
Gürcan Banger
STK’larda Klikleşme, Hizipleşme, Kayırmacılık
Sivil toplum kuruluşları (STK'lar), toplumun ihtiyaçlarını karşılamak, hak savunuculuğu yapmak ve toplumsal değişimi tetiklemek amacıyla kurulan gönüllü örgütlenmelerdir. STK’lar; dernek, vakıf, platform vb. gibi sivil yapılar olarak hayata geçerler. Ancak bu sivil yapıların içinde, zamanla iç klikleşme (küçük grupların ayrıcalıklı ittifaklar kurması), hizipleşme (ideolojik veya kişisel temelli fraksiyonlaşma) ve çeteleşme (gizli çıkar gruplarının hâkimiyet kurması) gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bu süreçler, hem STK’ların kurumsal yapısını hem de topluma yönelik işlevselliğini olumsuz etkilemekte; özellikle kayırmacılık (nepotizm, hemşehricilik, çıkar temelli grupsal dayanışma ilişkisi vb.) gibi olguların kurumsal kültürün içine yerleşmesine yol açmaktadır. Bu dinamikler, STK'ların birleşme ve dayanışma ruhunu zedelerken, misyonlarını baltalar ve hatta örgütsel çöküşe yol açabilir.
STK'larda klikleşme, belirli kişilerin veya grupların kendi aralarında kurdukları kapalı sosyal ağları ifade eder. Bu gruplar, kuruluşun genel çıkarlarından ziyade kendi dar çevrelerinin yararını öne çıkararak avantaj sağlamaya çalışırlar. Hizipleşme ise, bu kliklerin daha belirgin hale gelerek kuruluş içinde farklı kutuplar oluşturmasıdır. Çeteleşme ise, bu durumun daha organize ve yıkıcı bir boyut kazanarak, belirli bir grubun kuruluş üzerinde tahakküm kurmaya çalıştığı bir aşamayı tanımlar.
Bu olumsuz eğilimlerin ortaya çıkmasında –yönetim zafiyetleri, finansal bağımlılık ve kaynakların dağılımı, kişisel ilişkiler ve siyasi nüfuz, gönüllü yönetimi gibi– birkaç temel neden bulunmaktadır.
Şeffaf olmayan, katılımcı olmayan ve hesap verilebilirliği düşük yönetim modelleri, kliklerin oluşmasını kolaylaştırır. Kurucuların veya uzun süredir görevde olan yöneticilerin, kendi çevrelerini destekleme eğilimi bu duruma zemin hazırlayabilir.
STK'ların finansal kaynaklarının (bağışlar, hibeler, devlet destekleri vb.) dağılımında yaşanan adaletsizlikler veya şeffaflık eksikliği, gruplar arasında rekabete ve gerginliğe yol açabilir. Kaynaklara ulaşabilen klikler, bu avantajı kendi üyelerini kayırmakta kullanabilir.
STK'lar, zaman zaman siyasi veya bürokratik çevrelerle etkileşimde bulunabilir. Bu ilişkilerde oluşan kişisel bağlar ve çıkar grupları, STK içinde klikleşmeyi tetikleyebilir. Kendini siyasi bir parti veya çıkar grubuyla özdeşleştiren yapılar, bu hizipleşmeyi daha da derinleştirebilir.
Yeterli gönüllü yönetimi mekanizmalarının olmaması, gönüllülerin motivasyonlarının düşmesine ve kuruluşla bağlarının zayıflamasına neden olabilir. Bu durum, kliklerin daha kolay etki alanını genişletmesine fırsat tanır.
Klikleşme, hizipleşme ve çeteleşmenin en somut ve yıkıcı sonucu kayırmacılıktır. Kayırmacılık, liyakate, objektif kriterlere ve eşitliğe dayanması gereken atamalarda, görevlendirmelerde veya kaynak dağılımında, kişisel yakınlık, grup aidiyeti veya siyasi bağlantı gibi ölçütlerin ön plana çıkmasıdır. STK'larda kayırmacılık şu şekillerde ortaya çıkabilir:
1- Nitelikli Kadroların Dışlanması: Kuruluş içinde yetenekli ve liyakatli bireylerin, kliklere dâhil olmamaları veya belirli bir gruba ait olmamaları nedeniyle geri planda bırakılması.
2- Proje ve Kaynak Tahsisinde Adaletsizlik: Kaynakların, en çok ihtiyaç duyan veya en nitelikli projeleri yürütebilecek olanlara değil, belirli gruplara veya klik üyelerinin projelerine yönlendirilmesi.
3- Karar Alma Süreçlerinde Tekelleşme: Kuruluşun önemli kararlarının, geniş bir katılımla değil, yalnızca klik üyeleri tarafından alınması.
4- Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik Eksikliği: Kayırmacılığın olduğu ortamlarda, yapılan işlemlerin şeffaf olmaması ve hesap verilebilirliğin zayıflaması yaygındır. Bu durum, STK'ların hem içindeki bireylerin hem de dış paydaşların güvenini sarsar.
STK’lar, toplumsal değişimin, katılımcılığın ve demokrasinin önemli aktörleridir. Ancak içsel dinamiklerinde ortaya çıkan klikleşme ve hizipleşme süreçleri, kayırmacılığı besleyerek hem kurumsal verimliliklerini hem de toplumsal meşruiyetlerini zayıflatmaktadır. Bu nedenle, STK’ların demokratik, şeffaf ve liyakate dayalı bir örgüt kültürü inşa etmeleri yalnızca kendi varlıkları için değil, aynı zamanda toplumsal demokrasinin güçlenmesi için de kritik önemdedir.
Bir ömür aşk
18 Ekim 2025 Cumartesi 00:05Kentsel inovasyon
17 Ekim 2025 Cuma 00:05Kenti tüketimle açıklamaya çalışmak
16 Ekim 2025 Perşembe 00:05Kentin katma değer yeteneği
15 Ekim 2025 Çarşamba 00:05Küreselleşen yerel
14 Ekim 2025 Salı 00:05Kentin vizyonu
13 Ekim 2025 Pazartesi 00:02Saygının verimliliği
11 Ekim 2025 Cumartesi 00:05Un, yağ ve şeker varsa
10 Ekim 2025 Cuma 00:05Yaşama bakış açımız
09 Ekim 2025 Perşembe 00:05Ahlaksız ahlak
08 Ekim 2025 Çarşamba 00:05



