Eskişehir son yıllardaki atılımları ile adından 'Avrupa Kenti' diye söz ettiriyor.
Çünkü ülke şartlarında kentin bugün geldiği nokta, diğer kentlere göre 'Avrupai' kalıyor!
Oysa Eskişehir'in de, Avrupa kentlerinin aksine pek çok eksik var!
Mesela büyük bir meydanı olmayan bir Avrupa kenti göremezsiniz.
Ama Eskişehir'de yok!
O şehri simgeleyen bir yapı illa ki vardır, Avrupa kentlerinde...
Ama Eskişehir'in yok!
Estetik derseniz, bizim ülkemizin şehirleri ile asla kıyaslayamazsınız ki;
Eskişehir'le kıyaslayasınız.
Çünkü Avrupa kentlerinde ki yapılaşma, tarihten bu yana gelişen süreç içerisinde yapılmış;
Ve tamamen tarihi dokuya sadık kalınarak inşa edilmiş.
Bizim ülkemizde ve şehrimizde ise her şey çok farklıdır.
Ne tarih, ne kentin geleceği, ne konumu ne de coğrafi özellikleri hiç düşünülmemiş.
Oy hesabı ile boş bulunan her yere inşaat izni verilmiş;
Yapılacak binanın şehrin dokusuna uygun olup olmayacağına hiç bakılmamış.
Zaten;
Daha üç beş yıl öncesine kadar deprem gereğini bile gözetmeyenlerin, şehir estetiğini gözeteceklerini de zaten asla düşünemeyiz.
***
Sözümüz yine de meclisten dışarı!
Çünkü yukarıda yazdıklarımız elbette Eskişehir'e özgü bir durum değil.
Ülkemizin tüm kentleri değişik çıkarlar uğruna heba olmuş gitmiş maalesef.
Ortaya ise Avrupa kentlerine imrenerek bakan şehirler çıkmış.
Şehirleşme adına en çok üzüldüğümüz noktalardan birisi işte budur!
Avrupa kentleri, geleceğe dönük yepyeni projeler üzerinde çalışmaya başlarken;
Maalesef biz yaptığımız onca hatanın telafisini arıyoruz.
Ve sırf bu yüzden, 2011 yılında kentsel dönüşüm projelerini uygulamaya çalışıyoruz.
Ne kadar acı değil mi?
***
Tüm bunları anlatmamızın nedeni, İMO başkanının açıklamalarından kaynaklandı.
Başkan Fercan Yavuz acı bir gerçeği hepimizin önüne koydu!
'Her önüne gelen inşaat yapıyor' dedi Yavuz.
Bir şehrin en büyük sorununun asıl bu olması gerektiğini anlatmaya çalıştı.
Nedeni çok açık!
Bugün sokaklarından bırakın araçla, bisikletle geçemez olduğumuz bir şehirde yaşıyoruz.
***
Buraya bir fotoğraf koyduk.
Ne zamandır yayınlamayı istediğimiz bir fotoğraftı bu.
Fercan Yavuz'un söylediklerinden sonra yayınlayalım istedik!
Fotoğrafta yer alan bölge, hepimizin çok aşina olduğu bir yer.
Hatta kentin göbeği!
Vilayet meydanı ve çevresinin havadan çekilmiş fotoğrafı!
Şehre nasıl yazık ettiğimizi çok açık bir şekilde gösteriyor.
Bir tarafta Cumhuriyet dönemi eseri olan valilik binası, merkez bankası, eski adliye ve hemen arkalarında okullar bölgesinin yeşillikler içindeki yerleşimi...
Bu görüntünün çevresinde ise, daha sonraki yıllarda 'bizim yaptığımız' yapılaşma.
İkisinin arasındaki farka iyice bakın ve şehre nasılda yazık ettiğimizi kolayca görün istiyoruz.
***
Anlatmak istediğimiz de şu;
Şehri zamanında kuranlar, tarihsel sürece uygun binalar yapmışlar.
Daha sonra şehir yönetimlerine gelenler ise, herkese inşaatı ruhsatı vermişler.
Fercan Yavuz'unda dediği gibi...
Eskişehir her önüne gelenin inşaat yaptığı bir şehir oldu.
Şehrin estetiği, görünümü ise hak getire.
Biz kendimize istediğimiz kadar Avrupa kenti diyelim.
Etrafınızdaki binalara ve görüntüye bir bakın, bakalım ne kadar Avrupalıyız?