4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

FABRİKALAR BÖLGESİ

Cumhuriyetin ilk yıllarında, Eskişehir, un ve toprak sanayi de ülkemizin önde gelen kentleri arasındaydı. Ne var ki Eskişehir, un ve toprak sanayindeki geçmişteki konumunu kaybetti. O dönemde gerçekleştirilen, Eskişehir' deki, Fabrikalar Bölgesi'ndeki 8 adet fabrika parseli, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 12.2.1998 / 476, 14.8.2003 / 2479 ve 13.10.2003 / 2564 tarih ve sayılı kararlarla tescil edilmişti.
Ayrıca geçmiş yıllarda, Fabrikalar bölgesinin Eskişehir' in akciğeri olacağı hep söylendi. Bugün bu söylemlerin yerini, oteller, iş hanları gibi tesisler aldı. Bu gelişmelere karşısında, Eskişehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını koruma Kurulu, ne gibi karalar aldı bilinmez ama şehirleşme ve kentin kimliği açısından, fabrikalar bölgesinin korunması ve beton yığını haline dönüştürülmesi için, mutlaka önlemler almak zorundadır.
Basında öğrendiğimiz kadarıyla da, Eskişehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu' nun, fabrikalar bölgesi ile ilgili kararların ve uygulamaların, bazı kesimleri mağdur ettiği söyleniyor. Hatta bazı sivil toplum örgütlerinin, bu hususta girişimde bulunduğu da biliniyor. Hatta mahkeme kararları bile eleştiri alıyor.
Maalesef bu düşünce ve uygulamalar, Eskişehir ovasını beton yığını haline dönüştürdüğü gibi, Eskişehir' i de, " TEK MERKEZLİ KENT" haline getirdi. Oysa bu gününün şehircilik anlayışı, " Çok kesimli" ve" Çok Merkezli" kentlerdir. Hatta çağımızın şehircilik anlayışı, "Büyüme Koridorları" adı verilen, şehirlerarası otoyolların, iki tarafına serpilip gelişen, "ÇEVRE ŞEHİRLERİ" şeklinde ortaya çıkmaktadır. Çağımızdaki şehirler, merkezi belli olmayan kentlerdir. Hatta yeni kentlerin, nerede başlayıp, nerde bittiği bile belli değildir. Yüzlerce kilometrelik büyüme koridorlarının etrafında, devamlı büyüyen ve gelişen kentlerdir.
Ayrıca insanın doğrudan doğruya veya doğa ile birlikte yarattığı ve bugün "KÜLTÜREL VE DOĞAL MİRAS" olarak adlandırdığımız değerlerin korunması, çağımızda, yalnız Eskişehir' in değil, insanlığın da ortak sorunu olan ve üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.
Fabrikalar Bölgesi, Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar gelen sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan, kent ve kent kalıntılardır. Bunların korunması kent kimliği açısından da bir zorunluluktur. Ayrıca Fabrikalar Bölgesi nin, "SİT ALANI" olarak oluşturulması, doğru bir karardır. Umarız, Eskişehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını koruma Kurulu bu kararının arkasında durur. Kamuoyu da kurula destek verir.
Gelişmiş ülkelerde, korumacılık ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasal sürecinden bağımsız olarak gelişme göstermektedir. Ülkemizde ise korumacılık olgusu, ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasal yapılanma sürecinden bağımsız değildir. Hatta "POLİTİK" ve "ELİT" güçlerin etkisi altındadır.
Kentlerde ve Eskişehir' de, oluşan plansız beton yığınları, korunması gereken yapıların ve eserlerin yok olmasına yol açmıştır. Bu durum eskinin yok edilip, yeni fakat özgünlüğü olmayan bir yapılanmanın desteklendiği bir sürecin göstergesi olmaktadır.
Ayrıca Fabrikalar bölgesi ve diğer bölgelerdeki tarihi yapıları ve tabiat varlıkları Koruma düşüncesi, gelişme ve kalkınmayı engelleyici değildir. Üstelik gelişme ve kalkınmaya içerik ve ivme kazandırıcı, bir niteliğe sahiptir. Ayrıca tüm dünyada, "ekolojiye göre ekonomi kurulmakta, ekonomi ekolojiye uydurulmaktadır.
Fabrikalar bölgesi, her yönü ile gelecek nesillere bırakılabilecek Kültür varlığıdır.i Kent olarak tarihsel gelişimi içinde, bu bölgenin özel ve ayırt edici bir yeri vardır. O nedenle de fabrikalar bölgesinin, diğer tarihi miraslardan hiçbir farkı yok. O nedenle de burası mutlaka korunmalı ve fabrikalarda turizm sektörüne kazandırılmalıdır. Tüm dünyadaki bu yöndeki gelişmeler ortadadır.
Bu gerçeğe rağmen, Eskişehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu' nun, hemen kararına itiraz ediliyor, hatta suçlanıyor. Oysa kurul, her kararını mevzuata göre almaktadır. Ayrıca Kurul, tarihi ve doğal mirası korumakla menfaat sağlamayacaktır, Amaçları, atalarımızın ve torunlarımızın emaneti olan "TARİHİ VE DOĞAL MİRASI" korumaktır.
Bütün bu alandaki olumsuzluklara rağmen, tek tesellimiz, Kurumun, iş yükü fazla olmasına rağmen, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürü Sayın Hülya ÇOPUROĞLU ve ekibinin olağanüstü gayretidir. Sayın Hülya ÇOPUROĞLU, Eskişehir, Kültür ve Tabiat Varlıkları için bir şanstır. Çünkü Kültür ve Tabiat Varlıkları ile ilgili mevzuatta hakim oluğu kadar, bu alanda, her uzmana nasip olmayacak deneyim, tecrübe ve birikimine de sahiptir.
Sayın ÇOPUROĞLU ve ekibini kutluyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi