4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ESKİŞEHİRLİ OLMAK...

Bugün, Eskişehir'in kurtuluşunun 88. yıldönümü. Eskişehirli olmanın, bir kez daha hazzını yaşayacak, Başta yüce Atatürk'ü, vatan uğruna, millet uğruna, canlarını feda eden, aziz şehitlerimizi, saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz...
Atalarımızın, bizlere bıraktığı Eskişehir'in, ulaştığı seviye asla küçümsenemez. Çünkü Eskişehir' de, okuma yazama oranı, %95'lerin üstündedir. İki üniversitesi olan, Türkiye'de kişi başına en fazla profesör düşen il konumundadır. Sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında, ülkemizde 6. sıradadır. Kişi başına düşen milli gelir, Türkiye ortalamasının, çok üstündedir. Ekonomik açıdan, kendi kendine yeterli iler arasındadır. Yaşam kalitesi yüksek, dünyaya entegre olmuş. Doğal zenginlikleri ile de dikkat çeken, Son yıllarda, belediyecilikte ki başarılı performans ile Eskişehir, mutlu yaşayan insanların kentidir. Yeterli midir? Elbette değildir. Daha yapılması gereken pek çok iş vardır.
Eskişehir' de, kent bilincini daha da ileri boyuta taşımak zorundayız. Çünkü Dünya ve Türkiye'de, kent bilinci yüksek kentler, her alanda başarılı performans sergiliyor. Özellikle de üretime yönelik yatırımlarında, merkezi durumuna geliyorlar. Bazı kentler ise insanlar, yaşadığı kente kendini yabancılaştırmış ve kaygısız bir tavır içindedirler. Kentte yaşayıp da kentinin farkında olmayan, kentinden umudunu yitirmiş ve kendini yabancılaşmış hisseden ve ' kentin sahibi yok ki' diyen pek çok kişi vardır.
Kenti, insanlaşma yolunda, bir şeyler katabilen ve üreten insanlar yapar... Kentliler, bu işi başkalarına bıraktı mı, kent onların olur çıkar. O nedenle de kenti, kendimize göre değiştirmenin, kenti bizim, ya da bizim gibi yapmanın, yollarına girişmekten başka çözümde yoktur. Bu da her alanda, üretmekten geçer.
Sosyoekonomik açıdan bakıldığında kentleri, o şehirde yaşayanlar oluşturuyor ve onlar şekil veriyor. Kentler, içinde yaşayan toplulukların yaşama tarzlarına göre şekil alıyor. Kent, kent kimliği, kent kültürü, kentli olmada, en önemli unsurlardır.
Kenti, kent yapan da üretim ve bölüşüm ilişkileridir. Ayrıca kent, insanın dönüştüğü yerdir. Kentteki avukat, doktor, mimar, mühendis, gazeteci, yazar, şair, ressam ve öğretmen ile akademisyen ve bezer meslek sahibi insanlar, yaşadığı kentin önderi olmadığı gibi o kentli de sayılmaz. Çünkü kentli olmak için o kentteki yaşamdan zevk almak, üretmek ve hizmet etmek gerekir. Ayrıca İnsan doğduğu yeri değil, geçimini sağladığı yeri yurt edinir.
Kent bir nesnelliktir. Bu nedenle de kenti, ekonomik süreçler dışında dönüşüme uğratacak olan özne, O kentin önderleridir. Kent ve önder; her ikisi de değişim ve dönüşüme açıktır, açık olmalıdır. Kent de, önder dönüşemediği zaman; kent olmaktan, önder de, önder olmaktan çıkar. Kent de, önder de dönüştüğü ve kenti de dönüştürebildiği oranda var oluş özelliklerini korur ve geliştirirler.
Eskişehir' de, olumsuz gelişmeler karşısında, kaygı duyan insanlarımızda var. Özellikle süpermarketlerin gelmesinden sonra, zor durumda kalan esnafımızdan, bu tür şikâyetlere, her zaman tanık oluyoruz. Bu gelişme Eskişehir için hiçte hayra alamet değildir.
Özelliklede bakkal dükkânı gibi, süpermarket açılması, kenti üreten değil tüketen kent haline getiriyor. Her geçen günde, Eskişehir yabancılaşıyor. O nedenle de Eskişehirliyim diyen herkes, bu tabloyu sorgulamak, üzerine düşeni yapmak zorundadır
Elbette çağımızda, evrensel haklar kadar, ulusal, kentsel ve yerel haklar için de mücadele sürmelidir. Eskişehirli olduğu halde, haklarının farkında olmayan ve kentin kalkınması için elini taşın altına koymayan insanlar, Eskişehirli değildir.
Eskişehirli olmayan, ancak Eskişehir' e, üretime yönelik yatırım yapan, insanımıza iş, aş sağlayan insanlar da Eskişehirlidir. O nedenle de Eskişehir' de oturan, herkes Eskişehir' de, üretim yapan şirketlere sahip çıkmalı, ürettikleri malları tercih etmelidir. Çünkü Eskişehir' de üretilen malları almak, insanımıza, istihdam yaratır. Yerel safi hâsılaya ciddi katkıda bulunur. O nedenle de tüketen, değil üreten Eskişehir, hedef alınmalıdır.
Çağdaş kentli olmak kavramlarının, içi sadece teknolojik parametrelerdeki görece ilerlemelerle dolmuyor. Süpermarketlerden alışveriş yapıyor olmak, her an, her yerde "cepten konuşabilmek" değil çağdaş olmak. Yaşamı, bir bütün olarak algılayıp, her alanında belirli kalite düzeylerini yakalamak, en önemlisi de "ÜRETEN KENT" olmaktır.
Hülasa Eskişehirli olmak, bir ayrıcalıktır. Ancak bu anlatılmaz yaşanır. Bir insan, "Ben Eskişehir' de yaşayacağım, Bu şehirde üretip, insanımız iş, aş sağlayacağım, yerel safi hâsılaya katkıda bulunacağım, Eskişehir' de, öleceğim, diyorsa, insanın, doğum yeri nere olursa olsun, O gerçek bir Eskişehirlidir... Ayrıca Eskişehir için, bir fikir, bir düşünce akımı, bir model, bir iş, bir ürün üretmek, Eskişehirli olmanın ve kendini ifade etmenin, o hazzı yaşamanın da en önemli yoludur...
Ne mutlu Eskişehirliyim diyene...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi