Gürcan Banger
Fanatizm ve korkular
Fanatizm, bir kimseye, bir düşünceye ya da genelde herhangi bir şeye aşırı düşkünlük veya saplantı düzeyinde aşırı tutkunluktur. Fanatikler, toplumun her kesiminde bulunur. Kimi zaman bir spor kulübü taraftarı olarak görürsünüz fanatiği; kimi zaman bir siyasetçi olarak. İnanç sahibinin de fanatiği olur, bizim ülkemizde bilim insanının da...
Genelde fanatizmin bilgi veya düşünce ile ilgisi yoktur. Fanatizm, çoğu zaman bir kişinin düşünce sisteminin içeriği ile karıştırılır. Fanatizm; sağcılık veya solculuk, ilericilik veya gericilik değildir. Bence fanatizm, bir davranış kalıbıdır. Bu nedenle de işten, meslekten, cinsiyetten ve düşünce ile inanç içeriğinden bu özelliğiyle bağımsızdır.
Fanatik deyince; güncel konular nedeniyle ya eli döner bıçaklı bir futbol takımı taraftarı anlaşılır ya da din temelli devlet düzeni beklentisi içinde olan bir feodal görünümlü bir dağ adamı göz önüne gelir. Belki de böyle yansıtılmasından yarar umanlar vardır. Hâlbuki fanatizm, bedeni sıkı sıkıya saran bir elbise gibidir. Bu elbiseyi kimin giyeceği konusunda kesin sınıflamalar yoktur.
Fanatizm, kişinin benimsediği şey dışındaki beğeni ve yaklaşımlara tahammülsüzlük demektir. Başka seçenek ve farklı yolların olabileceğini kabul etmemektir. Doğrunun, birden fazla olabileceği ihtimalini yok saymaktır. Fanatizm, kendini ikilem gibi siyah ve beyaza, daha doğrusu saplantı gibi tek renge veya tek tona kilitlemektir. Fanatizm, ‘GS ile FB çatışması’ değildir. Aynı biçimde fanatizm, laik ve anti-laik çatışması da değildir. Fanatizm, bu olgular karşısında nasıl durduğumuzla ilgilidir.
Kısıtlayıcı, baskıcı düşünce ve yaşam sistemlerinin yatkınlığı vardır fanatizme. Özgürlüklere izin verilmediği ortamların genel geçer davranış modelidir fanatizm. Ama sanmayın ki; fanatizm, demokrasi görüntüsü veya söylemi altında kendini sunmaz. Eğer demokrasi iklimini koruyacak sivil ve sosyal mekanizmalar yoksa fanatizm kolaylıkla baskın yönelim olur.
Fanatizm, yaşamı kolaylaştırır. Çünkü olaylar ve konular üzerinde düşünmek gerekmez. Fanatizm, gerekli reçeteyi verir. Fanatizm ile grileri algılama ve anlama zorunluluğu yoktur; dünyaya tek renk gösteren gözlükle bakılır.
Fanatizm, değişimi görmemektir. Uzak ve yakın çevrede, lehte veya aleyhte, çoğu zaman yüksek tempolu bir hareketlenme olduğunu fark etmemektir. Fanatizm, insanın referans noktasının değişmesinin, pekâlâ insan etiğine uygun bir gelişme olabileceğini anlayamamaktır. Hatta anlamayı istememektir.
Bir kişinin okumuş olması, fanatik olmadığını göstermez. Ama okumuş olmak, fanatizmi gizlemenin etkili araçlarından biridir. Fanatizm, okumuşluk ile birlikte tehlikeli bir silah haline dönüşür. Aydın ile okumuşun ayrıldığı önemli noktalardan biri burasıdır. Fanatizm, aydın olmak gibi bir kişisel gelişim konusudur.
Bir kişi; sağcı ve fanatik, solcu ve fanatik, inançlı ve fanatik, laik ve fanatik olabilir. Düşüncenin rengi fanatizmi dışarıda bırakmaz. “Benim gibi düşünmüyor” diye bir kişiyi dışlamaya kalktığımızda, fanatizm bataklığının çamurları ayaklarımıza bulaşmaya başlamış demektir. Kendi doğrularımız olabilir; ama bu durum, başkalarının kendi doğrularına da saygı göstermemiz gereğini ortadan kaldırmaz.
Eğer sadece farklı düşündüğünüz için, sizi dinlemek ve anlamak yerine selamı kesen bir eski arkadaşınız varsa, onun resmini fanatizmin kişisel portresi örnekleri arasına yerleştirebilirsiniz. Ama böyle birisi için üzülmenize de gerek yoktur; çünkü herkes kendi cehennemine kendi yolundan gider.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.