Nihayet lig başlıyor. 2 gün sonra sezonun açılış maçında Kadıköy'de Fenerbahçe ile karşılaşacağız. Eskişehirspor bu maç öncesinde en ciddi sınavını Ankara'daki TSYD kupasında verdi. Ne varki bu maçlar kırmızı şimşeklerin lige henüz hazır olmadığını gösterdi. Skibbe her ne kadar hazırlık maçları ölçü olmaz dese de, gördüklerimizden yeteri kadar mesajı çıkardık. Bana göre bu takım lig için yetersizim diye bas bas bağırıyor.
Daha önce de yazdım. Eskişehirspor'da bazı şeyler iyi gitmiyor diye. Bunların başında da transfer politikası geliyor. Ne oldu geçen seneki takıma. O takımın en önemli futbolcuları nerede? Biz her sene bu şekilde sıfırdan takım kurmak zorunda mıyız? Plansız, programsız yürütülen transfer çalışmaları sonucunda şimdiden 10'un üzerinde transfer yapıldı. Hala da yapılacak. Şimdi soruyorum bu transferler içinde iyi ki alınmış, çok iyi olmuş dediğiniz kaç tane futbolcu var? 1 hadi çok zorlarsan belki 2. Peki geçen sene takımda olup da bu sene olmayan futbolculardan keşke kalsalardı dediğiniz kaç futbolcu var? Ben anında 6 isim sayarım. İşte Eskişehirspor'un muhteşem transfer politikasının özeti. Maliyeti düşürme adına zayıflatılmış, yıldızı geçtim yıldız adayı bile kalmamış, herkesin gözünde küme düşme adayı bir takım. Çok sayıda futbolcu almak iyi transfer yapmak anlamına da gelmiyor. Az alırsın ama öz alırsın yine aynı parayı harcarsın. 300 verip 10 futbolcu alacağına 600 verip 5 futbolcu alırsın hiç olmazsa kaliteli transfer yapmış olursun. Sonra neredeyse 2 aydır Boffin ve Diego'nun gideceğini konuşuyoruz. Ne oldu? Boffin kaldı, peki Diego'nun suçu ne? Para meselesiyse çok ayıp. Bir iddia da sportif performansının teknik heyet tarafından yetersiz bulunduğu ve sahada ağır kaldığı için istenmediği yönünde. Buna da şaşıyorum, sanki Skibbe defansı orta sahaya çıkarıyor. Kendi ceza sahamız önünde yada içinde oynanıyor maçlar. Geçmişteki Uche- Högh, Falco Götz-Stump ikililerini hatırlayın.
Popescu UEFA kupasını kazanırken ne kadar hızlıydı. Futbolda hız kadar pozisyon bilgisi, yer tutma becerisi de önemlidir. Bizim birde hızlı çoçuğumuz vardı Akaminko... Hani bizim en iyi transferimiz olacaktı? Bu nasıl bir sakatlık ki bir türlü geçmek bilmedi. Burada da konuşulması gereken şeyler var ya neyse...
Sanırım Mesut Başkan, Skibbe'yi kariyeri başarılarla dolu bütün kulüplerin almak için kapısında yattığı bir Hoca zannediyor. Yoksa a'dan z'ye her şeyi Alman Hocaya körü körüne teslim etmez, cuma günü oynanacak maç öncesinde takıma verilen 1,5 günlük izine göz yummazdı. Bakın lig başlıyor takım izinde, yönetim ise yurt dışından futbolcu getirmeye çalışıyor. Açıkçası Skibbe ilk maçtan itibaren bizi mahcup etmek zorunda. Çünkü bu kadar "saldım çayıra, mevlam kayıra" tarzı bir anlayış sadece Skibbe'nin değil Mesut Başkanın da başını çok ağrıtır. İnşallah ben yanılırım, takım Başkanın dediği gibi harikadır, taş gibidir. İnşallah ben utanırım, Skibbe'nin bu vurdum duymaz tavrının bir sebebi vardır. Aksi halde işimiz çok zor...