Kupa maçları ile birlikte bir düşüş olduğu çok net!
Ligde oynanan futbol, devre ile birlikte kapanmış adeta.
Takımın büyük form düşüklüğü yaşadığı çok açık!
Hele hele Akhisar maçı bunu çok net gösterdi.
Herkes 'top benden gitsin' havası içerisinde.
Mücadeleden kaçanlar bile oldu.
Oyun sistemi denen bir şey de yoktu.
Nerede kaldı o ara paslar.
Verkaçlar, duvarlar.
Sağdan soldan bilinçsizce ceza sahasına şişirilen toplarla oynamaya başladı Es-Es.
Allah'tan rakip futbolcu da böyle bir pozisyonda topu ağlara yolladı da bir puanı kaptık.
İş her geçen gün kötüye gidiyor anlayacağınız.
Umarız ki toparlanma çabuk olur.
Yoksa her iki hedeften de hızla uzaklaşmaya başladık.
***
Takımın eksikleri ortada!
Bas bas bağırıyor.
Milyon Euro verdiğiniz Akaminko'nun bu takımın altında olduğu ortaya çıktı.
İş yine Veysel'e kaldı.
Bunu görmenize rağmen yine bir sağbek almadınız.
Stoper mevkii için alternatif olmamasına rağmen, burası için bir çözüm bulamadınız.
İş elbette yine Veysel'e kaldı.
Sırplar evet, bizde bu tür genç yeteneklerin kazandırılmasını destekliyoruz.
Ama önce eksikler giderilmeliydi.
Sırplar elbette daha sonra takıma monte edilecektir.
***
İşin yönetim kısmına gelelim.
En can alıcı tarafta galiba bu konu herkes için.
Şu anda konuşulan tek şey Mesut Hoşcan'ın yapmaya çalıştığı liste.
Listeye almak istediği, ya da gündeme gelen isimler tartışma yaratıyor.
Ancak Hoşcan'ın güçlü geldiğini söylemeliyiz.
Diğer tarafta ise üye avantajını elinde bulunduran Halil Ünal var.
Tüzük gereği yine yeni üyeler yapacaktır.
Sayısal üstünlüğünü kaybetmesi zor gözüküyor.
Kendisine bu avantajı da ancak kendi yaptığı hatalar kaybettirecek gibi gözüküyor.
Her ne kadar sportif anlamda tatmin eden bir grafik olsa da;
Kendisine ve yönetimine olan eleştirilerin dozajı da giderek artıyor.
Bunun yanı sıra her gün ortaya çıkan bir başka yönetimsel kaosta, Ünal'ın kan kaybetmesine yol açıyor.
Hele hele medyaya yansıyan olaylara 'Pireyi deve yapmayın' düşüncesi ile yaklaşılması kafaları daha da bulandırıyor.
İnsanlar; 'Pire buysa, deve nedir acaba?' diye sormaktan kendilerini alamıyor.
Çünkü yönetim tarafından harcanan para ya da kulübün ekonomik durumu hakkında kimse bir şey bilmiyor.
Sadece sağda solda konuşulanlardan ibaret kalıyor her şey.
Özellikle Halil Ünal'ın kulüpten alacağı olduğu yönünde ortaya atılan miktarın hayli fazla olduğu da iddia ediliyor.
***
Bunlar dediğimiz gibi birer söylenti.
Kim ne alıyor, kime ne veriliyor belli değil.
Ünal'ın elini zayıflatan bir başka durumda işte bu!
Sonuç olarak;
Hızla yaklaşan kongre öncesinde sanki ortada giden bir tablo var.
Bir tarafta kaleyi korumak için üye sayısına güvenen bir Halil Ünal.
Diğer tarafta güçlü adımlarla gelen ve yönetimin ardı ardına yaptığı hatalarla daha da güçlenen bir Mesut Hoşcan var.
Kısaca;
Eskişehirspor'u önümüzdeki günlerde çok fazla konuşacağız.
Hem saha içi performans, hemde saha dışındaki yönetim yarışları kentin gündeminde sıkça yer bulacak.
Bu kesin!