7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

Eskişehirli eğitimci Dr. Süleyman Sırrı Kabadayı ile bir sohbet gerçekleştirdik."Seyitgazi'nin kalkınmasına katkı sağlamak istiyoruz"

DR.SüLEYMAN SIRRI KABADAYI’NIN öZGEçMİŞİ


1983 yılında Gazi üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesini bitirdikten sonra Elazığ ve Eskişehir’de motorlu araçlar, uçak motorları öğretmeni, bölüm şefi olarak 1998 yılına kadar görev yaptı.
1998-1999 yıllarında Eskişehir Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı görevinde bulundu. Anadolu üniversitesi İşletme bölümünde ikinci lisans, İşletme Yönetim Organizasyon bölümünde yüksek lisans, Sivil Havacılık Yönetimi bölümünde doktora yaptı. Ayrıca aynı üniversitede Eğitim Yönetimi bölümünde doktora eğitimi gördüm.2010 yılından bu yana Seyyid Battal Gazi Vakfı Başkanı görevini yürütmektedir.


Sohbet:


SEYYİD BATTAL GAZİ KüLLİYESİ VE TüRBESİ
Söylenceye göre Seyyid Battal Gazi’nin kabri bir rüya sonucunda bulunur. I. Alaeddin Keykubat’ın annesi ümmühan Hatun buraya önce bir türbe, ardından cami yaptırır. Günümüzdeki külliye türbe etrafında şekillenir. Osmanlılar, türbe ve camiye medrese, imarethane, tekke ve dergâh eklemişlerdir. Fatih Sultan Mehmet’ten itibaren II. Beyazıt ve Sultan I. Selim tarafından tamir edilen yapılar eklentilerle zenginleştirilir. Kanuni Sultan Süleyman, İran’a yaptığı seferler sırasında Seyitgazi’yi ziyaret eder, külliyeye bazı ilaveler yaptırır. Irak Seferi’ne giderken ordusu Seyitgazi’de konaklar ve Matrakçı Nasuh’a Seyitgazi minyatürü yaptırır. IV. Murat ise Revan Seferi sırasında buraya bir kervansaray yaptırır.
Seyitgazi, İstanbul-Bağdat-Hicaz yolunda yer alır ve hac yolculuğuna çıkanların da konaklama noktası olur. Bu durum dinî anlamda Seyitgazi’nin önemini artırır.
Külliye, medresesi ile İslami ilimlerin öğretildiği merkez olur. Külliye, önce Kalenderi dervişlerinin, sonra Bektaşiliğin merkezi hâline gelir. Rivayet odur ki Hacı Bektaş-ı Veli külliyeyi ziyaret eder ve Orhan Gazi’den burayı imar etmesini ister. Orhan Gazi, bin adet ev halkı oturtarak Seyitgazi’yi büyütür. Bu vesile ile külliye Bektaşilerin önemli bir ziyaretgâhı hâlini alır. Seyyid Battal Gazi veli, gazi ve seyit sıfatlarıyla her mezhep ve tarikattan bütün Müslümanların oldukça değer verdiği birleştirici bir isim olur.

Seyyit Battal Gazi Külliyesi Bölümleri:

1- ) ZİKİR ODASI : Genç dervişlerin bir araya gelip sabaha değin zikrettikleri zikir odasının 1511’de inşa edildiği söylenebilir.

2-) KIRKLAR ODASI: Kırklar Meydanı, adını Hz. Fatıma’nın evinde yapılan geleneksel toplantılarda yer alanlardan alır. Bektaşilerin dinî eğitimi ile bağlantılıdır.

3-) HALİFE MEYDANI: Ayin-i Cem denilen dinî törenlerin yapıldığı yerdir. Burada halifeye ait bir post ve taht bulunur. Tarikatın halifesi oturur ve törenleri idare eder.

4-) EKMEK EVİ : Bu bölümde iki fırın var. Fırınlar kubbeli odanın doğu tarafına yerleştirilmiş. Bunun yanında bir ocak, kuzeydeki duvarda da başka bir ocak bulunuyor. Ekmek Evi’nin avluya bakan duvarında kırmızı renkli yazmada; “Muhammed, Kutbü’l-arifin Seyyid Battal Gazi, ya Ali, Allah, Muhammed” yazıyor. Ekmek evinin sadece kubbeli kısmının altında bodrum var. Külliye’nin inşa edildiği tepenin eğimi nedeniyle kuzey tarafındaki birimlerinin altına bodrumlar yapılmış ve bu durum 15. ve 16. yüzyıl külliyeleriyle karşılaştırıldığında tektir.

5-) AŞEVİ (İMARET) : Külliye’deki kişilerin yiyecek ihtiyacını karşıladığı gibi, çevredeki yoksul insanların da ihtiyacını gideren aşevinde 8 adet ocak bulunuyor. Evliya çelebi, büyük iki ocakta su kaynatıldığını, diğerlerinde ise yemek pişirildiğini gördüğünü yazar. Aşevi kubbe ile örtülüdür. Ocakların bacalarının uzunluğu kubbeyi geçer. Yavuz Sultan Selim döneminde yapıldığı belirtilir.

6-)BEKTAŞİ DERGÂHI: Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapıldığı belirtilir.

7-) çOBAN BABA TüRBESİ: Seyyid Battal Gazi’nin mezarını bulan kişi olarak bilinir. Halk arasında Kutluca Baba olarak da adlandırılan, kimliği söylenceler üzerine kurulan çoban Baba, yine bir söylenceye göre koyunlarının sık sık toplandığı ve mucizevi bir ışık gördüğü yeri Seyyid Battal Gazi’nin mezarı olarak ümmühan Hatun’a bildirir ve buranın türbe olmasını sağlar.

8-) SEMAHANE (TüRBEDAR ODASI) : Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde mescid olarak yapılan bu bölümün daha sonra türbedar odası olarak kullanıldığı belirtilir. Türbedarlık o dönemde bir makamdır. Semahane de dervişlerin dinî musiki eşliğinde semah döndükleri yerdir.

9-) çİLEHANE : Allah’a ulaşma yolunda dünyevi arzulardan uzak, çile ve cefa çekilen gün ışığı ve aydınlıktan mahrum küçük mekândır.
 
10-) KESİKBAŞLAR TüRBESİ:  Burada 1958 yılında yapılan restorasyon çalışmaları sırasında geçmişleri ve kimlikleri bilinmeyen başsız 7 adet ceset bulunur. Bundan dolayı halk arasında “Kesik başlar” olarak adlandırılır. Araştırmacılardan bazıları bu bölümü, Türklerin Anadolu’ya gelişinden sonra ve eski bir kültün kalıntısı olarak doğan ve diğer coğrafyalara yayılan kesikbaş kültüyle ilişkilendirir.
 
11-) MESCİD (CAMİ) : Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1207-1208 tarihinde yaptırılır. 1511’de Bayezid döneminde yenilenir.
 
12-) MİHALOĞLU AHMED ve MEHMED BEYLERİN KABİRLERİ : Mihaloğlu Ahmed ve Mehmed Beyler, Seyyid Battal Gazi Türbesi’ne ek binalar yaptırmışlardır. Mehmed Bey, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde önemli bir akıncı birliğinin komutanıdır. Külliyelerdeki kitabelerde de adı geçer. Ahmed Bey de bir akıncı komutanıdır.
 
13-) SEYYİD BATTAL GAZİ TüRBESİ:
Türbenin kitabesinde şunlar yazılıdır: “Mürşidler seyidi, gaziler başkanı, cihanın sahibi, kendisine sığınılan ulu Peygamber’in sülalesinden, merkadi; dünya ve ötesinin ziyaretgâhı olan ulu zatın türbesidir. Bu türbeyi büyük insan ve zamanın alisi sıvattı. Allah bu türbenin tarihi için şunu ilham etti; Allah onu cennetin en yücesi ile müşerref etsin. Burayı Mihaoğullarından Ali Bey bina etti ve sıvattı Allah azizliğini daim etsin.” Kitabedeki “Allah onu cennetin en yücesiyle müşerref etsin” cümlesi ebced hesabı ile kitabenin ve tamirin tarihini verir ve bu tarih 1464’e, Fatih Sultan Mehmed dönemine denk düşer.
Türbe içinde Battal Gazi ve Kral Kızı Elenora’nın sandukaları bulunur. Battal Gazi’nin 5.5 m uzunluğundaki sanduka boyu; kişiliğine, büyüklüğüne atfendir. Elenora’nın Battal Gazi’nin eşi veya sevgilisi olduğu tartışmalıdır.
 
14-) MEDRESE :  Osmanlı Beyliği’nin kuruluşunda önemli bir rol oynayan, yeni derviş akını ve Seyyid Battal Gazi’nin savaşçı kişiliğinin dervişlerce kolaylıkla kabulü Seyitgazi’de zaviye kurulmasına neden olur. Arşiv belgeleri, 1556-1559’da medrese kurulduğunu gösterir. 13. yüzyılın medresesi, 14. ve 15. yüzyılda Han-gâh’a dönüşür; 16. yüzyıldan sonra yeniden medrese, 20. yüzyılın başlarında ise askerî depo olarak kullanılır.
 
15-) AYNİ ANA (KADINCIK ANA) TüRBESİ :
Valide Sultan ümmühan Hatun’un nedimesidir. Selçuklu sarayına mensup olup ümmühan Hatun’un hayatında önemli bir yeri vardır.

16-üMMüHAN HATUN TüRBESİ:
ümmühan Hatun; 1. Gıyaseddin Keyhüsrev’in eşi, 1. Alaeddin Keykubat’ın annesidir. Konya’da vefat eder ve vasiyeti gereğince oğlu Keykubat tarafından naaşı Seyitgazi’ye getirilerek yine kendisi tarafından inşa ettirilmiş medreseye defnedilir. Türbede ümmühan Hatun’un ölüm tarihine veya kendisine ilişkin yazılı hiçbir bilgi bulunmuyor. (Kaynak; TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Eskişehir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)
Adını Türk-İslam ulularından alan Seyitgazi, tarihi ve kültürel zenginliğiyle ülkemizin müstesna yerlerinden biridir. Bu güzel ilçemizin adıyla müsemma Seyyid Battal Gazi Vakfı’nın başkanlığını yürütmekte olan Türk Milli Eğitiminin başarılı yöneticisi, güzel insan Dr. Süleyman Sırrı Kabadayı ile bir sohbet gerçekleştirdik.

Süleyman Sırrı Bey, başkanı bulunduğunuz Seyyid Battal Gazi Vakfının kuruluş amacı nedir?
Türk vakıf kültürü; maddî bir karşılık beklemeden başkalarına yardım etmek düşüncesinin bir ürünüdür. Bu yüksek diğergam hareket, binlerce yıldır insanın hizmetindedir. Yardımlaşma duygusu ve düşüncesinin şekillenmesinde, kültürel değerler ön plandadır.. Türk-İslâm medeniyetinde, yardımlaşma ve dayanışmanın en ideal şeklini vakıf kurumunda görmekteyiz.
Kavram olarak pek çok anlamı olan “vakıf” kelimesine farklı terim karşılıkları da bulunmaktadır.. Vakıf, ebedîlik unsuru taşır. Kalıcı eserlerin meydana getirilmesinde en önemli unsur, ebedîlik düşüncesidir. Birçok müessese ve devlet zamanla hayatiyetini kaybederek tarih sahnesinden silinip gittiği hâlde; vakıfların, varlığını sürdüren kurumlar olarak ayakta kalmalarının sebebi, bu ebedîlik düşüncesidir. Bu açıdan bakıldığı zaman Seyyid Battal Gazi Vakfımız da işte bu yüce düşünceleri hayata geçirmek amacıyla yola çıkmıştır.
Seyyid Battal Gazi Vakfı, 1991 yılında bir grup Seyitgazili tarafından kurulmuştur. Vakfımızın başlıca amacı; Seyitgazi ilçemize gönüllü katılım yoluyla çok yönlü hizmet götürmek, Seyitgazililer arasında yardımlaşma, dayanışma ve hemşehrilik bağlarını güçlendirmektir. Diğer amaçlarımız ise başta Seyyid Battal Gazi olmak üzere Seyitgazi yöresinde tarihe mal olmuş şahsiyetleri, Seyyid Battal Gazi Külliyesini ve diğer tarihi eserleri tanıtmak, Seyyid Battal Gazi Anma törenlerine katkı sağlamak, Seyitgazi nüfusuna kayıtlı maddi imkanları yetersiz yüksek öğrenim öğrencilerine öğrenim yardımı yapmak, Seyitgazi’yi tüm yönleri ile tanıtıcı panel, sempozyum vb. faaliyetler yapmak, Seyitgazi için çeşitli projeler hazırlamak ve uygulamaktır.

Vakfınızın amaçlarını gerçekleştirmek için ne gibi faaliyetler yapmaktasınız?
Vakfımızın amaçları doğrultusunda tahsisi Vakfımızda iken Seyyid Battal Gazi Külliyesinin bakım onarım, tanıtım ve ziyaretçi hizmetleri Vakfımız tarafından yürütülmüştür. 
Vakfımız üniversitede okumakta olan ve maddi durumu yetersiz Seyitgazi nüfusuna kayıtlı her yıl ortalama 70 öğrenciye 22 yıldan bu yana öğrenim yardımı yapmaktadır. Vakıf merkezimizin de içinde bulunduğu İstiklal Mahallesi Hüner İş Merkezindeki mülkiyeti Vakfımıza ait olan lokalimiz Seyitgazililerin buluşma noktasıdır. Hazırladığımız BEBKA projesi ile Seyyid Battal Gazi Külliyesi’nin turizm potansiyeli artırılmıştır. “Seyitgazi’ye Değer Katanlar Günü” etkinlikleri düzenleyerek Seyitgazi’ye hizmet eden hemşehrilerimize vefa borcumuzu ödemeye çalışıyoruz. Vakfımızın kurucularından Araştırmacı Yazar İlyas Küçükcan’ın yazdığı kitap ve Vakfımızın hazırladığı broşürlerle Seyyid Battal Gazi’nin ve Seyitgazimizin tanıtımına katkı sağlamaya çalışıyoruz. Seyitgazi ile ilgili kompozisyon, fotoğraf yarışması gibi etkinliklerle Seyitgazi ve değerlerini kamuoyuna tanıtıyoruz.

Seyitgazi köklü tarihi,  zengin kültürü ile bilinmektedir. Vakıf Başkanı  olarak Seyitgazi’yi nasıl     tanıtırsınız?

Seyitgazimiz tarihi, kültürel ve doğal bakımdan Eskişehirimizin en zengin ilçesidir diyebiliriz. Yüzölçümü 1502 kilometrekare olan Seyitgazi’de ilk yerleşim milattan önce 3000-3500 yılları arasına dayanır. Hitit, Frig, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapan, Selçuklular döneminde 70-80 ailenin yaşadığı bir köy olan ilçemiz, 1207-1208 yıllarında  Alaattin Keykubat’ın Annesi ümmühan Hatun’un  Seyyid Battal Gazi adına bugünkü türbe ve mescidi yaptırması ile Seyitgazi adını almıştır. Osmanlı Döneminde hızla gelişen Seyitgazi  16. Yüzyılın ilk yarısında 15 bin nüfusa ulaşarak  Eskişehir’e yakın nüfusa sahip olmuştur. Seyitgazi’nin en önemli tarihi eserleri olan Seyyid Battal Gazi Külliyesi ve Sücaaddin Veli Külliyesi en çok ziyaret edilen  kültür ve inanç merkezleridir. Bununla birlikte üryan Baba, Kümbet (Himmet) Baba, Melikgazi Türbeleri, Selçuklu Hamamı, Gerdekkaya, Aslanlı Mabed, Bahşeyiş Anıtı,  Hamamkaya, Asarkale, Küçük Yazılıkaya, Fethiye ören Yeri, Peribacaları gibi  yerler İlçemizin diğer tarihi eserleri arasındadır. Seyitgazi’nin somut olmayan kültürel varlıklar arasında yer alan kendine has folkloru, mutfağı, kıyafetleri, el sanatları (kilim vb.) ve türküleri vardır.

Seyitgazi, tarihsel ve kültürel anlamda bölgenin önemli bir yerleşim merkezidir.  Bu özellik yeterince değerlendirilebiliniyor mu?
Tarihi, kültürel ve doğal zenginliklerinin ortaya çıkarılması ve tanıtımı için Eskişehir Valiliği, Seyitgazi Belediyesi, Vakfımız  tarafından çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Ancak ilçemizin turizm potansiyelinin artırılması için yapılacak çok iş olduğunu düşünüyoruz. Bunlardan biri, Biri Vakfımız diğeri Eskişehir Valiliği tarafından yapılan iki kalkınma ajansı projesi  Seyitgazi’nin turizminin geliştirilmesine yönelikti ve turizmin gelişimine önemli katkı sağladı. Kültür ve inanç turizminin geliştirilmesi için hazırlanacak yeni projelerin yanı sıra kampçılık, trekking gibi turizm faaliyetleri için çalışmalar yapılabilir. Halen çoğunlukla günü birlik turlarla yapılan turistik ziyaretlerin konaklamalı hâle gelmesiyle turizm gelirleri artacaktır.

Seyitgazililerin Eskişehir’in kent hayatına kattığı kültürel, siyasal, sosyal ve ekonomik değerler hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Seyitgazi, çok sayıdaki farklı kültür ve inanca sahip insanların karşılıklı  sevgi saygı ve barış içinde yaşadığı   bir ilçemizdir. Seyitgazi’nin 51 mahallesinde yaşayan 13 bin kişinin yaklaşık beş katının yaşadığı Eskişehir’de Seyitgazililerin hoşgörülü, barışçıl yapıları kentte sevgi ve saygı içinde yaşama kültürüne önemli katkı sağlamaktadır. özellikle 70’li yıllardaki kırsaldan kente göçlerde sanayi ve hizmet sektörünün işgücü açığının karşılanmasında görev alan Seyitgazililer arasında son yıllarda kendi işyerini açan önemli sayıda girişimcinin çıkması bizleri sevindirmektedir. Gelişime ve değişime açık, toplumcu, uyumlu, yardımsever kişilik  özelliklerine sahip Seyitgazililer kentimizin sokağında da, çarşısında da ve işyerlerinde de iyi ilişkilerin kurulmasına, sağlıklı işbirliklerinin yürütülmesine katkı sunmaktadır.

Vakfınızın vizyonu ve misyonu nedir?
Vizyon ve misyon kısa cümlelerden meydana gelir ve kurumların amaçlarını, bulunmakta oldukları yeri, yapmakta oldukları işleri içerir. Bu iki içerik, kurumların kendilerini anlatabilmeleri açısından önemlidir.
Vizyon, bahsedilen kurumun gelecekteki hedefleri hakkında bilgi verir. “Amacımız nedir, nerelere gelmek istiyoruz?” gibi soruları yanıtlar.
Misyon ise, bahsedilen kurumun kurulma amacı hakkında bilgi verir. “Bu vakfı neden kurduk? Kimlere hizmet ediyoruz? Faaliyetlerimiz nelerdir?” gibi soruları cevaplar.
Vizyon ve misyon, özellikle kurumsal kimliğin oluşturulması konusunda önemli yer tutar. Bu yüzden, bu iki terimin tanımının doğru yapılması oldukça önemlidir.
Vakfımızın vizyonu, Seyitgazinin çağdaş ve yaşanabilir bir ilçe, tüm Seyitgazililerin mutlu olmasına katkı sağlayan kuruluş olmaktır.
Vakfımızın misyonu, Seyitgazinin tarihi, kültürel, turistik,sosyal, ekonomik yönden tüm potansiyelini kullanabilmesine katkı  sağlamaktır.

Vakıf olarak yapmayı  planladığınız projeler nelerdir?
Bu yıl Vakıf olarak “Seyitgazi’ye Değer Katanlar Günü” düzenlemeyi planlıyoruz. Seyitgazi sivil toplum kuruluşları ile birlikte Eskişehir’de “Seyitgazililer Gecesi”, Eskişehir İlçeleri Sivil Toplum Kuruluşları Platformu (ESİP) ile birlikte “İlçe Tanıtım Günleri” yapmayı düşünüyoruz. Ayrıca bir hibe projesi hazırlayarak ilçemizin kalkınmasına katkı sağlamak istiyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7-Ahmet URFALI (DOLUNAY) Arşivi