
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
Eskişehirspor'daki ruh hali!
Fener maçının devre arasında olup bitenler herkesin ağzında...
Yaşanan ağız dalaşları, Eskişehirspor konusunda nasılda bir bölünmüşlük yaşandığını gösteriyor.
Çünkü;
Bir tarafta mevcut yönetimden hayli rahatsız olan bir kesim var.
Diğer tarafta ise bugünkü yönetim tarzının sürmesini dileyenler...
***
Kişiler arasındaki çekişmeler, atışmalar falan bizi pek ilgilendirmez.
Sadece o tartışmanın içerisinde var olanları ilgilendirir.
Fakat tartışmanın boyutunun daha ötesine gitmesi oldukça düşündürücü!
Yani;
İşin yumruklaşmaya varması gelinen durumun boyutunu gözler önüne seriyor.
Öyle ya;
Bir tarafta taraflı tarafsız herkesin sevdiği, partili, partili olmayan kim varsa 'saygı duyduğu' bir isim var.
Mete Yılmaz.
Diğer tarafta ise Halil Ünal!
Ve bu ikili protokolde karşı karşıya geldiğinde birden Ünal'dan yumruk geliyor.
Hatta o yumruğun Mete Yılmaz'a denk geldiği de söyleniyor.
***
Mete Yılmaz'ı tanırız.
Eskişehirspor deyince akan sular durur kendisi için.
Taşın altına elini koymak içinde Mesut Hoşcan ile birlikte hareket etme kararı aldı.
Ancak kenara çekildi sonra.
İşin ne etlisine, ne de sütlüsüne karıştı.
Rekabet ise mevcut adaylar arasında tırmandı.
Ceremesini çekmek ise yine Mete Yılmaz'a kaldı.
***
Gördüğünüz üzere, artık neler olmaya başladı.
Bir kulüp başkanı kalkıp, hiç bir şeyle ilgisi olmayan bir kişiyi yumruklamaya kalkıyor.
"Sahada bir türlü gelmeyen iyi sonuçların, futbolcuların yaşadığı söylenen para sorunlarının nedeni olarak o kişiyi görüyor"
İş fiili saldırıya kadar geliyor.
Hadi bu yumruklama işini geçtik.
Eskişehirspor işte bu gerilim içinde kongreye gidiyor.
Asıl sorun burada!
Umarız bu işin sonu hayırlı olur...
....................
Bizler artık
sadece seyirciyiz!
Bugün spordan devam edelim.
Kulübün tepesinde yaşananlardan, sahaya inelim.
Sahada ne olup bitiyor, ona göz atalım.
***
Öncelikle Ersun Yanal konusunda yanılmadığımızı bir kez daha gördük.
Her iki Fener maçında da sahaya bir türlü müdahale edememesi, istenmeyen sonuçları getirdi.
Hele hele buradaki kupa maçında taraftar gibi yine seyretmeyi seçti.
Rakip hoca sahaya aynı anda üç futbolcu birden sokarak, saha içi dengeleri kendisine çevirirken;
Bizim Hoca "nasıl olsa baskılı oynuyoruz" düşüncesiyle yine bir şey yapmadı.
Değişen sadece bu değildi.
Özgür Çek'in oyuna girme dakikası da yine değişmedi.
***
Hakem hataları falan evet...
Haklı gerekçeler olabilir.
Bizde bu konuda takımın hakkının yendiğini düşünüyoruz.
Fakat sahada hem rakibi, hem de hakemi yenecek kadar bir varlık gösteremediğimizi de söyleyemeyiz.
Hele hele futbolcuların taraftarı protesto eden tarzları ile maç sonunda kulüp yöneticilerinden hakem hataları için tek kelam edilmemesine ise diyecek hiçbir şey bulamıyoruz.
O yüzden;
Eskişehirspor artık kaderini kendisi belirleyecek.
Ve bizler...
Hepimiz artık sadece birer 'seyirciden' ibaretiz...
Çünkü istediğini yapan bir yönetim, sahada da istediği gibi oynayan ve 'taraftarını çokta takmayan' bir takım var.