
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Eskişehirspor'un başına kimin geleceği ne kadar önemli ?
Bakan Nabi Avcı’nın yaptığı görüşmelerin ardından, Eskişehirspor’a başkan olarak Sinan özeçoğlu’nun geleceği ihtimali artmış gözüküyor.
Yine de…
Eskişehirspor başkan ve yönetimi bugün yapılacak olan olağanüstü genel kurulda belli olacak.
O yüzden…
Eskişehirspor’a, ismi öne çıktığı için Sinan özeçoğlu mu gelecek yoksa başka bir isim mi başkan olacak bilemiyoruz.
Doğrusunu söylemek gerekirse…
Eskişehirspor’un başına gelecek olan isim ile yönetim kurulunda bulunacak olan isimleri de çok merak etmiyoruz.
Zira…
Bizi isimlerden ziyade, o isimlerin nasıl başkanlık, nasıl yöneticilik yapacakları, nasıl bir yönetim anlayışı içinde olacakları ilgilendiriyor.
örneğin…
-Bozuk olan işini düzeltmek isteyenler yerine, işi-gücü düzgün olan insanların başkan ve yönetici olmalarıyla…
-Akıl veren insanlar yerine, emek veren insanların başkan ve yönetici olmalarıyla…
-“Şu kadar alacağım var” diyecek insanlar yerine, “Kulübe şu kadar para vereceğim” diyebilecek insanların başkan ve yönetici olmalarıyla…
-Var olan imkanları paylaşma peşinde koşanlar yerine, var olan imkanları daha da arttıracak olan insanların başkan ve yönetici olmalarıyla…
-Kulübü geçim kapısı yapanların çevresini sarıp sarmaladığı insanlar yerine, bu tipleri kulübün 10 kilometre dahi yanına yaklaştırmayacak insanların başkan ve yönetici olmalarıyla…
-Kulübün olmayan parasını dahi tırtıklamak için 9 takla atan insanların söz sahibi olması yerine, kulübün kapılarını bu insanların yüzüne kapatan insanların başkan ve yönetici olmalarıyla…
KISACASI…
-Yalan-dolan-entrika içinde olan insanlar yerine, doğru-dürüst-şeffaf ve seviyeli insanların başkan ve yönetici olmalarıyla İLGİLENİYORUZ…
Eskişehirspor’a başkan ve yöneticilerin kim olduğu, kimler olduğunun vallahi de önemi yok…
önemli olan…
Başkan ve yönetici olanlar, Eskişehirspor gibi son derece önemli bir camia içinde, ne denli ciddi bir görev üstlendiklerinin ve bu üstlendikleri görevin sorumluluğunun ne denli önemli olduğunu bilecek ve ona göre seviyeli bir davranış içinde olacaklar mı?
İşte bütün mesele bu…
.....
özensiz, dikkatsiz ve
acemice hazırlanmış…
15 Temmuz hain darbe girişiminin yıldönümü ile ilgili hazırlanan afişler var.
Bu afişler büyük tepki görüyor.
Tepki görmesinin birçok nedeni var.
Birincisi, afişlerde Türk askeri yerine bir filmden alınan Amerikan askerinin monte edilmesi.
İkincisi, maç izleyen bazı insanların afişte darbe girişimine direnenler arasına monte edilmesi.
Bir diğeri ise, kanun açık olmasına rağmen Türk bayrağının üzerine 15 yazısı yazılması.
Hazırlanan afişlerin genelde Türk askerini rencide eden, darbe girişimini Türk askeri yapmış gibi gösteren bir algı yarattığına ilişkin görüş var.
Afişleri gördükten sonra bu görüşte olanların pek de haksız olmadığını düşündük.
Zira…
Böylesine önemli bir gün için hazırlanan bu afişler ancak bu kadar özensiz, dikkatsiz, acemice hazırlanabilirdi…
.....
Porsuğun suyu
kirli ise…
Eskişehir’e gelen Sağlık bakanı Recep Akdağ bir açıklama yapıyor ve şunu söylüyor:
“İçme ve kullanma sularının temiz olması hem mikrobiyolojik açıdan hem kimyasal açıdan temiz olması insan sağlığı açısından çok önemli. Yapılan değerlendirmelerde özellikle kimyasallar açısından şehir suyunun arıtma ihtiyacını tespit etmiş durumdayız. Dolayısıyla belediyemize bunu bildireceğiz. Bir an önce Eskişehir Belediyesi’nin su arıtması ile ilgili gerekli çalışmaları tamamlaması ve Eskişehirli vatandaşımızın sağlığı açısından riskleri ortadan kaldırması gerekiyor. Bunu il müdürlüğümüz, belediyeye gerekli uyarıları yapacak şekilde yazacak ve meseleyi takip edeceğiz”
Ardından, hemen ertesi günü…
Büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Sağlık bakanının bu söylediklerine cevap veriyor ve şunları söylüyor:
“Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın Eskişehir ziyaretinde, içme ve kullanma suyu konusundaki açıklamaları doğru değil. Bakan’a kasıtlı olarak eksik ve yanlış bilgi verildiğini düşünüyorum. Vatandaş suyunu güvenle içsin”
üçüncü gün vilayette il koordinasyon kurulu toplantısı yapılıyor.
Toplantıda söz alan MTA Orta Anadolu III. Bölge Müdür Vekili Mevlüt Toruk, Porsuk çayından alınan numuneler üzerinde yapılan araştırma hakkında bilgi verip şunları söylüyor:
“Aldığımız numuneler ve yaptığımız araştırmalar çerçevesinde, Porsuk çayındaki suda ağır metal kirliliği yok. Ancak bir tarımsal kirlilik var.”
Sonuç olarak…
Porsuk suyu kirli ise bu kirliğin kaynağı tarımsal kirlilik.
Tarlalara atılan ilaç ve gübrelerin porsuğa karıştığı gibi bir durum söz konusu…
Eğer bu kirlilik önlenecek, Eskişehirli sağlıklı bir su tüketecekse, bunu sağlamada Büyükşehir Belediyesi kadar Tarım Bakanlığının da bir şeyler yapması gerekmiyor mu?
....
Biraz da gülmek lazım
Temel Dallas’taki kuzeni Dursun’u görmeye gitmiş. Dursun Temel’i havaalanında karşılamış. Beraberce dışarı çıkmışlar. Temel bir bakmış 10 metre boyunda bir limuzin!
"Uyyy, amma da büyük bu, daa!"
Dursun hafifçe gülmüş: "Temel’im burası Amerika! Burada her birşey büyük!"
Yola çıkmışlar, Dursun’un çiftliğinin kapısından içeri girmişler. Git git bir türlü eve varmıyorlar. Temel şaşkınlık içinde:
"Uyy, amma da büyük çiftlik daaa!"
Dursun gene hafifçe gülmüş: "Temel’im burası Amerika! Burada her birşey büyük!"
Neyse, akşam olmuş, yemek salonuna geçmişler. Salonun ortasında kocaman bir masa. Bir ucunda Temel bir ucunda Dursun. Temel Dursun’u taa uzaktan zor seçiyor.
"Uyy!" diye bağırmış: "amma büyük masa, daa!"
Dursun’un sesi gelmiş: "Temel’im burası Amerika! Burada her bir şey büyük!"
Yemekten sonra Temel’in tuvalete gitmesi gerekmiş. Dursun:
"Temelim, alt kata in, soldan üçüncü kapı" diye tarif etmiş. Temel alt kata inmiş ama sol yerine sağdan üçüncü kapıya girmiş. Orası evin havuzunun olduğu yermiş. Her yer karanlık olduğu için Temel elektrik düğmesini ararken havuza düşmüş. Can havliyle bağırmaya başlamış:
"Sifonu çekmeyiiin!! Sifonu çekmeyiiin!"