıdan gelen etkenlerle bozulma ihtimaline sürekli dikkat çekiyoruz.
Umarız, Çevre Bakanlığının Eskişehir'e planladığı ve 75 bin kişinin yaşayacağı yerleşim yerinin Suriyelilerin yerleştirilmesi ile herhangi bir alakası yoktur.
Aksi takdirde...
Bu günümüze "İyi günlermiş" dememiz yakındır...
.....
Rahatlatın şu kent merkezini...
Eskişehir'in kent merkezi, büyük bir yoğunluk içinde...
Bu yoğunluk, özellikle hafta sonları kent merkezini içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.
Örneğin Atatürk Caddesi'nde Cumartesi günü aracınızla yarım saat geçiriyorsunuz.
Zira, tıkanan trafik gideceğiniz yere gitmenize izin vermiyor.
Kent merkezinde ki bu yoğunluğu azaltmanın tek bir yolu var.
Yoğunluk yaratan merkezleri ortadan kaldırmak.
Şöyle ki...
Neredeyse bütün resmi kurum binaları, "Merkez" dediğimiz bir bölgede toplanmış.
Bazı kurumlar, şehrin başka bir yerine gitse de, boşalttığı binalara başka kurumlar gelip yerleşmiş.
Yani pek bir şey fark etmemiş.
Örneğin...
Şehrin merkezinde Dershaneler bölgesi olarak adlandırılan bölge.
Günün her saati büyük bir yoğunluk sergiliyor.
Mevcut altyapıyı bu unsurlara göre genişletemeyeceğine göre, yoğunluk veren bu unsurları kent merkezinden kaldırıp, başka yerlere taşımak en mantıklı çözüm gibi görünüyor.
Bu yapılmazsa...
Yani...
Kent merkezinde bulunan resmi Kurumlar ve Dershaneler hatta okullar...
Bu bölgeden alınıp, başka yere götürülmezse...
Ve bunun ileriye dönük çalışması şimdiden yapılmazsa...
Eskişehir kent merkezi yakında içinden çıkılamaz bir hale gelecek.
Aklın yolu bir...
Kent merkezinde ki mevcut yolları ve ana alterleri genişletemiyorsanız, o halde Kent merkezine yoğunluk veren etkenleri merkezden uzaklaştıracaksınız.
......
Ne kadar çok maymun var...
Sonradan görme insanlar Maymun gibidir...
Maymun becerikliliği vardır onlarda...
Yukarıda görür insanlar onları hep.
Tırmanırken çevikliklerine hayranlık duyarsınız.
Ama doruğa çıktıklarında artık sadece ayıp yerleri görünür...
Bu tanımlama Balzac'a ait...
Hoşumuza gitti söyledikleri.
O yüzden köşemize aldık.
Bu sözü köşemize almamızın özel bir nedeni gerçekten yok.
Özel birisi için gönderme falan da yapmıyoruz.
Yukarıda da söyledik.
Söz hoşumuza gitti.
Çünkü...
Bu sözü doğru çıkartan pek çok olaya ve pek çok kişinin varlığına tanık olduk süreç içinde.
Eminiz bu sözleri okuyanların da aklına hemen birileri gelecektir.
Zira...
Çevremizde çok sayıda sonradan görme insan var.
Becerikliler.
Son derece çevikler.
Bir anda tırmanıyorlar yukarılara.
İşte o anda çıkıyor foyaları ortaya.
......
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Kocasının ölümünden 6 hafta sonra kadın, arkadaşlarıyla buluşur. Dul Kadın başlar anlatmaya:
- Kocam bana 3 zarf bıraktı. Birincisinde 1.000.Euro vardı.
İçlerinden biri:
- Ne için?
- Zarfın üstünde "Mezar Çiçekleri İçin" yazıyordu. İkinci zarfta da 2.000.Euro vardı.
- O ne içindi?
- Bu zarfın üstünde "Güzel Bir Tabut İçin" yazıyordu.
- Eşin çok iyi düşünmüş ama. Pardon, 3.üncü zarfta ne vardı?
- Onda 10.000.Euro vardı ve zarfın üstünde "Güzel Bir Taş İçin" yazıyordu.
Parmağındaki yüzüğü gösterip:
- Bu güzel dimi?