Eskişehir halkı 3 ncü Üniversite falan istemedi.
İki seçim önce AK parti Eskişehir halkına "3 ncü Üniversite açcağız" vaadinde bulundu.
Ne yapsın Eskişehirli? "İstemem" mi desin?
-"İsterim" dedi tabii...
Hatta şehirde heyecan bile yarattı.
Düşünsenize?
İki tane Üniversiteniz var. Bu Üniversitelerin şehre büyük katkısı var ve bu katkıya bir Üniversite daha eklenecek.
Başladık hep birlikte hayal kurmaya.
-"Kurulacak 3 ncü Üniversite mevcutlardan farklı olacak" denildi, sevindik.
-"Kurulacak Üniversite Türkiye'nin gözdesi olacak" denildi, heveslendik.
-"Kurulacak olan Üniversite İleri teknoloji Üniversitesi olacak" denildi, mutluluktan delirdik.
Umutla beslenip, hayalle yaşayan bir şehir olmaya alıştık ya...
Dört yıl geçmesine ve bu konuda hiçbir şey yapılmamasına rağmen "Olacak olacak" diye kendi kendimizi psikolojik tedaviye aldık.
Başka bir seçim geldi çattı kapıya.
AK partinin Eskişehir halkına vaadi aynı oldu iyi mi?
-"3 ncü Üniversiteyi açacağız" vaadi yenilendi 4 yıl sonra.
Kurulacağı yer ve bölümleri belli olduğunda "Vallahi bu iş oluyor galiba" diye geçti içimizden.
Konu mecliste Milli Eğitim Komisyonuna kadar gelince "Tamam herhalde bizim 3 ncü Üniversite" diye düşündük.
-"Komisyondan da meclisten de geçer, bu iş biter" dedik kendi kendimize.
Hatta...
-"Söz verilmesinin üzerinden 5 yıl geçti geçmesine ama sonunda beklediğimize de değdi" diye düşünüyorduk ki...
-Tam da 3 ncü Üniversitemizin de içinde yer aldığı torba yasa meclis genel kuruluna geliyordu ki...
-Tam da Eskişehir 5 yıl önce sözü verilen 3 ncü Üniversiteye kavuşuyordu ki...
Ne olduysa oldu...
Eskişehir'e kurulacak olan Yüksek Teknoloji Üniversitesi, son anda tasarı metninden çıkartılıverdi...
Torba yasa mecliste kabul edilmişti ama yasanın içinde Eskişehir'in 3 ncü Üniversitesi yoktu.
Hâlbuki gerçekleşmesine sadece bir adım kalmıştı.
Meclis Milli Eğitim komisyonu "tamam" diyecek, böylece 405 sayılı torba yasanın içine madde olarak girecek, mecliste kabul edilmesiyle birlikte Eskişehir ileri Teknoloji Üniversitesi de yasayla birlikte hayata resmen geçmiş olacaktı.
Olmadı.
Son anda çelmeyi yedi Eskişehir'in 3 ncü Üniversitesi.
Olabilmesi bir başka bahara kaldı anlayacağınız.
Ve biz...
Eskişehir'e kurulacak olan 3 ncü Üniversite resmen yatarken, şehirde bu konu gündem olması gerekirken, verilen söz yine tutulamamışken ve şehirde bu duruma tepki doğması gerekirken, gündemimiz Eskişehirspor'un maddi çıkmazıydı...
Şehir olarak...
Eskişehirspor'a destek sözü verdikleri için kamuoyunda oluşan algı yüzünden, verdikleri 3 ncü Üniversite sözünü bu kez de tutamayan aynı kişilere bunun hesabını soramadık bile...
Kısacası...
Eskişehir'e her yıl 2-3 milyar katkı sağlayacak 3 ncü Üniversite, Eskişehirspor'a bulunacağı söylenen 2-3 milyon liralık yardım sözünün altında ezilip kayboldu...
.....
Kime ne kadar güveniyoruz?
En son yapılan bir anket var...
Soruyorlar insanlara "En çok kime güveniyorsunuz?" diye.
Verilen cevaplara göre bir sıralama yapılıyor.
Toplumda en çok Eğitimcilere güven duyulduğu çıkıyor ortaya.
Yani...
100 kişiden 86'sı Eğitimcilere güven duyduğunu söylüyor.
Sonra da sırasıyla:
-Yüz kişiden 81'i sağlıkçılara...
-Yüz kişiden 74'ü Asker'e...
-Yüz kişiden 69'ı Polis'e
-Yüz kişiden 44'ü Yargıçlara...
-Yüz kişiden 43'ü Dini liderlere
-Yüz kişiden 37'si Gazetecilere...
Ve
-Yüz kişiden sadece 17'si Politikacılara güvendiğini söylüyor.

Sonuç, siyasetçilere güven açısından tam bir felaket.
Yüz kişiden ancak 17'si güven duyabiliyor siyasetçiye.
Aslında bu durum siyasetin bu ülkede ne durumda olduğunu da ortaya koyuyor.
Siyaset, asıl itibarıyla insanlara hizmet edebilmenin en iyi yolu.
İnsanlara hizmet eden bir kurumun da son derece güvenilir olması lazım.
Fakat, bu hizmet gereğince yapılamıyor olmalı ki, siyaset kurumu da en güvenilir olmayan kurumların başında geliyor.
Bu güne kadar sürekli olarak siyaset kurumunun bu işte bir suçunun olmadığını dile getirdik.
Asıl suçlunun, siyaseti kötü şekilde yapanlarda olduğunu söyledik.
Hala o fikirdeyiz.
Zira..._Kötü siyasetçi, siyaset kurumunun da bir anlamda içine ediyor.

O yüzden...
Eğer siyaset kurumu güvenilir hale gelecekse, bu öncelikle siyasetçinin kalitesinden geçiyor.
Yani...
"Siyasetçi düzelirse, siyaset de düzelir" e gelip dayanıyor iş...
Sonuç olarak...
Siyaset kurumunun en güvenilir olmayan kurum olması bu gün için çok normal.
Çünkü...
Bir anlamda siyaset kurumuna da şahsiyet kazandıracak, O'nu güvenilir kılacak siyasetçi sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
.....
Sen Belediye Başkanı olduğunda kaç yaşındaydın?
1992 yılı.
Yapılan seçimlerde DYP birinci çıkıyor.
Hükümetin büyük ortağı oluyor haliyle.
Eskişehir'de o dönem Bahaeddin Güney Vali.
DYP'liler yeni bir vali arayışında.
Sonunda buluyorlar aradıkları vali olacak ismi.
Bulunan isim: Askerliğini Eskişehir'de yapmış, İçişleri Bakanlığı'nda Daire başkanlığı ve Genel müdür yardımcılığı görevlerinde bulunmuş Ali Fuat Güven.
Dönemin DYP İl Başkanı Demir Berberoğlu ile Milletvekilleri İbrahim Yaşar Dedelek ve Fevzi Yalçın soluğu İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'in yanında alıyorlar.
-"Biz Eskişehir'e Vali olarak Ali fuat Güven'i istiyoruz" diyorlar.
Bakan İsmet Sezgin "Olmaz Allah olmaz" diyor başka bir şey demiyor.
Niçin olmayacağı konusunda sıkıştırıyorlar bakan Sezgin'i.
İsmet Sezgin işin içinden çıkamayacağını anlıyor ve "Olmaz çünkü yaşı çok genç. Valilik yapması riskli olabilir. Biraz tecrübe sahibi olması gerekiyor" diyor son olarak.
Bunun üzerine Berberoğlu, Dedelek ve Yalçın aynı anda "İyi güzel de... Sen Belediye Başkanı olduğunda kaç yaşındaydın?" diye soruyorlar bir ağızdan.
27 yaşında Aydın Belediye Başkanı olan ve bu soru üzerine çaresiz kalan İsmet Sezgin "Tamam o zaman. İstediğiniz olsun" diyerek imzalıyor Ali Fuat Güven'in Eskişehir valiliğini.
Birkaç gün sonra çıkan valiler kararnamesinde Eskişehir Valisi olan Ali Fuat Güven böylece en genç vali oluyor.
Geçmiş dönemlerde, kabinede önemli bakanlık görevlerini üstlenmiş İsmet Sezgin'in ölüm haberini okuyunca, Eskişehir ile ilgili yaşanmış bu olay geldi aklımıza.
Allah rahmet eylesin...