2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

ESKİŞEHİR'İN GERÇEK HEDEFLERİ!

Nabi Avcı Eskişehir listesine girince hemen havalara uçtuk!
'Kesin bakan olur' dedik.
'Olmasa bile her bakanın kapısını çalar' dedik.
Tüm bunları hep maymun iştahımız ile söyledik.
Öyle ya, planlarımıza göre;
Nabi Avcı eline ekonomik gücü alacaktı...
Köprü, baraj, yol, su, elektrik yapılırken para getirecekti!
Eskişehir müreffeh bir şehir olacaktı...
***
Yıllar yılı siyasete hep bu gözle bakmadık mı?
Hep birileri Ankara'dan para getirsin şehre yol, köprü yapılsın zihniyetiyle yaklaşmadık mı?
Evet, hep böyle yaptık!
Ne zaman Ankara'ya yakın birisini bulsak, hemen yakasına yapıştık.
"Para getir, köprüler bitsin" dedik.
Ama şehrin asıl hedeflerini hiç göremedik!
***
Bakın bununla ilgili ne anlatacağım;
Yıllarca üçüncü üniversite işini konuştuk mesela.
Üniversite şehrinin bir üniversitesi daha olmalıydı hepimize göre.
Bunun için vakıfların, dev holdinglerin peşine düşenler bile olmuştu.
'İki devlet, bir vakıf üniversitesi' ile her şey tamam olacaktı.
Böyle olsaydı, eğitim meselesini rafa kaldıracak, artık Sümer üst geçidinin derdine daha fazla düşebilecektik.
***
Ancak gözümüz sonradan açıldı!
Örneğin;
Fercan Yavuz ne demişti İMO'nun kongresinde;
"Gerçek bir üniversite kenti olacaksak, 5 üniversite"...
5 üniversite mi?
'Yok daha neler?' gibi, şaka gibi geldi bize Yavuz'un söyledikleri.
Çünkü yıllarca hep böyle alıştık, ya da alıştırıldık.
Ancak mesele hiçte 'yok artık!' denilecek kadar hayali değilmiş!
Daha yeni anladık...
***
Nabi Avcı bakın ne diyor?
'Üçüncü Devlet Üniversitesi için bu yasama döneminde gereken kararları alacağız ve üniversite kurulacak. Bununla birlikte iki vakıf üniversitesi içinde görüşmeleriz sürüyor. Bunlarda yapılacak. Eskişehir üç devlet, iki vakıf üniversitesi ile üniversite şehri olma unvanını sürdürecek.
***
Bu ne demek biliyor musunuz?
"Zaten en ücra köşede bile artık var olan üniversiteler, gelişip, kendi içlerinde yeni üniversitelere ayrılırken, yeni açık öğretim üniteleri oluştururken, yeni bilim adamları yetiştirip, yeni bilimsel yayınlar yaparken biz burada üçüncü üniversite sakızını çiğneyecektik" demek...
En azından o açıklamadan ben bu anlamı çıkardım.
O yüzden şehrin hedefleri doğrultusunda artık daha da uçacağım ve hiç birinin hayal olmadığını düşüneceğim...
O yüzden bu şehrin bir gazeteci olarak değil;
Bir vatandaşı olarak daha çok hayal kuracağım.
Çünkü;
Anladım ki, yıllar yılı küçük işler peşinde koşturmuşuz.
Bunu çok ama çok iyi anladım...
İşte o yüzden;
İkinci bir organize sanayiyi de, yeni otobanları da, yeni hızlı tren hatlarını her şeyi daha çok isteyeceğim...
TÜRK FUTBOLUNU 'ES GEÇİYORLAR'
Bu basın bu ülkede sahiden çok şey!
Hele hele işin içinde spor basını varsa her şey olur Maazallah!
***
Bakın, Burak Yılmaz diye bir futbolcu var.
Kapasitesinin ne olduğunu bizler çok iyi biliyoruz.
Çünkü hepimizin gözü önünde de oynadı!
Ancak basın allıyor, pulluyor bilmem ne yapıyor.
Adam bir anda Milyonlarca para ediyor.
Tek bir Avrupa takımının almadığı adama, yurt içinde milyonlar dökülüyor.
Sonra ne oluyor?
Üçüncü sınıf bir futbolcu olduğu ortaya çıkınca, gidip yan hakeme söylemediği laf bırakmıyor.
Yeteneksizliği, çenesine vuruyor.
Hakem ne yapıyor?
'Es' geçiyor!
***
Devam ediyor maç...
Eskişehirspor istediği gibi rakibini kontrol ediyor.
Sadece rakibini değil, maçın kontrolünü de almış!
Fırsatını bulup, golünü atıp, galibiyetle dönmemesi içinde neden yok!
Şahane bir pozisyonda yakalıyor.
Necati yeteneğini, süratini kullanıp topu önüne alıp, golünü atacak.
Ama yaka paça indiriliyor.
Hakem ne yapıyor?
'Es geçiyor!'
***
Tüm bunların olduğu maç sonrasında bahsettiğimiz basın neyi konuşuyor peki?
Eskişehirspor'un son dakikadaki golünü!
Hakemi yerden yere vuruyorlar.
'Böyle maç yönetilmez' diyorlar.
Doğru diyorlar.
Maçı düzgün yönetse, net bir galibiyetle dönecek Eskişehirspor.
***
Türk futbolunun ne hale geldiğini böylesi maçlardan sonra daha iyi anlıyoruz.
İşte medya bu hale soktu bizi.
Zorla İstanbul takımlarının hayranı yaptılar çoluk çocuğu.
Şimdi ektiklerini biçiyorlar.
İstanbul takımları üzerinden dünyanın parasını kazanıyorlar.
İstanbul takımları da gördükleri ilgiden zaten memnun...
Alan razı, veren razı!
Ancak olan Türk futboluna oluyor, Anadolu'ya oluyor.
Avrupa'daki hezimetler boşuna değil zaten.
Çünkü Türk futbolu hep 'es geçiliyor'

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi